ABD Gazze’de inisiyatifi ele alıyor

img
ABD Gazze’de inisiyatifi ele alıyor YDH

Washington Post’un bildirdiğine göre, ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM), Gazze’de insani yardım dağıtımı ve ateşkesi izlemek için kendi gözetim faaliyetlerini artırırken, Trump, planın uygulanmasıyla “Bibi’ye bebek bakıcılığı yapmayı” hedefliyor ve Hamas’ı silahsızlandırmayı amaçlıyor.




YDH- Washington Post'un bildirdiğine göre, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze Şeridi'ndeki barış planını uygulamakla görevli ABD askeri önderliğindeki "koordinasyon merkezi", İsrail'in yardımları denetleme rolünü üstleniyor. Ancak merkezin ilk haftalarına aşina olan birden fazla kişi, operasyonları "kaotik ve kararsız" olarak tanımladı.

Cuma günü tamamlanan bir geçiş süreci hakkında konuşan bir ABD yetkilisi, İsraillilerin hâlâ "tartışmanın bir parçası" olduğunu, ancak kararların artık daha geniş bir kurul tarafından alınacağını belirtti. Yetkili, Gazze'deki yardımlarla ilgili İsrail ordu birimi COGAT'tan, Gazze sınırı yakınındaki güney İsrail'de kurulan Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi'ne (CMCC) yapılan bu kaydırmaya atıfta bulundu.

Geçiş sürecine aşina olan birkaç kişi, bu hamlenin, CMCC başı çekerken, İsrail'i "hangİ insani yardımın Gazze'ye gireceğine ve nasıl gireceğine karar vermede ikincil bir role" indirgediğini ifade etti.

İnsani yardımdaki mevcut kısıtlamalar

 Gazeteye göre, Gazze'de geçen ay ateşkes başladığından beri insani yardım, iyileşme gösterse de İsrail tarafından halen "önemli ölçüde kısıtlanıyor."

ABD önderliğindeki merkezde 40'tan fazla ülke ve kuruluşun temsil edildiği belirtildi. ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) sözcüsü Deniz Kuvvetleri Kaptanı Tim Hawkins, yaptığı bir röportajda, "hepsini bir araya getirmenin faydalarından birinin, gerçekle kurguyu gerçekten ayırt etmeyi ve sahada neler olup bittiği, ihtiyaçların nerede olduğu konusunda daha net bir anlayışa ulaşmayı sağlamak" olduğunu bildirdi.

Şu ana kadar İsrail ordusunun Gazze'ye yardım girişi için yalnızca iki giriş noktası açtığı, yardımların büyük çoğunluğunun güneydeki Kerem Ebu Salim'den geldiği aktarıldı. "Eylül başından beri Kuzey Gazze'ye doğrudan sevkiyat yapılmadı." Birleşmiş Milletler'e göre, girmesine izin verilen kamyonların birçoğu, Gazze pazarlarında satılan ve "neredeyse kimsenin satın alacak parasının olmadığı" ticari mal sevkiyatlarından oluşuyor. Büyük miktarlarda yardım malzemesinin beklediği Ürdün ile İsrail arasındaki Allenby Köprüsü geçiş noktasının, "yılın büyük bölümünde kapalı kaldığı" kaydedildi. Uluslararası yardım kuruluşlarının büyük kısmının, İsrail'in imzalamayı reddettikleri "müdahaleci yeni kayıt kurallarını" dayatmasından bu yana aylardır Gazze'ye gıda getirmesinin büyük ölçüde yasaklandığı ifade edildi.

Yardım kuruluşlarının uzun süredir, İsrail'in silaha dönüştürülebileceğini iddia ettiği "çift kullanımlı eşyalar" üzerindeki kısıtlamalarından şikayet ettikleri belirtildi. Bu yasaklı malzemeler arasında "çadır direkleri, tıbbi neşterler ve cilt enfeksiyonlarını tedavi edici merhemlerin" yer aldığı bildirildi.

