İsrail’den ‘işbirliği yap ya da öl’ tehdidi

img
İsrail’den ‘işbirliği yap ya da öl’ tehdidi YDH

Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü, İsrail’in Gazze’de aileleri milis kurmaya zorladığını, reddedenlerin ise toplu katliam, açlık ve zorla göç tehdidiyle karşı karşıya bırakıldığını bildirdi.




YDH- Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (Euro-Med) bildirdiğine göre, İsrail güçleri Gazze Şeridi’nde ailelere yönelik tehlikeli bir şantaj politikası uygulamaktadır. Örgüt, sivillerin önüne felaket boyutunda, kazananı olmayan bir seçenek konulduğunu kaydetti: ya İsrail ordusu ve onun milisleriyle işbirliği yapmaları ya da toplu katliam, açlık ve zorla yerinden edilme ile karşı karşıya kalmaları.

Euro-Med, başlangıçta bireysel baskılar şeklinde yürütülen bu uygulamaların, zamanla toplumsal dokuyu parçalamayı hedefleyen sistematik bir kolektif yönteme dönüştüğünü ifade etti. Örgüte göre, bu politika, insanları kendi toplumlarına ihanet etmeye zorlamakta ve hayatta kalanları, kimlik ve dayanışmayı yok eden koşullara mahkum etmekte.

Kolektif şantaj ve baskı

Açıklamada, bireyleri hedef almaktan çıkıp tüm aileleri kapsayan örgütlü şantajlara yönelindiği ve ailelerin “İsrail’in kurduğu milislere katılmak veya zulüm, toplu katliam, açlık ve zorla göçle yüzleşmek” gibi korkunç bir denklemle karşı karşıya bırakıldığı kaydedildi. Bunun, Filistin toplumunu ortadan kaldırmaya veya işgalin kontrolü altında teslimiyete sürüklemeye yönelik koordineli bir girişim olduğu vurgulandı.

Euro-Med’in aktardığı tanıklıklarda, ailelerin barınaksız, yiyecek ve ilaçsız şekilde kuşatma ve bombardıman altında kalmak ile bilinmez koşullara sürgün edilmek arasında seçim yapmaya zorlandıkları belirtildi. Bu süreçte İsrail tarafından verilen açık ölüm tehditleri de kaydedildi. Tanıklıkların, korku ve yıkımı boyun eğdirme aracı olarak kullanan bilinçli bir politikanın varlığını ortaya koyduğu bildirildi.

İnsanî yardımın şantaj aracına dönüşmesi

Örgütün elde ettiği diğer ifadeler, bazı ailelerin belirli bölgelerde kalabilmek veya temel yardımlara erişebilmek için İsrail güçlerine güvenlik işbirliği sağlamaya zorlandığını gösterdi. Bu durumun, insani yardımı koşulsuz bir hak olmaktan çıkarıp şantaj ve kontrol aracına dönüştürdüğü, sivillerin hayatlarının baskıcı bir pazarlık masasına yatırıldığı kaydedildi.

Bekir ailesine katliam

Euro-Med, bugün sabah saatlerinde Gazze Şehri’nin batısındaki Şati Mülteci Kampı’nda Bekir ailesine yönelik İsrail ordusunun bir katliam gerçekleştirdiğini ve aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu dokuz kişinin öldüğünü bildirdi.

Bu saldırının, ailenin bir gün önce İsrail’in “yerlerinde kalmaları ve bir yerel milis kurarak orduyla birlikte hareket etmeleri” yönündeki talebini reddetmesinin ardından gerçekleştiği aktarıldı.

Euro-Med’in saha ekibi, İsrail güçlerinin Refah’ın doğusunda oluşturulan Ebu Şebab çetesine benzer milis grupları Gazze’nin farklı bölgelerinde, Han Yunus’un güneyi, Şucaiyye’nin doğusu ve kuzeydeki Beyt Lahya’da da kurmaya başladığını belirtti.

Gazze sakini Mutasım Bekir, ailenin muhtarına “oğullarının milise katılması karşılığında güvenlik” teklif edildiğini ancak muhtarın bunu reddettiğini, aile fertlerinin de ihanet yoluna sapmaktansa sokaklarda yatmayı tercih ettiklerini anlattı.

Deyri ve Doğmuş aileleri hedefte

Euro-Med, ayrıca Deyri ve Doğmuş ailelerinin de benzer baskılara maruz kaldığını bildirdi.
Reddetmelerinin ardından İsrail ordusunun Sabra bölgesinde bomba yüklü araçları patlatma eylemlerini artırdığı aktarıldı. Ardından Doğmuş ailesine ait konutları da hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenlendiği ifade edildi. Bu saldırılarda 60’tan fazla kişinin hayatını kaybettiği belirtildi. Çok sayıda kişinin enkaz altında kaldığı kaydedildi.

