Burkina Faso Başbakanı’nın danışmanı Luc Damiba, Thomas Sankara Anıtı projesinin ve Tarımsal Hamle programının, Cumhurbaşkanı İbrahim Traoré’nin devrimi sürdürme kararlılığının göstergesi olduğunu belirtti.
YDH- People’s Dispatch’te yer alan habere göre, Burkina Faso Başbakanı’nın özel danışmanı Luc Damiba, Thomas Sankara Anıtı projesinin, Cumhurbaşkanı İbrahim Traoré’nin 1983 devrimini sürdürmeye olan kararlılığının açık bir göstergesi olduğunu belirtti.
Damiba, Sankara’nın 12 yoldaşıyla birlikte, dönemin arkadaşı Blaise Compaoré tarafından Fransa’nın desteğiyle düzenlenen bir saldırı sonucu 15 Ekim 1987’de öldürüldüğü anıt alanında Brezilya basınından Brasil de Fato’ya açıklamalarda bulundu.
Damiba, ülkenin mevcut durumu hakkında değerlendirmelerde bulunarak, Sahel Devletleri İttifakı (AES) ülkelerinin bölgede terörle mücadeledeki çabalarını değerli bulduğunu ifade etti. 16 Eylül 2023’te kurulan AES’in Mali, Burkina Faso ve Nijer’i bir araya getiren “devrimci bir varlık” olduğunu ve Fransız ile ABD neokolonyalizmine karşı bir kopuş projesi yürüttüğünü iddia eden Damiba, “Savaşı kazanıyoruz” dedi.
Danışman, Burkina Faso’nun Çin ve Rusya gibi BRICS ülkeleriyle ilişkilerini de değerlendirdi. Bu ilişkilerin Batı medyasında öne sürüldüğü gibi bir “emperyalizmin diğerine tercih edilmesi” olmadığını, bunun bir “egemenlik egzersizi” olduğunu ifade eden Damiba, “Rusya’nın yaptığı şeyi Fransa yapmadı. Bu büyük bir fark. Rusya ve Çin bize saygı duyuyor. Ayrıca Çin veya Rusya bize karşı emperyalist bir tavır sergilediğinde ‘hayır’ diyebilecek kadar olgunuz.” ifadelerini kullandı.
Thomas Sankara Anıtı’nın koordinasyon ekibinde görev alan Damiba, Cumhurbaşkanı Traoré’nin başlattığı Tarımsal Hamle programının önemine de dikkat çekti. Bu program sayesinde güvenlik, gıda özerkliği ve köylülerin siyasi katılımının sağlandığını belirten Damiba, “Devrimi gerçekleştirmek için yalnızca kırsal kesime güvenebiliriz.” dedi.
Damiba, Brezilya basınıyla yaptığı röportajda, Traoré’nin Sankara’nın “reenkarnasyonu” olduğu yönündeki görüşleri de değerlendirdi. Traoré’nin, iktidarı devralmasının ertesi günü 15 Ekim 2022’de anıta giderek devrimi sürdüreceğini ilan ettiğini ve Sankara’nın anısını yücelttiğini belirten Damiba, “Sankara devrimin babasıdır, Traoré ise oğludur. Bu nedenle ondan daha iyisini yapmak zorundadır.” ifadelerini kullandı.
Damiba, AES’in rolünü de anlattı. Bu ittifakın emperyalizme karşı bir ulusal kurtuluş savaşı verdiğini, teröristlerin silah ve finansmanının emperyalizmden geldiğini öne sürdü. Bu savaşın yalnızca Burkina Faso için değil, Mali ve Nijer için de bir özgürlük mücadelesi olduğunu vurguladı ve bunun bir iç savaş ya da basit bir terör savaşı olmadığını, aksine ülkelerin özerklik, bağımsızlık ve özgürlüğü için yürütülen bir mücadele olduğunu belirtti.
Damiba, ülkedeki güvenlik durumuna ilişkin olarak, Traoré’nin iktidara gelmesinden bu yana güvenliğin arttığını, birçok köy ve şehrin kurtarıldığını, güvenliğin kademeli olarak sağlandığını ifade etti. Hâlâ saldırılar yaşansa da savaşın sona erdirilmesine doğru ilerlediklerini ve bu mücadelenin yalnızca Burkina Faso ile sınırlı olmadığını, tüm AES ülkelerinde devam ettiğini kaydetti.
Köylülerin Burkina Faso’daki en önemli siyasi güç olduğunu vurgulayan Damiba, nüfusun yüzde 90’ının kırsalda yaşadığını hatırlattı. Tarımsal Hamle ile köylülerin gıda özerkliğine ulaştığını ve devrim için güçlü bir siyasi aktör haline geldiğini belirten Damiba, “Burjuvazi ve aydınlara güvenemeyiz, ancak kırsal dünya devrimin motorudur.” dedi.
Damiba, Çin ve Rusya ile ilişkileri “karşılıklı faydaya dayalı ortaklık” olarak nitelendirdi. Bu ülkelerden silah ve makineleri satın aldıklarını, işbirliğinin eşit temelde yürütüldüğünü ifade etti. Batı medyasının iddialarını reddeden Damiba, Sahel ülkelerinin kiminle iş yapacaklarını özgürce seçebilecek olgunluğa ve egemenlik bilincine sahip olduğunu vurguladı.
Traoré’nin Tarımsal Hamle politikasıyla kırsal kesimi mobilize ettiğini belirten Damiba, bu sayede köylülerin hem gıda üretimi hem de siyasi bilinç açısından devrime katkıda bulunduğunu kaydetti. Damiba, üniversite öğrencileri ve aydınların devrim açısından güvenilir olmadığını, ancak kırsal kesimin devrimin yürütülmesinde temel aktör olduğunu ifade etti.
Damiba, AES’in terörle mücadeledeki rolünü ve emperyalizme karşı yürütülen savaşın önemini tekrar vurgulayarak, Sahel ülkelerinin bağımsızlık ve özerklik için mücadele ettiğini belirtti. Burkina Faso’nun güvenlik ve siyasi istikrarını artırmak için yürütülen bu sürecin, kırsal halkın aktif katılımı ile desteklendiğini kaydetti.
Ayrıca Damiba, Çin ve Rusya ile sürdürülen işbirliklerinin, Batı medyasının iddia ettiği gibi bir yeni emperyalizm ilişkisi değil, ülkeler arası eşit temelli bir stratejik ortaklık olduğunu, Burkina Faso’nun egemenliğini koruma çerçevesinde yürütüldüğünü belirtti. Tüm bu adımların, Traoré’nin başlattığı devrimin sürdürülebilirliğini ve ulusal bağımsızlığın pekiştirilmesini hedeflediği vurgulandı.
