Colani'den Yahudi Kongresi başkanı ile İsrail'e normalleşme mesajı

img
Colani'den Yahudi Kongresi başkanı ile İsrail'e normalleşme mesajı YDH

Eylül 2025’te BM Genel Kurulu sırasında imzalanması beklenen İsrail-HTŞ güvenlik anlaşması henüz gerçekleşmemiş olsa da, HTŞ lideri Colani Dünya Yahudi Kongresi Başkanı Lauder’le görüşerek normalleşme mesajı verdi. Netanyahu’nun açıklamaları ise anlaşmanın hâlâ gündemde olduğunu gösteriyor.




YDH- Eylül 2025 sonunda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantıları sırasında imzalanması beklenen İsrail-Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) güvenlik anlaşması gerçekleşmedi.

Oysa geçici HTŞ lideri Colani'nin kesin beyanları, ABD Başkanı Donald Trump’ın örtülü mesajları ve Washington’un Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack’ın iyimser beklentileri, anlaşmanın eli kulağında olduğuna işaret ediyordu.

Reuters’in haberine göre, son dakika tıkanıklığının görünen nedeni, İsrail’in işgal altındaki Filistin ile Suriye’nin Süvayda vilayeti arasında bir koridor açma ısrarıydı.

El-Hanedek gazetesine göre, yalnızca bu sebep, anlaşmanın çöküşünü açıklamaya yetmiyor. Zira sürecin hızlanması için Washington’dan gelen yoğun baskılar göz önüne alındığında, asıl sorun daha derinlerde aranmalı.

El-Hanedek, anlaşmanın önündeki gerçek engelin, İsrail ile HTŞ'nin hamisi konumundaki Türkiye arasındaki gerilim olduğunu, son haftalarda taraflar arasında sert açıklamalar ve krizler yaşandığını gözlemledi. 

Bunların en tehlikelisi, İsrail’in doğrudan Türk askeri güçlerini ve teçhizatını hedef aldığı iddiasıydı. İddialara göre, el-Kisva bölgesine yapılan ve hava savunma sistemlerini yok etmeyi amaçlayan İsrail hava indirme operasyonu büyük yankı uyandırdı.

Yediot Ahronot, anlaşmanın çıkmaza girmesini değerlendirirken, İsrail’in sahada askerî ve istihbarî üstünlüğe sahip olduğunu vurguladı.

Gazeteye göre, yalnızca HTŞ ile sağlanacak bir sükûnet, Türkiye’ye karşı İsrail’in nüfuzunu artırma fırsatı yaratacaktı.

Öte yandan, İsrail bu nedenle sadece sınır sessizliğiyle yetinmek istemiyor; karşılığında Ankara’dan diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesini ve ekonomik iş birliğinin yeniden canlandırılmasını talep ediyor.

İsrail’in en büyük kaygılarından biri de Suriye’de Türk askerî üslerinin kurulması. Tel Aviv’e göre bu üsler, özellikle İsrail Hava Kuvvetleri’nin Suriye hava sahasındaki serbest hareketini kısıtlayabilir.

İsrailli uzmanlar, HTŞ'nin yeni bir ordu kurmasına izin verilmesini de büyük bir tehdit olarak görüyor.

Bu kaygılar, HTŞ'nin Türkiye ile imzaladığı askerî iş birliği anlaşmasıyla daha da derinleşti. Anlaşma, yeni kurulacak ordunun Türk eğitmen ve danışmanlar eşliğinde güçlendirilmesini öngörüyor.

Stratejik planda İsrail, Suriye’de düzenli bir ordunun doğmasını engellemek istiyor. Çünkü böylesi bir yapı, Tel Aviv’in uzun vadeli hedeflerine –ülkenin etnik ve mezhepsel kantonlara bölünmesi senaryosuna– ciddi bir engel oluşturur.

İsrail için daha avantajlı olan, farklı ideolojilere sahip milis gruplarının varlığını sürdürmesi. Bu parçalı yapı, mezhep ve kimlik temelli çatışmaların ve katliamların sürme ihtimalini artırıyor; bu da İsrail’in stratejik çıkarlarına dolaylı biçimde hizmet ediyor.

Beklentilerin aksine Colani ile Netanyahu arasında doğrudan bir görüşme gerçekleşmedi. Ancak HTŞ lideri, New York’ta düzenlenen BM 80. Genel Kurulu sırasında Dünya Yahudi Kongresi Başkanı Ronald S. Lauder ile bir araya geldi.

İsrail medyası, bu buluşmayı “HTŞ'nin İsrail ve Yahudi halkıyla ilişkilerini onarma yolunda atılmış büyük bir adım” olarak tanımladı. Haberlerde, görüşmenin Colani’nin değişim arzusunu, birlikte yaşam fikrine açıklığını ve yeni ortaklıklara kapı aralamak istediğini ortaya koyduğu belirtildi.

Bazı kaynaklara göre görüşmenin ana başlığı “modern HTŞ-İsrail diplomasisi”ydi. Tarafların bir güvenlik anlaşmasına ulaşmak için somut adımlar attığı ifade edildi. Lauder de görüşme sonrası sosyal medya hesaplarından, “İsrail ile HTŞ arasındaki normalleşme süreci üzerine son derece olumlu bir görüşme gerçekleştirdik” mesajını paylaştı.

Tüm bu gerilimlere rağmen, özellikle Washington’un baskılarıyla, İsrail-HTŞ güvenlik anlaşmasının hâlâ mümkün olduğu değerlendiriliyor.

Netanyahu’nun BM kürsüsünden yaptığı, “HTŞ ile barış fikri, daha önce imkânsızken artık mümkündür” sözleri de bu ihtimali güçlendiriyor. Netanyahu ayrıca, “HTŞ ile barış anlaşması, hem onun egemenliğini koruyabilir hem de İsrail’in çıkarlarını gözetebilir” diyerek sürece kapıyı açık bıraktı.

İlgili Haberler