ABD'nin Gazze planına Türkiye'den destek

img
ABD'nin Gazze planına Türkiye'den destek YDH

ABD'nin, Gazze'de "Barış Konseyi" kurulmasını ve bölgenin silahsızlandırılmasını öngören BM Güvenlik Konseyi karar tasarısı, sekiz Arap ve İslam ülkesinden destek gördü.




YDH - Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne sunduğu karar tasarısı, İslam ülkelerinden destek gördü.

Washington, 20 maddelik planını tasarıya dahil ederek bunu fiili bir uluslararası hukuka dönüştürmeyi ve "Barış Konseyi" olarak adlandırılan bir yapının Gazze Şeridi'ni yönetip silahsızlandırması için yetki almayı amaçlıyor.

Tasarıya yönelik eleştiriler sürerken, bugün yapılması beklenen oylama öncesinde Rusya ve Çin'in muhalefeti, kararın kaderini son anlara bıraktı.

Arap ülkeleri 'işgalci' olarak görülmekten endişeli

Gelecekte Gazze'de kurulması muhtemel silahlı güce katılması beklenen bazı ülkelerin ABD projesini hızla benimsemesinin ardında, bir noktada "işgalci güç" olarak görülme endişesi yatıyor.

Bu nedenle Pakistan, Katar, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Endonezya, Ürdün ve Türkiye, bu hafta ABD'nin de katıldığı ortak bir bildiri imzaladı.

Bildiride, tasarı taslağı desteklenerek "hızla" kabul edilmesi çağrısında bulunuldu.

Rusya ve Çin'den 'iki devletli çözüm' şartı

Washington'ın şu ana kadar karşılaştığı en önemli engel, Moskova'nın cuma günü "iki devletli çözüm" için fiili garantiler oluşturulmasını talep eden kendi karşı tasarısını sunması oldu.

Rus haber ajansı TASS, Rusya'nın BM misyonunun, "Güvenlik Konseyi kararları, uluslararası alanda tanınan yasal çerçeveyi yansıtmalı ve başta iki devletli çözüm olmak üzere temel kararları ve ilkeleri yeniden teyit etmelidir" dediğini aktardı.

Misyon, "bu hükümlerin ABD tasarısında gereken ilgiyi görmemesinden" üzüntü duyduğunu belirterek, "Rusya Federasyonu, Gazze Şeridi'nde kalıcı barışın sağlanması için Güvenlik Konseyi'ne alternatif bir karar tasarısı sunma zorunluluğu hissetmiştir" açıklamasını yaptı.

Moskova, "işgal altındaki Filistin toprakları meselesine" adil ve kapsamlı bir yaklaşımın, düşmanlıkların kalıcı olarak durdurulmasını ve Orta Doğu'da istikrarın temelini atabileceğini vurguladı.

Rusya'nın tasarısının mantığının, "Güvenlik Konseyi'nin bir barış gücü birimi konuşlandırmak ve Gazze'yi yönetmek için net mekanizmalar belirlemesini sağlamak ve bu yöntemlerin uluslararası yasal standartlarla tam uyumlu olmasını garanti etmek" olduğu ifade edildi.

Rusya, Konsey'i "Donald Trump planında yer alan ilgili hükümlerin uygulanmasına yönelik seçenekleri belirleyen bir rapor hazırlamaya" davet ederek Gazze'ye derhal bir güç gönderilmesini desteklemediğine işaret etti.

New York Times gazetesinin konuya aşina kaynaklara dayandırdığı haberine göre de veto hakkına sahip olan Çin de ABD'ye ve Güvenlik Konseyi'ne, tutumunun Rusya ile aynı çizgide olduğunu bildirdi.

Gazeteye konuşan dört diplomata göre, hafta boyunca ABD ile aralarında Avrupalı müttefikler ve Cezayir'in de bulunduğu diğer 14 Konsey üyesi arasında tasarıya yönelik değişiklik önerileri nedeniyle gerginlik yaşandı.

Çin, "Trump Barış Planı"na yapılan atfın karardan tamamen çıkarılmasını isterken, Rusya, Cezayir ve Fransa gibi ülkeler Filistin devletinin kurulmasını destekleyen net bir dilin eklenmesini talep ediyor.

Buna karşılık ABD, tasarıda herhangi bir fiili değişiklik yapmayı reddederek "devlet" kurulması maddesini Filistin Yönetimi içinde reformlar yapılması şartına bağlıyor.

Bununla birlikte pek çok medya kuruluşu, Çin'in karara karşı veto hakkını kullanmayacağını, en muhtemel senaryonun ise her iki ülkenin de veto yerine çekimser oy kullanması olduğunu aktardı.

Hukukçulardan uyarı: Tasarı uluslararası hukuku ihlal ediyor

ABD'nin tasarısına karşı hukuki çevrelerden de uyarılar yükseliyor.

Kâr amacı gütmeyen bir insan hakları kuruluşu olan Filistin için Hukuk (Law for Palestine), bu hafta yayımladığı bir raporda, karar tasarısının desteklediği ABD planı gibi uluslararası bir yasal çerçeveye dayanmadığını, bilakis "yabancı kontrolünü" meşrulaştıran "paralel bir sistem" yarattığını belirtti.

Raporda, kararın hükümlerinin "uluslararası hukukun temel kuralları, Uluslararası Adalet Divanının 2024 tarihli tavsiye kararı ve BM Genel Kurulu'nun son kararlarıyla ciddi şekilde çeliştiği" ifade edildi.

Rapor, tasarının "Filistin'in kendi kaderini tayin hakkını ve egemenliğini, durdurulma, hesap verebilirlik veya tazminat ihtimali olmayan, belirsiz bir sürekli saldırganlık, yasa dışı sömürgeci işgal ve apartheid sistemiyle fiilen değiştirdiğini" kaydetti.

Kuruluş, "Bu kararın kabul edilmesi halinde, BM Güvenlik Konseyi uluslararası hukukun temel kurallarını doğrudan ihlal edecek ve uluslararası hukuk sisteminin güvenilirliğini ciddi şekilde baltalayacaktır" uyarısında bulundu.

Kuruluşa göre, ileriye dönük herhangi bir planın, kendi kaderini tayin hakkı, sömürgeciliğin sona erdirilmesi ve uluslararası hukuka uyum etrafında şekillenmesi gerekiyor.

Bu çerçevede, İsrail işgal güçlerinin derhal ve tamamen çekilmesi, Filistinli esirlerin serbest bırakılması ve "Filistinlilerin Filistin devleti üzerindeki tam egemenliğinin tanınması ve uygulanması" talep edildi.

İlgili Haberler