Anket: Katılımcıların yüzde 69’u İsrail’i “müşteri devlet” olarak görüyor

img
Anket: Katılımcıların yüzde 69’u İsrail’i “müşteri devlet” olarak görüyor YDH

İsrail Kanal 12 tarafından yayımlanan ankete göre, İsraillilerin çoğunluğu “Gazze’deki askeri operasyonların artık İsrail tarafından değil, ABD tarafından yönlendirildiğine” inanıyor ve ülkenin fiilen “ABD’nin müşteri devleti” haline geldiği görüşünü paylaşıyor.




YDH – The Times of Israel’in haberine göre, İsrail Kanal 12 tarafından yayımlanan yeni bir anket, “İsraillilerin üçte ikisinin Gazze’deki askeri operasyonların artık İsrail tarafından değil, ABD tarafından yönlendirildiğine inandığını” ortaya koydu.

Ankete göre, katılımcıların yüzde 67’si “ABD’nin, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki politikası ve ordu eylemlerinde başlıca karar verici konumunda” olduğunu düşündüğünü belirtti.

Katılımcıların yalnızca yüzde 24’ü “kararların İsrail tarafından alındığını” ifade ederken, yüzde 9’u bu konuda emin olmadığını söyledi.

İsrail “müşteri devleti” mi?

Ankette ayrıca, İsrail’in fiilen bir “ABD’nin müşteri devleti” haline gelip gelmediği de soruldu. Bu görüş hem Başbakan Benyamin Netanyahu hem de ABD Başkan Yardımcısı JD Vance dahil olmak üzere üst düzey Amerikalı yetkililer tarafından reddedilmişti.

Netanyahu, pazar günü yaptığı açıklamada İsrail’in “egemen bir devlet” olmaya devam ettiğini ve Washington ile ilişkilerini bir “bağımlılık” değil, “ortaklık” olarak tanımladığını belirtti.

Buna rağmen, katılımcıların yaklaşık yüzde 69’u bu tanımlamaya katıldığını ifade etti; yüzde 23’ü “kesinlikle katıldığını” belirtirken, sadece yüzde 25’i bu görüşe katılmadığını söyledi.

Ordu hizmeti ve oy hakkı tartışması

ABD-İsrail ilişkilerinin ötesinde, Midgam Enstitüsü tarafından yürütülen anket, kamuoyunun temel siyasal ve toplumsal konularda “derin biçimde” bölünmüş olduğunu gösterdi.

Katılımcıların yüzde 51’i “askerlik veya ulusal hizmet yapmayan vatandaşların oy hakkının kaldırılmasını” desteklediğini bildirdi. Bu görüşü destekleyenlerin yüzde 32’si “kesinlikle desteklediğini” ifade etti. Buna karşı çıkanların oranı ise yüzde 42 olarak kaydedildi.

Muhalefet seçmenleri arasında bu öneriye destek yüzde 68’e kadar çıkarken, iktidar koalisyonu destekçileri daha bölünmüş bir tablo sergiledi; bu kesimin yaklaşık yüzde 49’u öneriye karşı olduğunu belirtti.

Ultra-Ortodoks askerlik krizi

Ultra-Ortodoks toplulukların askerlikten muaf tutulmasına ilişkin tartışmalı yasa teklifine dair soruya yanıt verenlerin yüzde 40’ı, Likud Milletvekili Boaz Bismuth’un önerdiği tasarının “esas amacının Haredi partilerini yeniden koalisyona döndürmek” olduğunu düşündüğünü ifade etti.

Yüzde 28’lik bir kesim ise tasarının “gerçekten Ultra-Ortodoks erkeklerin orduya alınmasını hedeflediğine” inandığını belirtti.

Koalisyon seçmenleri arasında bu yasa teklifinin resmi amacına inananların oranı yüzde 37 olurken, muhalefet seçmenleri arasında yüzde 60’ı bunu “siyasi bir manevra” olarak değerlendirdi.

Anket sonuçları, Ultra-Ortodoksların askerlikten muafiyetine ilişkin gerilimin tırmandığı bir dönemde açıklandı. Perşembe günü, yaklaşık 200 bin Haredi erkeğin Kudüs girişinde, düzenleyicilerin “bir milyonluk gösteri” olarak tanımladığı askere alınmaya karşı büyük bir protesto düzenlediği bildirildi.

Bu gösterinin, Ultra-Ortodoks askerlik kaçaklarına yönelik son baskıların ardından gerçekleştiği belirtildi. Son aylarda yaklaşık 6.975 kişinin “askerlikten kaçtığı” resmi olarak kayda geçirilirken, bunların yalnızca yaklaşık yüzde 7’sine denk gelen 870 kişinin gözaltına alındığı ifade edildi.

Kamuoyu Haredi muafiyetine karşı

Kanal 12 anketine katılanların yüzde 53’ü, “Haredim’in askerlik hizmetinden muaf tutulmasını öngören” bir yasayı destekleyen bir partiye oy vermeyeceğini belirtti. Yüzde 24’ü ise böyle bir partiye oy verebileceğini söyledi.

Bu görüş özellikle muhalefet seçmenleri arasında daha belirgindi; yüzde 81’i “böyle bir muafiyeti destekleyen hiçbir partiye oy vermeyeceğini” kaydetti.

Rabin suikastı endişesi

Eski Başbakan Yitzhak Rabin’in suikastının üzerinden otuz yıl geçerken, ankete katılanların yüzde 67’si “ülkede bir siyasi cinayet daha yaşanabileceğinden endişe duyduğunu” ifade etti.

Bu endişenin, siyasi çizgi fark etmeksizin, sağ ve merkez-sol seçmenler arasında yaklaşık yüzde 70 seviyesinde olduğu bildirildi.

Rabin’in mirasıyla ilgili bir soruya verilen yanıtlarda ise katılımcıların yüzde 51’i onun “devlete yaptığı katkının olumlu” olduğunu belirtirken, yüzde 28’i “olumsuz” değerlendirmede bulundu. Katılımcıların üçte biri (yüzde 33), “Rabin öldürülmemiş olsaydı İsrail’in bugün daha iyi bir durumda olacağını” düşündüğünü ifade etti.

Yair Netanyahu tartışması

Anketin son bölümünde, Başbakan’ın oğlu Yair Netanyahu’nun Dünya Siyonist Örgütü’nde üst düzey bir göreve atanabileceğine ilişkin haberlere de yer verildi.

Kamuoyunun dörtte üçü (yüzde 75), böyle bir atamanın “uygunsuz” olacağını düşündüğünü belirtti; bunların yüzde 61’i “kesinlikle uygunsuz” ifadesini kullandı. Koalisyon seçmenlerinin yüzde 58’i de bu fikre karşı olduğunu söyledi.