İsrail Güvenlik Bakanı Yisrael Katz, ateşkese rağmen Gazze Şeridi’ndeki tüm tünellerin imha edilmesi talimatını verdi.
YDH- İsrail Güvenlik Bakanı Yisrael Katz, bugün, orduya Gazze Şeridi’ndeki tüm tünellerin imha edilmesi talimatını verdi. Buna karşılık Hamas, işgalin hukuki olarak takip edilmesi çağrısında bulundu.
Katz’ın bu adımı, 10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasına rağmen geldi.
Katz, “X” platformunda yaptığı bir paylaşımda, Gazze’deki tünellerin “son tünele kadar” imha edilmesi talimatı verdiğini belirterek, “Eğer tünel yoksa Hamas da olmaz” ifadelerini kullandı.
İsrail Güvenlik Bakanı, tünellerin hangi bölgelerde bulunduğu, bu bölgelerin yıkım operasyonlarına dahil edilip edilmeyeceği veya kararın uygulanması için belirlenen zaman çizelgesi hakkında herhangi bir açıklama yapmadı.
Katz’ın önerisi
İsrail ordu radyosu da siyasi bir kaynağa dayandırdığı haberinde, Katz’ın kısa bir süre önce toplanan Güvenlik ve Siyasi İşler Bakanlar Kurulu’nda “sarı hattın” gerisinde tünellerde mahsur kalan yaklaşık 200 Filistinli savaşçının sınır dışı edilmesini öngören bir öneri sunduğunu aktardı.
Kaynak, Başbakan Benyamin Netanyahu’nun bu önerinin, operasyonların bir sonraki aşamasına ilişkin daha kapsamlı bir tartışma çerçevesinde değerlendirilebileceğine işaret ettiğini söyledi.
Öte yandan, “Yediot Aharonot” gazetesine göre, işgal ordusu Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Refah kentinin altındaki tünellerde mahsur kalan 200 Hamas savaşçısının yalnızca, 2014 yılındaki Gazze saldırısı sırasında Hamas tarafından esir alınan İsrailli asker Hadar Goldin’in cesedinin teslim edilmesi karşılığında çıkmalarına izin verilmesi olasılığını değerlendirmeye hazır olduğunu ifade etti.
Axios’un aktardıkları
Amerikan haber sitesi Axios, dün, perşembe günü, Amerikalı yetkililere dayandırdığı haberinde, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin, “Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan Refah kentindeki tünellerde mahsur kalan Filistinli direnişçilerin durumunu, Hamas’ı silahsızlandırmak için bir fırsat olarak gördüğünü” bildirdi.
Siteye göre, Trump yönetimi, Refah krizine çözüm olarak, tünellerdeki Filistinli savaşçıların teslim olmalarını ve silahlarını üçüncü bir tarafa, yani Mısır, Katar veya Türkiye’ye devretmelerini önerdi.
Buna karşılık İsrail’in, bu kişilere tekrar askeri faaliyetlere dönmemeleri şartıyla genel bir af sunacağı, ardından söz konusu kişilerin ve silahların İsrail’in kontrol ettiği bölgelerden Hamas’ın kontrolündeki alanlara nakledileceği ve daha sonra da tünellerin imha edileceği belirtildi.
Hamas ve İslami Cihad: 7 Ekim, işgale karşı bir dönüm noktası
Hamas lideri, düşmanın hukuki takibin hedefi olmaya devam etmesi gerektiğini vurgulayarak, elde edilen kazanımlar ve oluşan uluslararası dayanışma temelinde mücadeleyi sürdürme çağrısında bulundu.
El-Hayya, “7 Ekim, her türlü saldırıya bir itibar iadesiydi ve Filistin meselesini marjinalleştirme ile yeni bir Ortadoğu inşa etme girişimlerine verilen bir cevaptı.” dedi. “Bu gün, bizi Filistin’in kurtuluşu sorumluluğunu omuzlamamız gerektiği gerçeğiyle yüzleştirdi.” ifadelerini kullandı.
İslami Cihad Hareketi Genel Sekreteri Ziyad en-Nehhale ise İsrail’in “Trump planını” reddedemediğini, çünkü “sahadaki krizden çıkmak istediğini” söyledi.
En-Nehhale, “Bu savaştan silahlarımız elimizde çıktık. Direnişin tüm fraksiyonları saldırı karşısında tek bir yumruk oldu; siyasi düzlemde de aynı birlik sağlandı. Eğer bu birlik olmasaydı, bir ay bile dayanamazdık.” dedi.
Ayrıca, “Gazze, ABD liderliğindeki uluslararası bir koalisyona karşı savaştı. Biz hâlâ sahadayız ve direnişi koruma konusundaki kararlılığımızı sürdürüyoruz.” ifadelerini kullandı.