Norveç Mülteci Konseyi Genel Sekreteri Jan Egeland, CMCC kontrolüne geçiş beklentisiyle perşembe günü yaptığı açıklamada, "İsrail, Trump Planı’nın insani maddelerini bloke ediyor" ifadesini kullandı. Egeland, "Bizim için ABD'nin aktif olarak dahil olması çok iyi haber" dedi.

Haberde, Trump’ın barış planının yardım miktarında büyük bir artış öngördüğü aktarıldı. Ancak ABD’nin, İsrail kısıtlamalarından hangilerinin kaldırılabileceğini açıklamadığı belirtildi. Ayrıca, CMCC’nin devasa yardım projesini nasıl yönetmeyi planladığına dair net bir bilgi verilmediği ifade edildi. Haberde, her türlü askerî kontrol konusunda temkinli olan yardım kuruluşlarının, yeni kuralları kabul edip etmeyeceğinin de belirsiz olduğu kaydedildi. COGAT’ın ise rolüne ilişkin sorulara yanıt vermediği bildirildi.

Egeland, "Temyizimiz, planı gerçeğe dönüştürmeleridir" diyerek, "Elbette, burada ABD'nin itibarı söz konusu" şeklinde konuştu.

Trump’ın planı ve bölgesel yankıları

Trump'ın, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'yu barış anlaşmasını kabul etmesi için baskı yaptığını kabul ettiği, ancak İsrail'in 20 maddelik planının tüm unsurlarına uymasını sağlamak için ne kadar ileri gitmeye istekli olduğunun net olmadığı belirtildi. Uygulamanın bir parçası olarak, bölgedeki ABD askeri planlaması ve koordinasyonundan sorumlu olan ABD Merkez Komutanlığı'nın (CENTCOM), "hem yardım dağıtımını hem de İsrail-Hamas ateşkesini izlemek için insansız hava araçları da dahil olmak üzere Gazze üzerindeki kendi gözetim faaliyetlerini artırdığı" ifade edildi.

İkinci bir ABD yetkilisi, MQ-9 Reaper insansız hava aracından çekilmiş videonun yayınlanmasının, ateşkesin bir parçası olarak İsrail'in çekildiği Gazze'nin bazı bölgelerini kontrol etmeye başlayan Hamas savaşçıları üzerinde baskı oluşturma çabasının bir parçası olduğunu belirtti.

Resmi ateşkese rağmen “İsrail'in, kendi güvenliği için tehdit olarak belirlediği her şeye yanıt verme hakkını saklı tuttuğu ve Gazze'de ara sıra hava saldırılarına devam ettiği, ayrıca İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelere yaklaşan sivil vatandaşlara ateş açtığı” aktarıldı.

Yakın zamanda CMCC'den Washington'a dönen bir yardım görevlisi, "CENTCOM orada faal ve operasyon yaptığı sürece ve ABD bir nevi itibarını ortaya koyduğu sürece, çok daha fazla ABD varlığı ve ABD ordusu yönetimindeki operasyonlar göreceğimizi düşünüyorum." dedi. İnsansız hava aracı uçuşlarının kamuya duyurulmasının, "İsrail ordu istihbaratına veya İsrail ordusunun insansız hava araçlarına güvenmediğimiz sinyalini verdiğini... kendi varlıklarımızı işlettiğimizi" gösterdiğini ifade etti.

Haberde, ABD, Hamas faaliyetlerini izlemeye devam ederken, İsrail üzerindeki sürekli baskısının, barış planını ilerletmek ve Avrupa ve Ortadoğu'daki hükümetler ile sivil toplum kuruluşlarının devam eden desteğini sağlamak için kritik olduğu belirtildi. Tüm bu tarafların plana dahil olmasının hayati görüldüğü bildirildi.

