Aun'dan Selam'ın 'inatçılığına' yanıt: Ordu komutanına altın madalya

img
Aun'dan Selam'ın 'inatçılığına' yanıt: Ordu komutanına altın madalya YDH

Lübnan’da Cumhurbaşkanı Josef Aun ile Başbakan Nevaf Selam arasındaki siyasi kriz derinleşiyor. Ruşe Kayası olayı, güvenlik güçleri ve üst düzey kurumlar üzerinden yürütülen hesaplaşmalar, taraflar arasında ciddi gerilimi ortaya koyuyor. Selam’ın Ruşe Kayası olayını düşüncesizce ele alması, Aun ile Selam arasındaki ilk ciddi siyasi kriz olarak değerlendiriliyor.




YDH- Lübnan'da direniş karşıtı cephenin, Cumhurbaşkanı Josef Aun ile Başbakan Nevaf Selam arasında tırmanan siyasi çatışmayı örtbas etme çabaları sonuçsuz kaldı.

Son göstergeler, anlaşmazlığın giderek derinleştiğini ortaya koyuyor.

Siyasi çevreler, özellikle Selam’ın güvenlik güçlerini gerekçesiz devreye sokmasıyla derin bir güven krizinin ortaya çıktığını ve krizin geçici olmadığını vurguluyor.

Anlaşmazlık, başta ordu olmak üzere kurumları zor durumda bırakıyor ve uluslararası toplumdaki Lübnan imajını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, krizin İsrail’in Lübnan’a yönelik olası saldırganlığını sürdürmesine zemin hazırlayabileceği de ifade ediliyor.

Suudi elçisi Yezid bin Ferhan ise henüz durumu geri dönülmez noktaya taşımamak için müdahale etmedi.

Selam, Ruşe Kayası’nın Şehit Seyyid Hasan Nasrullah ve Haşim Safiyüddin’in resimleriyle aydınlatılmasına karşı yürüttüğü kampanyanın yarattığı anlaşmazlıktan memnun değildi.

Bu durum, Şii ikilisi ve destekçileriyle aralarındaki çatışmayı artırdı.

El-Ahbar'a göre, başbakanın inatçılığı ve narsisizmi, onu Aun ile yeni bir gerilime sürükledi.

Başbakan öncelikle ordu ve güvenlik güçlerinin liderlerini hedef aldı; özellikle Ordu Komutanı Rodolf Heykel’i ihmalkarlıkla suçlayarak hesap vermelerini istedi.

Ardından, Aun’un orduya sahadaki kişilerle çatışmamaları için verdiği emirleri eleştirdi ve askeri liderliği başbakanın muhtırasına karşı isyana teşvik etmekle suçladı.

Savunma Bakanı Mişel Menessa’nın açıklamalarının arkasında durduğunu da iddia etti.

Dün akşam itibarıyla olumsuz göstergeler değişmedi; ancak Selam’ın öfkesi, istifa veya emeklilik kararından geri adım atmasıyla bir nebze yatıştı.

Yine de güvenlik güçlerine ve Baabda Sarayı’na karşı yürüttüğü sistematik kampanya sürüyor ve Cumhurbaşkanı’ndan önemli bir üst düzey siyasi duruşla doğrudan yanıt bekliyor.

Cumhurbaşkanı Aun, Güney ve diğer Lübnan bölgelerindeki güvenlik durumuna ilişkin Heykel’den bilgi aldıktan sonra, katkıları ve liderlik rolleri nedeniyle Ordu Komutanı Heykel’e Sedir, Büyük Kordon Nişanı’nı verme kararı aldı.

İç kaynaklara göre bu hamle, Selam ve ekibinin ordu komutanına yönelik saldırısına doğrudan yanıt niteliğinde ve Heykel’e tam destek mesajı anlamı taşıyor. Geleneksel olarak böyle bir ödül genellikle yetkilinin görev süresinin sonunda veya eski cumhurbaşkanlarına verilirken, Aun bu hamleyle kurumların rollerini net biçimde çizmiş oldu.

Mesajın sembolik gücü başbakana hızla ulaştı. Güvenilir kaynaklar, Selam’ın bunu doğrudan bir meydan okuma olarak gördüğünü ve öfkesinin arttığını belirtiyor. Selam, Aun’u karşı tarafın yanında yer almak ve başbakanın yetkilerini baltalamakla suçladı.

Öte yandan, Aun’un Parlamento Başkanı Nebih Berri ile ilişkisi daha uyumlu görünüyordu. Cumhurbaşkanlığı Sarayı ziyaretinin ardından Berri, “Görüşme her zamanki gibi mükemmeldi. Güncel konuları ele aldık ve New York’taki görüşmelerin sonuçları hakkında beni bilgilendirdi” dedi.

Ruşe Kayası olayının yankılarını sınırlamak ve krizin derinleşmesini önlemek için Berri’nin Aun ile görüşmesi kritik rol oynadı.

Aun, aynı görüşmede New York ziyaretinin ayrıntılarını da paylaştı ve ziyareti olumsuz olarak değerlendirdi; Lübnan heyetinin Suriye'de faaliyet gösteren Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütü lideri Colani ile ilgilenmesi sürecinde göz ardı edildiğini vurguladı.

Kaynaklar, Aun’ın Berri ile görüşmesinin ve ABD dönüşü başbakanla görüşememesinin, birinci ve üçüncü başkanlıklar arasındaki krizin boyutunu gösterdiğini belirtiyor.

İlgili Haberler


Makaleler

Güncel