Nasrullah: Çatışmalarda ABD ve bazı bölge ülkelerinin parmağı var

img
Nasrullah: Çatışmalarda ABD ve bazı bölge ülkelerinin parmağı var YDH

SAAF-Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, güney Lübnan’ın İsrail işgalinden




SAAF-Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, güney Lübnan’ın İsrail işgalinden kurtarılmasının 7. yıldönümü münasebetiyle bir konuşma yaptı.

 

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, el-Menar ve el-Alem televizyonları tarafından da naklen yayınlanan demecinde ABD’nin Nehru’l- Bared Filsitin mülteci kampında yaşanan çatışmalar dolayısıyla Lübnan hükümetine yaptığı yardımlara değindi. Geçtiğimiz yıl İsrail’le yaşanan 33 günlük savaşta ABD’nin İsrail’e yardım etmek için bir hava köprüsü kurduğunu belirten Nasrullah, ABD’nin bugün de hükümetin isteğiyle Lübnan’a silah ve mühimmat gönderdiğini söyledi.

 

ABD’nin Lübnan’a silah ve mühimmat göndererek iç savaşı körüklemeye çalıştığına dikkat çeken Nasrullah, “Beyaz Saray, Lübnan’da Filistinlilerle Lübnanlıları bir iç savaşın eşiğine getirmeye çalışıyor” dedi.

 

Hükümetin takındığı tekelci ve uzlaşmaz tutumla ülkenin kaderini bilinmeyen mekanlara teslim ettiğini belirten Nasrullah, bunun Lübnan halkı ve devleti açısından son derece tehlikeli olduğunu kaydetti.

 

Lübnan’ın ülkeyi belirsiz bir takım yerlere götürmeye çalışan belli bir grupla değil, tüm etnik kesimlerin ve mezheplerin katılımı ve uzlaşmasıyla idare edildiğini belirten Nasrullah, uluslar arası birtakım güçlerin desteğine sahip olsa da Lübnan’da sadece belli bir siyasi grubun egemen olamayacağını söyledi.

 

Lübnan’da bugün yaşanan sorunların tek çözüm yolunun bir ulusal kurtuluş hükümetinin kurulması olduğunu belirten Hizbullah Genel Sekreteri, Direniş’in silahı da dahil olmak üzere ülkedeki tüm siyasi sorunlar konusunda halkın oyuna boyun eğilmesi gerektiğini söyledi.

 

“Lübnan bugün eskisinden daha güçlü, İsrail ise Lübnan’a saldırıya cesaret edemeyecek kadar eskisinden daha zayıftır” diyen Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, bazı grupların Lübnan’da Filistinlilerle Lübnanlılar arasında bir iç savaşı körüklemeye çalıştıklarını belirterek “Lübnan askerlerine saldıranlar tutuklanıp yargıya teslim edilmeli ve cezalandırılmalıdır; ama silahlı bir grubun yaptığı bir yanlışın bedelini bir halk ödememelidir” dedi.

 

Nehrul- Bared Filistin mülteci kampında yaşanan sorunu bir siyaset, asayiş ve yargı sorunu olarak görüp olaya bu çerçevede müdahale etmek gerektiğini belirten Nasrullah, askeri çözüm yollarının meseleyi daha sıkıntılı ve karmaşık bir hale getirdiğini ifade etti.

 

Mülteci kampının ve burada yaşayan halkın hedef alınmasının tıpkı Lübnan ordusunun hedef alınması gibi bir kırmızıçizgi olduğunu belirten Nasrullah, “Biz çatışmalar başlar başlamaz bu grup konusunda alelacele bir tavır takınmadık; çünkü bu grubu tam olarak tanımıyor ve iktidardaki kesimlerin ve bazı bölge ülkelerinin bu grubu mali açıdan desteklediklerini biliyorduk” dedi.

 

Fathu’l- İslam adlı gruba ismini zikretmeden değinen Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, bu grupla Filistinli mültecilerin birlikte değerlendirilmemesi gerektiğini belirterek “Nehru’l- Bared mülteci kampı olayları konusundaki ABD müdahalelerini bilmemiz gerekmektedir ve Lübnan ordusunu bu grupla silahlı çatışmanın içine atacak alelacele ve sert kararlardan uzak durulmalıdır” dedi.

 

“Lübnan ordusu olmasaydı Refik Hariri cinayetinden dolayı geçen iki yıl içerisinde Lübnan bir iç savaşın içine sürüklenirdi” diyen Nasrullah, ordunun Lübnan’ın birlik ve beraberliğini koruyan tek sağlam kurum olduğunu söyledi.

 

İktidardaki kesimleri Refik Hariri cinayetini siyasi bir araç olarak kullanmaya çalışmakla ve Lübnan’a özgü bir iç meseleyi uluslar arası bir sorun haline getirmeye çalışmakla suçlayan Nasrullah, “Bunlar büyük bir acelecilikle BM’den 7. Madde kapsamında bir karar çıkarılmasını isteyerek büyük bir yanlış yaptılar ve meseleyi daha zorlu ve karmaşık bir hale getirdiler” dedi.

 

İç savaştan, Filistinlilerle savaştan ve Suriye ile savaştan sakınmanın Lübnan’ın temel öncelikleri olduğunu belirten Nasrullah, “ülkenin siyasi güçlerinin Direniş’le veya orduyla çatışma içine girmesine izin vermeyeceğiz” dedi.

 

İsrail’in 2000 yılında yenilmesiyle kazanılan zaferin Filistinlilere intifadayı sürdürme konusunda güç ve moral verdiğini belirten Nasrullah, “Bu zaferi Filistinlilere ve kendi halkımıza armağan ediyoruz” dedi.

 

Direniş kültürünün ve sorunlara müdahale ediş tarzının düşmanı ve düşmanın işbirlikçilerini bile şaşırttığını belirten Nasrullah “biz İsrail’e bağlı işbirlikçi Güney Lübnan Ordusu’nun adamlarına da insani davrandık, onları tutukladıktan sonra Lübnan yargısına teslim ettik, hatta bazılarını affettik; çünkü onlar yaşadıkları maddi sorunlardan dolayı bu orduya katılmışlardı” dedi.