İsrail basını Gazze ateşkesini nasıl yorumladı?

img
İsrail basını Gazze ateşkesini nasıl yorumladı? YDH

Gazze’de varılan ateşkes anlaşması, İsrail medyasında keskin tartışmalara yol açtı. Kimileri bunu tarihi bir dönüm noktası ve diplomatik başarı olarak değerlendirirken, kimileri de Tel Aviv’in askeri hedeflerine ulaşamadan masaya oturduğunu ve Hamas’ın siyasi üstünlük kazandığını savundu.




YDH- Gazze Şeridi’ndeki ateşkes anlaşması İsrail medyasında farklı değerlendirmelere yol açtı.

Kimi yorumcular, bunu İsrail’in en uzun ve en maliyetli savaşını sona erdiren tarihi bir dönüm noktası olarak görürken diğerleri ise anlaşmayı, Tel Aviv için siyasi ve güvenlik açısından kayıp, Hamas için ise bir “propaganda zaferi” olarak tanımladı.

Bazı medya kuruluşları, İsrailli tutukluların dönüşünü sağlayacak bir “diplomatik başarı” olarak anlaşmayı kutlasa da bazı analistler, İsrail’in askeri hedeflerine ulaşamadan ateşkese girdiğine ve bu durumun Tel Aviv’i zayıf bir pozisyona düşürdüğüne dikkat çekti.

 

Kanalların yorumları

İsrail Kanal 12, ateşkesi “dramatik bir dönüşüm” diye nitelendirdi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın rolünü öne çıkararak, onun anlaşmayı “dünyaya karşı tek başına savaşamayacak bir İsrail için inanılmaz derecede iyi” sözleriyle savunduğunu aktardı.

Buna karşılık Kanal 14, Hamas’ın memnuniyetini vurguladı ve İsrail sağının eleştirilerine geniş yer verdi.

Kanal 14, savaşın Hamas’ı ortadan kaldırma hedefine ulaşmadan bitirilmesini bir başarısızlık olarak gördü.

“Gazze’de zafer tablosu çiziyorlar; oysa güçlerimiz hâlâ Şerit’ten çekilmiş değil” başlıklı haberinde Kanal 13, Hamas’ın nihai ateşkesi kendi zaferi olarak ilan ettiğini yazdı.

 

Haaretz: Amerikan baskısı ve cevapsız sorular

İsrail'in Liberal Siyonist çizgideki gazetesi Haaretz, kamuoyunun ABD baskısının ateşkesi hızlandırdığı görüşünde.

Ancak analizinde, “ertesi gün” sorusunun hâlâ cevapsız kaldığını belirtti.

Trump’ın Nobel Barış Ödülü’ne giden süreçte anlaşmayı hızla dayattığına işaret eden gazete, Hamas sonrasında Gazze’nin kimin kontrolüne geçeceği ve silahsızlanmanın nasıl sağlanacağı gibi temel meselelerin çözümsüz olduğunu vurguladı.

Gazete ayrıca İsrail hükümeti içinde bölünme yaşandığını yazdı.

Aşırı sağcı partilerin anlaşmaya itiraz etmesine rağmen, koalisyonun çökmesini önlemek için hükümetten ayrılmayacakları belirtildi.

Öte yandan Dışişleri Bakanı Gideon Saar, anlaşmayı “İsrail için büyük bir başarı” diye niteledi; bunun hem esirlerin kurtarılması hem de savaşı sona erdirme girişimlerine verilen desteği yansıttığını söyledi.

 

Yediot Ahronot: Uluslararası tepki ve belirsizlik

Yediot Ahronot, uluslararası medyanın anlaşmayı olumlu karşıladığını aktardı.

Ancak kalıcı barışa dair garanti bulunmadığı için savaşın kesin olarak sona erdiğinin ilan edilemeyeceğini vurguladı.

Gazetenin internet sitesinde, “Uygulamada ne olacağı, ateşkesin nasıl korunacağı, Hamas’ın silahsızlandırılması ve Gazze’nin gelecekte kim tarafından yönetileceği gibi birçok soru gündemde” denildi.

