AB, Karadeniz stratejisiyle Rusya’ya karşı yeni adım atıyor

img
AB, Karadeniz stratejisiyle Rusya’ya karşı yeni adım atıyor YDH

Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü tarafından yayımlanan analize göre, AB, Karadeniz’in stratejik önemini dikkate alarak yeni bir strateji açıkladı. Stratejinin uygulanmasında üye devletler arasındaki koordinasyon, bölgesel aktörlerle uyum ve dış aktörlerin etkisinin yönetilmesi kritik olarak öne çıkıyor.




YDH- İngiltere merkezli güvenlik ve savunma düşünce kuruluşu Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü (RUSI) tarafından yayımlanan analize göre, 28 Mayıs 2025’te Avrupa Birliği (AB) Karadeniz stratejisini açıkladı.

Analizde, bu adımın, bölgenin kritik jeopolitik öneminin uzun süredir tanınmaması ve Rusya’ya karşı uzun vadeli bir strateji eksikliğinin giderilmesi açısından önemli bir işaret olduğu bildirildi. Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Kaja Kallas’ın, Karadeniz’in güvenliğinin Avrupa güvenliği için de hayati öneme sahip olduğunu vurguladığı kaydedildi.

AB’nin stratejik yaklaşımı ve önleyici tutum

Analize göre, stratejinin uygulanmasına dair detaylar halen belirsiz olsa da AB’nin, Karadeniz’e yönelik yaklaşımını reaktif bir tutumdan daha önleyici ve stratejik bir yaklaşıma kaydırmaya çalıştığı ifade edildi.

2022’deki geniş çaplı Ukrayna savaşı öncesinde Kremlin’in bölgede tutarlı bir strateji izlediği ve çoğu zaman hedeflerine ulaşırken Batı’nın sürekli denetiminden büyük ölçüde kaçabildiği belirtildi.

Karadeniz çok kutuplu bir alan haline geldi

Analizde, Karadeniz’in artık çok kutuplu bir alan haline geldiği aktarıldı. Türkiye’nin etkisini pekiştirdiği, Çin’in ekonomik yatırımlar yaptığı ve Körfez ülkeleri ile Hindistan ve Pakistan’ın Güney Kafkasya’da yeni siyasi ve ekonomik varlıklar oluşturduğu ifade edildi.

Bu çeşitlenmenin kıyı devletlerine manevra alanı sağladığı ve tek bir güce bağımlılığı azaltarak ilişkileri dengelemelerine imkân tanıdığı kaydedildi.

Bunun Rusya’nın Azerbaycan ve Ermenistan üzerinden etkinliğinin azalmasıyla bağlantılı olduğu bildirildi. Analizde, AB’nin yeni stratejisinin bu çok kutuplu yapıya yanıt verme kapasitesinin sorgulandığı ve stratejinin savunmacı bir tepki gibi görünme riski taşıdığı belirtildi.

AB’nin geçmişteki politik boşlukları

AB’nin Karadeniz politikalarında geçmişteki boşlukların Moskova tarafından istismar edildiği, Rusya’nın bölgedeki askeri varlığını ve siyasi etkisini artırdığı ifade edildi.

2014’ten itibaren AB’nin Karadeniz’e dair tutarlı bir strateji geliştiremediği, bunun özellikle Ukrayna, Gürcistan ve Moldova’nın güvenliğini zayıflattığı ve AB’nin bölgesel aktör olarak itibarını zayıflattığı kaydedildi.

Black Sea Synergy (BSS) ve Doğu Ortaklığı (EaP) gibi bölgesel iş birliği araçlarının güvenlik tehditlerini yeterince karşılayamadığı, Rusya’nın tehditlerine karşı caydırıcı olamadığı aktarıldı.

Yeni Karadeniz stratejisi ve bileşenleri

Yeni Karadeniz stratejisinin üç temel bileşen etrafında şekillendiği bildirildi: güvenlik, istikrar ve dayanıklılığı artırmak; sürdürülebilir büyüme ve refahı teşvik etmek; iklim değişikliği dayanıklılığını desteklemek.

Stratejinin, genişleme süreci ve Doğu Ortaklığı politikasıyla uyumlu şekilde uygulanmasının planlandığı belirtildi. Güvenlik alanında önceliklerin üst sıralarda olduğu, Kallas’ın da vurguladığı üzere Karadeniz Deniz Güvenliği Merkezi’nin kurulmasının öngörüldüğü ve böylece kritik altyapının korunacağı ifade edildi. Ukrayna’daki gelişmelerin de merkezin izleme görevleri arasında olacağı kaydedildi.

Bölgesel iş birliği ve zorluklar

Analizde, AB’nin stratejiyi hayata geçirirken üye devletler arasındaki koordinasyonun yanı sıra bölgesel aktörlerle uyumun kritik olduğu vurgulandı. AB’nin yalnızca kıyı devletleriyle değil, Moldova, Ermenistan ve Azerbaycan ile de iş birliği yapmasının önem taşıdığı belirtildi. Ancak bölgedeki ülkelerin Rusya’ya bakış açıları ve dış politika önceliklerinin farklı olması, stratejinin uygulanmasını zorlaştıran bir faktör olarak aktarıldı.

Dış aktörlerin artan etkisi

Analizde Çin’in bölgedeki etkisinin artmasının AB için ek bir zorluk oluşturduğu ve özellikle liman gibi kritik altyapı yatırımlarının izlenmesi gerektiği ifade edildi. Örneğin, 2024’te Gürcistan’daki Anaklia derin deniz limanının bir Çin konsorsiyumuna verilmesi, Çin’in ekonomik etkisinin arttığını gösterdi.

Stratejinin uygulanması ve AB’nin geleceği

Son olarak, stratejinin hayata geçirilmesinde kaynak, zamanlama ve bütçe planlamasında belirsizlikler bulunduğu kaydedildi.

Analizde, vizyonu uygulanabilir politikalara dönüştürmenin AB’nin Karadeniz’deki güvenlik mimarisini şekillendirebilecek bir jeopolitik aktör olarak güvenilirliğinin testi olacağı ifade edildi.

 

Çeviri: YDH