Şantaj politikası ve hukuki boyut

Önceden İsrail’in, bazı muhtarlarla iletişime geçerek onlara yardım dağıtımı ve işgal güçleriyle koordinasyon rollerini teklif ettiği, bu teklifleri reddeden çok sayıda muhtar ve toplumsal liderin ise doğrudan hedef alındığı aktarıldı.

Euro-Med’in bulgularına göre, İsrail’in şantaj politikası örgütlü ve kolektif bir baskıya dönüşmüş durumda. İşgal gücü, kendi kontrolünde milis ve çeteler kurarak kaos ve hırsızlık dahil olmak üzere yasa dışı faaliyetleri yürütmeyi, uzun yıllardır sürdürülen soykırımcı politikaların yol açtığı toplumsal kırılganlığı istismar etmeyi amaçlıyor.

Bu uygulamaların, Roma Statüsü’nün özellikle 8. madde 2(a)(5) fıkrasıyla yasakladığı, sivillerin veya savaş esirlerinin düşman güçlerde hizmet etmeye zorlanması kapsamına girdiği ve savaş suçu teşkil ettiği belirtildi.

Uluslararası çağrı ve koruma talebi

Örgüt, korumanın koşulsuz bir hak olduğunu ve işbirliği yapmayı reddetmenin bu hakkı ortadan kaldırmadığını vurguladı. “İşbirliği yap ya da öl” dayatmasının sivilleri boyun eğdirmeyi ve Filistin toplumunu sistematik şekilde yok etmeyi hedefleyen bir şantaj mekanizması olduğuna dikkat çekildi.

Euro-Med, bu uygulamaların İsrail’in Gazze’ye yönelik daha geniş saldırıları bağlamında değerlendirildiğinde, Filistin toplumunu parçalamayı amaçlayan bir stratejinin parçası olduğunu ve bunun toplumsal hayatta kademeli yıkım yoluyla soykırım niyetinin göstergesi olduğunu bildirdi.

Açıklamada, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun acilen bir karar alarak Gazze Şeridi’nde sivilleri korumak, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılmasını sağlamak, sağlık ve yardım tesislerini korumak, ablukayı sona erdirmek ve yeniden imara başlamak üzere bir koruma gücü oluşturup görevlendirmesi çağrısı yapıldı. Bunun uluslararası toplum için hukuki ve ahlaki bir görev olduğu ifade edildi.

Euro-Med, tüm devletleri bireysel ve kolektif olarak yasal yükümlülüklerini yerine getirmeye, Gazze’deki soykırımı durdurmak için derhal harekete geçmeye çağırdı. Açıklamada, İsrail’in uluslararası hukuka ve Uluslararası Adalet Divanı kararlarına uymasının sağlanması, Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından İsrailli yetkililer hakkında çıkarılan tutuklama kararlarının uygulanması ve yeni tutuklama emirlerinin çıkarılarak şüphelilerin uluslararası adalete teslim edilmesi talep edildi.

Örgüt ayrıca, İsrail’in uluslararası hukukun sistematik ihlallerine karşı ekonomik, diplomatik ve askeri tedbirler uygulanması çağrısında bulundu. Bunlar arasında silah ambargoları, çift kullanımlı ihracata yasaklar, siyasi, mali ve askeri işbirliklerinin askıya alınması, sorumlu yetkililere yönelik hedefli yaptırımlar, malvarlığı dondurmaları, seyahat yasakları ve ayrıcalıklı ticaret anlaşmalarının askıya alınması yer aldı.

Filistin halkının temel talepleri

Son olarak Euro-Med, uluslararası topluma Filistin halkının 77 yıldır süregelen acılarının temel nedenlerini ele alma çağrısında bulundu. Açıklamada, yasa dışı İsrail işgalinin ve yerleşimci sömürgeciliğin sona erdirilmesi gerektiği belirtildi. Ayrımcılık ve apartheid düzeninin ortadan kaldırılması çağrısında bulunuldu. 1967’de işgal edilen Filistin topraklarından tamamen çekilmenin zorunlu olduğu ifade edildi. Ayrıca, Gazze üzerindeki gayrimeşru ablukaya son verilmesi talep edildi, suçluların hesap vermesi ve mağdurların tazminat ile telafi hakkının güvence altına alınması gerektiği vurgulandı.



Makaleler

Güncel