ABD'li elçi Barrack Beyrut ziyaretini iptal etti: 'Tartışacak bir şey yok'

img
ABD'li elçi Barrack Beyrut ziyaretini iptal etti: 'Tartışacak bir şey yok' YDH

ABD, İsrail ile doğrudan siyasi müzakerelere başlaması için Lübnan üzerindeki baskısını artırıyor. Amerikalı danışman Morgan Ortagus, Lübnan ordusunun Hizbullah'ı silahsızlandırmak için yeterli çabayı göstermediğini belirtirken, ABD'li elçi Tom Barrack ise "tartışacak ciddi bir konu olmadığı" gerekçesiyle Beyrut ziyaretini erteledi.




YDH - Lübnan'daki siyasi aktörlerin ABD ve Arap ülkelerinden gelen yeni baskılarla nasıl başa çıkılacağına dair temkinli adımlar atmaya çalışmasına rağmen, son 48 saatteki toplantı ve temasların ilk sonuçları, ülkenin artan bir siyasi baskı dalgasıyla karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

Bu baskılara, İsrail'in Lübnan topraklarına yönelik saldırılarının şiddetlenmesi de eşlik ediyor.

Öte yandan Amerikan tarafının, Lübnan dosyasındaki rolünü yeniden şekillendirme aşamasına girdiği anlaşılıyor.

Yeni Büyükelçi Mişel İsa'nın önümüzdeki on gün içinde Beyrut'a gelmesinin, ABD'nin Lübnan'daki duruma yönelik yeni bir ilgi ve takip düzeyinin kapısını aralayacağı düşünülüyor.

Ortagus: Ordu Hizbullah'ı silahsızlandırmak için gerekeni yapmıyor

El-Ahbar'a konuşan Washington ile temas hâlindeki kaynaklara göre, ateşkes denetleme komitesi yönetimi tarafından kendisine "danışman" sıfatı verilen Morgan Ortagus'un ziyareti, İsrail'in tutumunda bir değişiklik beklentisi açısından nitelikli bir yenilik getirmedi.

Bir yandan Lübnan ordusunun faaliyetlerine, diğer yandan devam eden siyasi temaslara ilişkin raporları dinleyen Amerikalı yetkili, görüştüğü herkese Washington'daki verilerin Lübnan'ın, Cumhurbaşkanı Jozef Aun ve Başbakan Nevaf Selam'ın taahhütlerini yerine getirmediğini gösterdiğini tekrarladı.

Ortagus, "Lübnan ordusu, Hizbullah'ı silahsızlandırmak için elinden gelen her şeyi yapmıyor" dedi.

Ortagus, yeni ABD büyükelçisinin "yeterli siyasi tecrübeye sahip olmadığını" savunarak kendisine bel bağlanmaması gerektiğini belirtse de ABD'nin bugünkü ilgisinin "Lübnan'ı, İsrail'le doğrudan müzakerelerin askıdaki dosyaların çözümü için en ideal başlangıç olduğu konusunda ikna etmeye" odaklandığını vurguladı.

Bu ifadeler, önümüzdeki saatlerde Beyrut'a gelmesi beklenen ancak yeni bir tarih belirlemeden ziyaretini erteleyen ABD'li elçi Tom Barrack'ın daha önce ilettiği mesajların bir tekrarı niteliğindeydi.

Barrack ziyaretini iptal etti: 'Tartışacak ciddi bir şey yok'

Kaynaklara göre Barrack, yeni ABD büyükelçisinin göreve başlamasını beklediğini ve gelecek adımları onunla koordine edeceğini açıkladı.

Kendisine ulaşan raporların mevcut durumda ziyareti teşvik etmediğini belirten Barrack, Beyrut'ta ciddi bir şekilde tartışılmaya değer bir konu görmediğini ifade etti.

Barrack'ın, "Lübnanlıların, Amerika'nın bundan sonra farklı biçimde ilgisine alışmaları gerektiğini, Washington'un gelecek aşamada İsrail'e hiçbir baskı yapmayacağını, bilakis İsrail'in atacağı hiçbir adıma müdahale etmeyeceğini ve yaşanabilecek her türlü gelişmeden bütünüyle Lübnan'ı sorumlu tutacağını söylediği" aktarıldı.

Ancak Lübnanlı kaynaklar, Barrack'ın ziyaretini ertelemesinin sadece sahada veya siyasette yeni bir gelişme olmamasından kaynaklanmadığını belirtti.

Kaynaklara göre bu erteleme, Cumhurbaşkanı Aun'a atfedilen ve Lübnan'ın cumhurbaşkanları ile önde gelen siyasi güçler düzeyinde istişareler yürüttüğü, müzakere ilkesini prensipte reddetmediği ancak denetleme komitesinin bu süreci yönetmek için en uygun çerçeve olduğunu düşündüğü yönündeki tutumla da ilgili.

Aynı kaynaklar, Lübnan'ın tutumundaki en belirgin gelişmenin, komite aracılığıyla yürütülecek diyaloğun ABD himayesinde olmasını kabul etmeye hazır olduğunu göstermesi olduğunu ekledi.