İsrail'in, ABD'nin güdümünde olduğu veya CENTCOM'un anlaşmaya uyumunu doğrulamak için kendi istihbaratını topladığı yönündeki her türlü öneriye şiddetle karşı çıktığı ifade edildi. Eski bir İsrailli general ve Stratejik İşler Bakanlığı eski Genel Müdürü Yossi Kuperwasser, "Amerikalıların Gazze'deki faaliyetlerinin tamamı yeni bir şey" derken, "Ancak bana göre bilgi paylaşım kuralları aynı. İsrail için değerli olan her şey paylaşılır" şeklinde konuştu.

Trump'ın, Gazze'nin artık huzurlu, müreffeh bir geleceğe doğru yol aldığını iddia etmesiyle birlikte, ABD için "şu andaki hayati, stratejik görevin" "Bibi'ye bebek bakıcılığı yapmak... çatışmaların yeniden başlamasını engellemek" olduğunu, Beyaz Saray düşüncesine aşina bir kişi, Netanyahu'nun takma adını kullanarak belirtti.

Ateşkesin ardından geçen haftalarda, yönetimin, Başkan Yardımcısı JD Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Genelkurmay Başkanı Dan Caine ve geçen hafta sonu Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard da dahil olmak üzere üst düzey denetçileri CMCC'yi ve Netanyahu hükümetini ziyaret etmek üzere sürekli olarak gönderdiği aktarıldı.

Trump'ın, ateşkes sonrası “büyük bir vizyon” çizdiğini iddia eden Washington Post, ABD başkanının Gazze girişimini, ilk döneminde İsrail ile dört Arap ülkesi arasında aracılık ettiği diplomatik normalleşme anlaşması olan İbrahim Anlaşmaları'nın genişlemesini de içeren "tarihi bir yeni Ortadoğu şafağı" olarak tanımladığı bildirildi. Ancak kasım ortasında Beyaz Saray'ı ziyaret edecek Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman da dahil olmak üzere birçok bölgesel liderin, savaşın gerçekten bittiğine ve İsrail'in şerit üzerindeki kontrolünden vazgeçeceğine dair güvence beklediği ifade edildi. Trump'ın pazartesi günü, güvenlik ilişkilerini genişletmeyi umduğu Suriye HTŞ rejimi lideri Colani’yi ağırlayacağı belirtildi.

ABD yönetiminin düşünce yapısına hakim olan kişi, Suudi Arabistan ve diğer Arap devletlerinin, Netanyahu'yu kesinlikle reddettiği bir Filistin devleti yönünde adım atmaya zorlamadan "normalleşmeyi kabul etmeyeceklerini" söyledi. Söz konusu kişi, “Netanyahu'yu zorlamak için hem doğru lider (Trump) hem de doğru bir fırsat var” değerlendirmesini yaparak, asıl belirleyici olanın Trump'ın “bu adımı atıp atmayacağı” sorusu olduğunu vurguladı.

Koordinasyon merkezinin yapısı ve zorluklar

200 ABD askeri ile ABD Kara Kuvvetleri Korgenerali Patrick Frank liderliğindeki CENTCOM tarafından yönetilen CMCC'nin karargahının, işgal altındaki Kudüs'ün yaklaşık 40 mil güneybatısında, Gazze'nin ise 20 mil kuzeydoğusunda, Kiryat Gat şehrinde "üç katlı bir binada" bulunduğu bildirildi. Trump yönetiminin, kariyer diplomatı ve en son Yemen Büyükelçisi olarak görev yapan Steven Fagin'i "sivil lider olarak atadığı" belirtildi. "Yüksek teknoloji izleme ekipmanlarına sahip Amerikalıların binanın bir katını işgal ettiği, İsrail askeri, istihbarat ve sivil personelinin ise başka bir katta olduğu" ifade edildi. Onlarca "ortak ülke, sivil toplum kuruluşu, uluslararası kuruluş ve özel sektör" temsilcisinin ayrı bir katta bulunduğu, Fransa, Almanya ve İngiltere'nin resmi temsilcilikleri olan ülkeler arasında yer aldığı kaydedildi.

