Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsünde yayımlanan makaleye göre, Türkiye'nin Suriye'de "istikrar arayışıyla" İsrail'in sınır ötesi askeri harekatları birbiriyle çelişiyor.

YDH - Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsünde, Reuters'ın Lübnan, Suriye ve Ürdün Büro Şefi Maya Gebeily'nin imzasıyla bir makale yayımlandı.
Makalede, İsrail'in Suriye'deki askeri harekatlarının ülkeyi istikrara kavuşturma çabalarını nasıl zorlaştırdığı ve çok taraflı dış desteğin neden gerekli olduğu ele alınıyor.
Türkiye ve İsrail'in hedefleri karşı karşıya
Makalede, Türkiye'nin istikrarlı ve merkezi bir Suriye arzusunda olduğu ve Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) öncülüğündeki yeni siyasi girişimin başarısına önem verdiği belirtildi.
Makalede, "Ankara, Şam’la siyasi, ekonomik ve askerî işbirliğini derinleştirmeye çalışırken, İsrail’in sınır ötesi askerî harekâtları artıyor," ifadelerine yer verildi.
İsrailli yetkililerin ise Suriye'de silahsızlandırılmış bir bölge oluşturma niyetinde olduğu aktarıldı.
Colani'nin İsrail'e güvence çabası
HTŞ rejiminin lideri Ebu Muhammed el-Colani'nin (şimdiki adıyla Ahmed eş-Şaraa), Suriye'nin güvenlik tehdidi oluşturmadığı mesajını İsrail'e iletmek için müttefiklerinden yardım istediği kaydedildi.
Ayrıca, uluslararası hukuka atıfta bulunarak İsrail'e 1974 ayrışma anlaşması kapsamındaki sınırlara saygı gösterme çağrısı yaptığı ve arabuluculuk için Katar'a başvurduğu ifade edildi.
Ancak İsrail'in hava saldırıları ve sınır ihlallerinin sürdüğü, bu durumun Suriyeliler arasında "gerekçesiz bir askerî eylem" olarak algılanarak öfke ve korkuya yol açtığı vurgulandı.
Makaleye göre İsrail, 7 Ekim sonrası sınır ötesi saldırılara karşı tampon bölgelere ihtiyaç duyduğunu öne sürüyor.
İçerideki sorunlar istikrarı zorlaştırıyor
Makalede, Colani'nin Suriye'yi bütünüyle istikrara kavuşturabilmesi için çözmesi gereken pek çok sorun olduğu, İsrail'in süregelen askeri varlığının ise bu durumu daha da karmaşıklaştırdığına dikkat çekildi.
Colani'nin ülke genelindeki çeşitli unsurlar üzerinde denetim kurmaya çalıştığı, ancak silahlı gruplar üzerindeki hakimiyetinin henüz tam olmadığı, bunun en son örneğinin ise "kıyı bölgesinde Alevilere yönelik geniş çaplı intikam cinayetleri" olduğu aktarıldı.
Bu nedenle pek çok Suriyelinin, ülkenin istikrara kavuşması için başka devletlerin de sürece dahil olması gerektiğine inandığı ve Körfez ülkelerinin ortak desteğinin şart olduğunu vurguladığı belirtildi.
Makalede, Suriye'yi yeniden inşa etmenin "yalnızca tek bir ülkenin –ister Türkiye, ister Katar veya başka bir devlet olsun– omuzlayabileceği bir yük olmadığı" görüşüne yer verildi.
Rusya ve ABD'nin Suriye politikaları
Bölge dışı aktörlere bakıldığında, HTŞ ile Rusya arasındaki askeri ilişkilerin ilerlediği ve Moskova'nın üslerini koruyacağının anlaşıldığı, ancak bu savunma ilişkisinin ayrıntılarının netleştirilmesinin kolay olmayacağı ifade edildi.
ABD'nin Suriye politikasını değerlendirmenin ise daha güç olduğu belirtilen makalede, Washington'da Colani'nin "eski bir cihatçı olarak mı ele alınacağı yoksa bölgesel güvenliği teşvik etmek adına muhatap alınması gereken bir aktör mü olduğu" konusunda görüş ayrılığı yaşandığı kaydedildi.
ABD Dışişleri Bakanlığının, Beşşar Esed dönemi yaptırımlarının kaldırılması için HTŞ rejiminin karşılaması gereken kriterleri yayımladığı ve bu yaptırımların "ülke ekonomisinin yeniden inşası önündeki ciddi bir engel olmaya devam edeceği" vurgulandı.