Colani'nin Beyaz Saray ziyaretinin en önemli gündem maddesi

img
Colani'nin Beyaz Saray ziyaretinin en önemli gündem maddesi YDH

Suriye’deki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ile İsrail arasında, ABD’nin arabuluculuğunda güvenlik ve siyasi iş birliği çabaları yoğunlaşıyor. ABD İbrahim Anlaşmaları kapsamında HTŞ’nin bölgeye entegrasyonunu destekliyor; ancak bu sürecin önünde egemenlik ve güvenlik temelli kritik müzakereler bulunuyor.




YDH- Veritas News'a göre, Suriye'deki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejimi ile İsrail ilişkileri, ABD Başkanı Donald Trump ile HTŞ lideri Colani arasında dün Washington’da gerçekleşen tarihi zirve görüşmelerinin öncelikli konuları arasında yer aldı. 

Veritas News'ın eski diplomat ve dışişleri uzmanı Wolfgang Pusztai'nin, el-Cezire’ye verdiği röportaja dayandırdığına göre, ziyaretin amacı HTŞ ile İsrail arasında güvenlik düzenlemesi tesis etmekti.

Pusztai'nin iddiasına göre, ''HTŞ, İsrail’le savaşamayacak kadar zayıf ve kırılgan. Aynı zamanda HTŞ liderleri İsrail ile savaşmanın bir şey kazandırmayacağının farkında.''

HTŞ yıllarca Esed hükümetine karşı süren çatışmalarda doğrudan başarı elde edememiş olmasına rağmen, Aralık 2024'de özellikle Ukrayna ve İsrail’den sağladığı teçhizat desteği ve ABD tarafından verilen eğitimlerle askeri kapasitesinde belirgin bir gelişme kaydetmişti.

Dahası, geçen Mart ayında ABD Dışişleri Bakanlığı, HTŞ'ye çeşitli endişe konularında sorular yöneltti ve Washington net yanıtlar ile pozisyonlar talep etti.

Bu süreçte, İsrail ile ilişkilerin geleceği ve İbrahim Anlaşmaları’na katılım olasılığı gündeme geldi. Kongre üyelerinin çoğu, Suriye’nin uygun koşullar sağlanırsa İbrahim Anlaşmaları’na katılabileceğine dair önceden sinyaller vermişti.

Reuters’a göre, ABD, Washington’un arabuluculuğunda HTŞ ile İsrail arasında sağlanan güvenlik anlaşmasını desteklemek için Şam’daki bir hava üssünde askeri varlık kurmaya hazırlanıyor. 

Veritas News'dan Julius Opaschowski şöyle dedi:

''Washington, HTŞ ile ilişkilerini yeniden şekillendirmeye çalışırken, Suriye’yi Orta Doğu’daki güç dengeleri ve ABD ile müttefikleri—özellikle İsrail—arasındaki konumunu yeniden belirleyecek güvenlik ve siyasi düzenlemelere yönlendirmeye çalışıyor.''

Trump’ın geçen Mayıs ayında Riyad’daki ilk Colani görüşmesinin ardından, İsrailliler HTŞ ile ilişki kurmaya daha açık hale geldi.

Dahası İsrail Suriye içinde askerden arındırılmış sınır bölgeleri oluşturmak ve Lübnan-Suriye sınırını gözetleme imkânı sağlayan stratejik Şeyh Dağı bölgesindeki varlığını sürdürmek istiyor.

Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü tarafından Colani'nin ziyaretinden önce düzenlenen bir sempozyumda, İsrail’in eski Washington Büyükelçisi ve halen kurumda uzman olarak görev yapan Michael Herzog, Suriye’nin İran ekseninde hayati bir bağ olmaktan çıktığını ve bunun İsrail için bir fırsat olduğunu belirtti.

Herzog, “İsrail, Colani'nin ABD ile güçlü ilişki kurma arzusunu memnuniyetle karşılıyor” dedi.

ABD’nin HTŞ üzerinde İbrahim Anlaşmaları’na katılım baskısı devam ederken, birçok uzman Washington’a ilişkilerin geleceği için önce sağlam temellerin atılması çağrısında bulundu.

El-Cezire'ye verdiği röportajda, Massachusetts’teki Smith Üniversitesi Orta Doğu Çalışmaları Bölüm Başkanı ve Washington’daki Brookings Enstitüsü Orta Doğu Politikaları Merkezi’nde konuk uzman olan Profesör Stephen Heydemann şöyle dedi: 

“HTŞ'nin İsrail ile anlamlı güvenlik düzenlemelerini onaylaması, ABD’nin güney Suriye’deki İsrail işgalini sona erdirme ve Suriye’nin İsrail müdahalelerinden korunmasını sağlama konusunda ne kadar istekli olduğuna bağlı. Trump, Suriye’nin İbrahim Anlaşmaları’na katılmasını açıkça talep etti ki bu şu aşamada gerçekçi değil. Aynı zamanda ABD, Suriye’nin tüm toprakları üzerindeki tam egemenliğini desteklediğini kamuoyuna duyurdu. ABD, bu ilkeye uygun Suriye-İsrail ilişkileri için çalışmaya hazırsa, ziyaret sırasında olumlu adımlar görebiliriz.”

Atlantik Konseyi’nde uzman ve 2011'den Suriye’ye atanan ilk ABD elçisi Frederick Hof ise el-Cezire'ye verdiği röportajda, HTŞ'nin İsrail ile savaşın önlenmesini ve anlamlı ikili güvenlik düzenlemeleri üzerinde anlaşmayı istediğini düşünüyor.

Hof, başlangıç noktasının Golan’da 1974 Ayrılma Anlaşması sınırlarına İsrail güçlerinin geri çekilmesi olduğunu, böylece iki tarafın resmi olarak düşmanlıkları sona erdiren ve Birleşmiş Milletler’in Golan’daki varlığını sonlandıran bir güvenlik anlaşması müzakere edebileceğini belirtti ve ekledi:

“İki tarafın da güç kullanmaktan vazgeçmesiyle, barış müzakereleri için zemin hazırlanır. Suriye’nin bu yaklaşımla ilgilenebileceğini düşünüyorum, ancak İsrail’in bu konudaki niyetinden emin değilim”

İlgili Haberler