Ancak Lübnan, bu görüşmelere katılımın her iki taraftan sadece teknik ve askeri temsilcilerle sınırlı kalmasını şart koşuyor.

Bu teklif, Washington'u memnun ederken Lübnan'ın temel ilkelerinden taviz vermeden sınırlı bir siyaset dışı diyalog penceresi açma girişimi olarak nitelendirildi.

Lübnan'ın karşı teklifi Washington'u rahatsız etti

Lübnan'ın bu yanıtı, daha önce mevcut durgunluktan doğrudan cumhurbaşkanını sorumlu tuttuğunu ima eden Barrack başta olmak üzere Amerikan tarafını rahatsız etti.

Washington'daki kaynaklara göre ABD, Cumhurbaşkanı Aun'a Lübnan Anayasası'nın 52. maddesini hatırlattı. Bu madde, kendisine hükümet başkanıyla anlaşarak uluslararası antlaşma ve anlaşmaları müzakere etme ve doğrudan müzakerelere katılmak üzere bir temsilci atama yetkisi veriyor.

Amerikalı yetkililer, Lübnan'ın herhangi bir manevra girişimini veya yanlış yorumlamayı önlemek amacıyla, Suriye-İsrail müzakerelerinde olduğu gibi, Lübnan ve İsrail hükümetlerinin yetkili temsilcileri arasında tam ABD himayesinde doğrudan bir siyasi diyalog yürütmeyi amaçladıklarını açıkça belirtti.

Bunun yanı sıra, Beyrut'un son iki günde tanık olduğu görüşmelerin, özellikle de Mısır İstihbarat Başkanı Hasan Reşad'ın toplantılarının içeriği, siyasi kulislerde tartışılmaya devam etti.

Heyetlerin Lübnanlı yetkililerle yaptığı görüşmelerden sızan ve herhangi bir savaş tehdidi içermediği belirtilen bilgiler, tam bir güvence sağlamaya yetmedi. Zira Washington'un baskı yaptığı ve ulaşmaya çalıştığı hedefin, Gazze'de yaşananlara benzer yeni bir aşamayı yansıtacak bir anlaşmaya varılmasını sağlayacak şekilde Beyrut ile Tel Aviv arasında derhal başlayabilecek doğrudan müzakereler olduğu biliniyor.

Ras en-Nakura'da 'olumsuz' toplantı

Ateşkes Denetleme Komitesi, dün Ras en-Nakura'da bir araya geldi. Son iki aydaki önceki iki toplantıda olduğu gibi, bu toplantıya da Ortagus, komitenin yeni başkanı General Joseph Clairfield, Lübnan ve İsrail ordularından temsilciler ve UNIFIL Komutanı Dewato Abaniara katıldı.

Bu kez dikkat çeken husus, Lübnan ordusunun toplantı çevresinde ek askeri tedbirler almamasıydı.

Ortagus ise toplantıya askeri bir helikopterle geldi ve herhangi bir gezi veya yan görüşme yapmadan sadece toplantıya katıldı.

Toplantının ardından yayımlanan bildiri, öncekilere göre daha kapsamlıydı. Beş komite üyesi adına bildiriyi dağıtan ABD Büyükelçiliği, denetleme komitesi toplantılarını etkinleştireceğini ve yıl sonuna kadar üç toplantı daha yapacağını duyurdu.

Bildiriye göre, Lübnan ordusu temsilcileri, Litani Nehri'nin güneyindeki silahsızlanma planı kapsamında sahada kaydettikleri son gelişmeleri sundu.

General Clairfield, "Lübnan Silahlı Kuvvetleri'nin kayda değer profesyonelliğini ve bağlılığını" överken, Ortagus ise yaptığı konuşmada "ordunun planını bütünüyle uygulaması gerektiğini" söyledi.

El-Ahbar gazetesine konuşan kaynaklar, "Lübnan heyetinin, önceki toplantılarda olduğu gibi, İsrail'in ateşkes anlaşması ihlallerini sunduğunu ve bu ihlallerin ordunun planını uygulamasını ve tüm Lübnan topraklarına yayılmasını engellediğini" belirtti.

Kaynaklar, ABD ile İsrail'in, komitenin rolünün "UNIFIL'in yerini alarak Lübnan ile düşman arasında iletişimi sağlayan uluslararası çerçeve hâline getirilmesi" konusunda anlaştığına dikkat çekti.

Kaynaklara göre ABD, "Mekanizma"daki temsilcisi olması dolayısıyla orduya, düşmanla doğrudan veya dolaylı müzakerelerde ana rolü oynaması için yeniden baskı yapmaya çalışıyor.

Ancak ordu subayları, Lübnan'da siyasi bir uzlaşı sağlanana kadar bu tekliflere çekinceli yaklaştıklarını belirtti. Zira ateşkes anlaşması siyasi müzakereleri değil, İsrail'in çekilmesi ve ordunun konuşlanmasını içeren askeri saha düzenlemelerini kapsıyordu.

Kaynaklar, toplantıyı ABD ve İsrail'in ordunun performansına yönelik tutumu açısından "olumsuz" olarak nitelendirdi.