Yediot’un diplomasi muhabiri Itamar Eichner, “Sarılmadan Nazi benzetmelerine: Siyasi kriz ve çıkış yolu” başlıklı analizinde, savaşın İsrail’in uluslararası imajına verdiği zararı değerlendirdi.

Eichner’e göre, 7 Ekim öncesindeki dünya artık yok: Batı Avrupa başta olmak üzere birçok ülkede hükümetlerin tutumlarını aşan bir toplumsal İsrail karşıtlığı oluştu.

Eichner, “İsrail, siyasi bir süreçle veya ateşkesle diplomatik konumunu yeniden kazanabilir. Ancak kamuoyu düzeyinde imajını onarmak en zor olanı olacak. Sokak protestoları durulsa da, İsrail uzun süre damgalanabilir. Karşıt söylem artık şişeden çıkan cin gibi; geri döndürmek zor” dedi.

Aynı bağlamda, New York Times yazarı David Sanger, “Önümüzdeki günlerde pek çok şey ters gidebilir; Ortadoğu’da bu sık olur” uyarısında bulundu.

Trump’ın Truth Social’da duyurduğu “barış anlaşmasının” 1948’den bu yana süren savaşta sadece geçici bir mola olabileceğini yazdı.

Ynet ise Hamas lideri Mahmud Merdavi’nin sözlerini manşetine taşıdı:

“Gazze kazandı.”

Merdavi, anlaşmanın direnişin temel şartlarını — saldırıların durması, yerinden edilenlerin dönmesi, işgalin kalkması, esir değişimi ve yardımların girişine izin verilmesi — karşıladığını savundu.

İsrail’in, güç ve kuşatmayla elde edemediğini masada da başaramadığını söyledi.

 

Maariv: Gerçekçi olmayan taahhütler

Maariv yazarı Ben Caspit, anlaşmayı sert bir dille eleştirdi.

Ona göre anlaşma, Mısır, Türkiye ve Katar gibi aktörler üzerinden “Hamas’ın silahsızlandırılması” gibi gerçekçi olmayan taahhütler içeriyor.

Caspit, bu ülkelerin güvenilir taraflar olmadığını savundu.

Netanyahu’nun, hükümetini korumak için ateşkesi kabul etmek zorunda kaldığını yazdı.

Bazı yorumcular da, yüzlerce Filistinli rehinenin serbest bırakılmasının gelecekte yeni kaçırma girişimlerini teşvik edeceği uyarısında bulundu.

 

Israel Hayom: “Tarihi zafer” tartışması

Israel Hayom yazarı Amit Segal ise farklı bir açıdan bakarak, tüm maliyetine rağmen bu savaşın “İsrail için tarihi bir zafer” olarak hatırlanacağını öne sürdü.

İsrailli tutukluların dönüşünün ardından, Gazze’nin silahsızlandırılması ve Hamas’ın akıbetinin sınanacağını belirtti.

Ancak Segal, Trump’ın planının ikinci aşamasını “büyük ölçüde hayali” olarak niteledi.

Ona göre hiçbir uluslararası güç, bugüne dek Ortadoğu’da kalıcı barışı ya da silahsızlanmayı sağlayamadı.

İsrail için en gerçekçi strateji, “Lübnanlaştırma” olabilir. Fakat bu, 1980’lerdeki gibi milislerin hâkimiyetini değil; İsrail’in havadan ve sınır boyunca yaptığı sürekli operasyonlarla aktif bir ateşkesi ifade ediyor.

Segal, “Trump buna izin verecek mi?” sorusunu gündeme taşıdı.

Ona göre ABD Başkanı, Hamas’ın yeniden ortaya çıkmasını önlemek için İsrail’in operasyonlarına göz yumabilir.

“Ordunun kontrol ettiği bölgelerde, yeniden yapılanmayı ancak silahsızlanma karşılığında mümkün kılacak günlük mekanizmalar kurulmalı” dedi. Ancak bunun da, uluslararası baskının İsrail’i yeniden geri çekilmeye zorlamamasına bağlı olduğunun altını çizdi.

İlgili Haberler


Makaleler

Güncel