İslami Cihad: Masada yeni bir teklif yok, Batı direnişi bitirmek istiyor

img
İslami Cihad: Masada yeni bir teklif yok, Batı direnişi bitirmek istiyor YDH

İslami Cihad Hareketi Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Hindi, Gazze'de ateşkes için direniş örgütlerine yeni bir teklif sunulmadığını belirtti. Hindi, ABD ve Batı'nın amacının savaşı bitirmek değil, İsrail'e karşı direnen tüm yapıları ortadan kaldırmak olduğunu söyledi.




YDH - İslami Cihad Hareketi Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Hindi, Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanmasına yönelik direniş örgütlerine herhangi bir yeni teklif sunulmadığını bildirdi.

Hindi, ABD ve Batı’nın bu savaşı sona erdirmeye değil, bölgede İsrail’e direnen tüm yapıları ortadan kaldırmaya çalıştığını ifade etti.

El-Cezire'ye konuşan Hindi, mevcut müzakerelerin ciddi olmadığını, geçmiş süreçte de ciddi bir müzakere yaşanmadığını belirtti.

ABD'li temsilci Steve Witkoff’un sunduğu tekliflerin hem ABD hem de İsrail tarafından geri çekildiğini aktaran Hindi, müzakere heyetinin, ABD Başkanı Donald Trump’ın teklifini tartıştığı esnada İsrail tarafından bombalandığını vurguladı.

Hindi, bizzat Witkoff'un bile daha önce sunduğu ve direnişin kabul ettiği teklifleri reddettiğini söyledi. Bu durumun, sürecin bütünüyle çıkmaza girdiğini gösterdiğini kaydeden Hindi, şu an masada hiçbir yeni fikir ya da öneri olmadığını dile getirdi.

"İsrail iki yıldır hiçbir hedefe ulaşamadı"

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, “yaklaşan zaferin barışın başlangıcı olacağı” yönündeki açıklamasına değinen Hindi, bu sözlerin yeni olmadığını ve Netanyahu’nun bu ifadeleri iki senedir tekrarladığını belirtti.

Hindi, "Ancak iki yıl süren savaş boyunca İsrail hiçbir hedefe ulaşamadı, sadece Gazze’yi yıkıp halkını göçe zorladı," diye konuştu.

Hindi, Netanyahu’nun beş Arap başkentini hedef alarak bölgenin tamamını vurduğunu ve bu sayede İsrail’in gerçek yüzünün ortaya çıktığını söyledi. Hindi, Batılı müttefiklerinin bile Gazze’de yaşananları "savaş suçu" olarak nitelendirmeye başladığını ifade etti.

"Filistin devletinin tanınması, İsrail’in Gazze’deki soykırımı yüzünden"

Batı ülkelerinin son dönemde Filistin devletini tanımaya başlamasının, İsrail’in Gazze’de işlediği soykırımın doğrudan bir sonucu olduğunu dile getiren Hindi, iki devletli çözüm önerisinin Oslo Anlaşması ve Arap Barış Girişimi’nden bu yana masada olduğunu ancak bugüne kadar hiçbir zaman ciddiye alınmadığını vurguladı.

Bu tanımaların diplomatik açıdan İsrail için bir yenilgi anlamına geldiğini belirten Hindi, asıl amacın bu tanımalar değil, İsrail’in sürdürdüğü katliam, yıkım ve yerleşim politikalarının durdurulması olması gerektiğini söyledi.

Hindi, Batı’nın Filistin’i tanımasının sadece bir halkla ilişkiler çalışması olmaması gerektiğini, bunun Batılı ve Arap ülkeler için İsrail’le olan normalleşme, ekonomik, güvenlik ve siyasi ilişkilerini gözden geçirme zorunluluğu doğurduğunu ifade etti.

Bu gelişmelerin ancak Gazze’deki soykırımın ve Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetlerinin durdurulması için kullanılırsa anlamlı olacağını söyleyen Hindi, bu hususta güç dengelerinin belirleyici olduğunu savundu.

"Sorun Hamas ya da İslami Cihad değil, tüm direnişi hedef alıyorlar"

Netanyahu’nun beş Arap ülkesini vurduğunu ve tüm bölgeyi tehdit ettiğini hatırlatan Hindi, bu süreçte Arap dünyasının tavrının Batı’dan daha önemli hâle geldiğini söyledi.

Sorunun ne Hamas ne de İslami Cihad olduğunu vurgulayan Hindi, ABD ve Batı’nın bu savaşın ilk gününden itibaren, bölgede İsrail’e karşı direnen herkesin tasfiye edilmesini hedeflediğini belirtti. Hindi, “Mesele sadece Filistin değil, direnişe karşı yürütülen daha büyük bir savaş,” dedi.

Gazze’deki yıkımın sadece direnişi değil, tüm halkı hedef aldığını ve amacın zorla göç ettirme olduğunu belirten Hindi, Avrupa’daki özgürlükçü hareketlerin hükümetlerin tavırlarını değiştirmeye zorladığını söyledi.

Filistin devletinin tanınması gibi adımların, özellikle İsrail’le olan güvenlik, askeri ve ekonomik ilişkilerin sorgulanmasıyla desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Hindi, “Bu tanımaların halk öfkesini yatıştırma girişimi olmaktan çıkması lazım,” diye konuştu.

Hindi, son olarak gerçek sınavın savaşın durdurulması ve ülkelerin İsrail’le olan ilişkilerini gerçekten gözden geçirip geçirmediği olduğunu belirterek, nihai belirleyicinin güç dengesi olduğunu yineledi.