CENTCOM'un 21 Ekim'deki merkez açılış duyurusunda, misyonunun "istikrar çabalarını desteklemek", "insani, lojistik ve güvenlik yardımı akışını kolaylaştırmak" ve "ateşkes anlaşmasının uygulanmasını izlemek" olduğunu açıkladığı belirtildi. Açıklamada, "hiçbir ABD askerinin Gazze'ye konuşlandırılmayacağı" iddia edildi.

Trump'ın planındaki ilk adımların “başarıldığı” ifade edildi. Ancak anlaşmanın birçok unsurunun üzerinde çalışıldığı veya henüz ele alınmadığı belirtildi.

Merkezin içinde çalışan veya onunla etkileşimde bulunan birkaç kişi, karar alma sürecinin, temsil edilen her hükümet ve kuruluşun onay için başkentlere ve genel merkezlere "üst makamlara iletmesi" gerekliliği de dahil olmak üzere birçok şeyden dolayı engellendiğini söyledi. Aynı zamanda, bu kişi, "Henüz bir şey yapmak için paraları olduğunu sanmıyorum" ifadesini kullandı. Bir diğeri, "geçen hafta sonu" yapılan bir ziyaret sırasında "bilgisayar başında oturan çok sayıda insan ve büyük bir belirsizlik" olduğunu bildirdi.

Silahsızlandırma ve uluslararası güç zorlukları

"İsrail ordusunun boşalttığı Gazze'nin bazı bölgelerinde Hamas ve diğer grupların kontrolü yeniden tesis etmesinin, anlaşmanın kilit bir parçası olan silahsızlandırmayı giderek daha zor hale getirdiği" iddia edildi. Hamas'ın "silahlarını yalnızca Filistinlilere teslim edeceğini" söylediği belirtildi. Anlaşmanın, "Arap ve diğer hükümetlerden askerlerin oluşturacağı ve yeni, güvenilirliği onaylanmış bir Filistin polis gücünü eğitecek ve denetleyecek bir Uluslararası İstikrar Gücü (UİG) kurulmasını" öngördüğü ifade edildi.

ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un bu hafta yaptığı açıklamada, olası bir silahsızlandırma "modelinin" ve barış planının silah bırakan militanlar için af vaadinin, İsrail işgali altındaki Gazze'nin Refah bölgesinde, muhtemelen grubun tünel ağının geriye kalan kısmında sıkışıp kalan "yaklaşık 200 Hamas savaşçısının durumunda yatıyor olabileceğini" söylediği bildirildi. Görüşmelerin hassasiyeti nedeniyle ismini vermeyen bir Hamas yetkilisinin, sıkışan savaşçıların kaderi üzerine arabulucularla toplantılar yapıldığını doğruladığı ancak "ne bir Filistin polis gücü ne de UİG'nün henüz var olmadığı" kaydedildi.

Olası katılımcılar olarak görülen birçok ülkenin, "özellikle Arap ve İslam dünyasındakilerin, Hamas'ı silahsızlandırma sürecine dahil olmak veya onları Gazze'nin geri kalanından ayıran 'sarı çizginin' ardında hâlâ tetikte bekleyen İsrail güçleriyle uğraşmak istemediklerini" belirttikleri ifade edildi. Çoğunun ayrıca, "bir BM mandası üzerinde ısrar ettiği"; Washington'un bu hafta dolaşıma soktuğu bir BM Güvenlik Konseyi kararı taslağıyla ele almaya başladığı bir konu olduğu belirtildi.

BM Güvenlik Konseyi'nde süregelen müzakereler

Taslak kararın temelde, "Trump Planı’na BM onayı verdiği", ABD yetkililerinin en erken ocak ayında konuşlandırılacağını söylediği UİG'nün "iki yıl boyunca kalmasını yetkilendirmek" de dahil olduğu aktarıldı. Güvenlik Konseyi'nin diğer üyelerinin "daha güçlü ve daha spesifik insani taahhütlerin yanı sıra bir Filistin devleti yolunu" aradıkları bildirildi. Taslağın geçmesi için, 15 Güvenlik Konseyi üyesinden 9'unun oyuna ihtiyaç duyduğu ve beş daimi üyesinden (İngiltere ve Fransa dahil, her ikisi de Eylül sonunda Filistin devletini resmen tanımıştı) ve potansiyel sabote ediciler Rusya ve Çin'in "vetosundan kaçınılması gerektiği" ifade edildi.

Konsey üyesi bir hükümetten bir yetkili, "Top ABD'nin sahasında... Bir sürü fikrimiz var" dedi.

Filistin içi görüşmeler ve yönetim modeli

Plan ayrıca, Trump'ın başkanlık edeceğini söylediği ancak "üyeleri henüz belirlenmemiş olan, bir Filistinliler komitesi aracılığıyla Gazze'nin iç yönetimini denetleyecek ve destekleyecek bir Barış Kurulu (Board of Peace) kurulmasını" da öngörüyor. Batı Şeria merkezli Filistin Yönetimi'ne liderlik eden Fetih ve Hamas da dahil olmak üzere "sekiz Filistinli fraksiyon ve silahlı grubun, Mısır'ın aracılık ettiği, komiteyi seçmek için görüşmelere başladığı" bildirildi. "İsrail veya ABD'nin, Gazze yönetiminde herhangi bir Hamas katılımını reddettiği göz önüne alındığında, bunu kabul edip etmeyeceklerinin belirsiz olduğu" ifade edildi.

Yeniden inşa ve 'güvenli topluluklar' tartışması

Gazze'nin yeniden inşasının da "bir anlaşmazlık noktası haline geldiği" belirtildi. Planlamaya aşina olan birkaç kişiye göre, bazı kıdemli Trump yönetimi danışmanlarının, Gazze'deki mevcut İsrail hatlarının ardında, "hızla 16 'güvenli topluluk' inşa edecek bir programı" desteklediği aktarıldı. Bu topluluklar içinde, "Hamas silahsızlandırılırken ve daha uzun vadeli yönetim ve yeniden yapılanma planları hayata geçirilirken, potansiyel olarak yıllarca güvenilirliği onaylanmış Filistinlilerin hareket edebileceği ve güvenlik, gıda ve diğer insani yardımları alabileceği" ifade edildi.

Yönetim düşüncesine aşina olan kişi, ateşkes ve gelecek planlamasında arabuluculuk yapması için devreye sokulan Trump'ın damadı Jared Kushner'ın, "İsrail ordusunun işgalindeki Gazze'de bir tür başarı görme"yi istediğini, "şeridin geri kalanındaki Hamas varlığının ise hızlı bir yeniden inşayı zorlaştıracağını" söyledi.

Yardım kuruluşlarının "büyük ölçüde bu öneriyi reddettiği", bunu İsrail ve ABD destekli Gazze İnsani Vakfı formülünün bir tekrarı olarak gördükleri bildirildi. Vakfın, silahlı ABD yüklenicileri tarafından korunan ve şu anda askıya alınmış gıda dağıtım merkezlerinin, "çevrelerini saran İsrail ordu güçleri tarafından yüzlerce Gazze sivilinin vurulmasıyla sonuçlandığı" hatırlatıldı.

Jan Egeland, CMCC'deki Avrupa ülkelerinin, " hiçbir şekilde, çatışmanın bir tarafı olan İsrail'in stratejik bir aracı haline gelecek bir plana asla katılamayacağını" söyledi ve böyle bir girişimin "başarısız olmaya mahkum" olduğunu dile getirdi.

 



Makaleler

Güncel