İsrail Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü'nün (INSS) Ekim 2025 araştırması, yerleşimci kamuoyunda siyasi liderlere ve uzun vadeli güvenliğe yönelik derin bir güvensizlik ve karamsarlık olduğunu ortaya koyuyor. Savaşın kazanılmadığı ve hedeflerin tam olarak gerçekleştirilemediği yönündeki yaygın inanç, toplumsal dayanıklılığın zayıfladığına dair endişelerle birleşiyor.
YDH- İsrail Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü (INSS), Gazze’deki ateşkesin ardından yerleşimci kamuoyunun güvenlik algısını ve siyasi kurumlara yönelik güven düzeyini ölçmek amacıyla kapsamlı bir araştırma yayımladı.
INSS araştırmasına göre, yerleşimci kamuoyunda siyasî kademeye yönelik güven düşük düzeyde kalmayı sürdürürken İran ile olası yeni bir çatışma endişesi ve ABD-İsrail ilişkilerindeki karmaşık algılar kamuoyunun öncelikli gündemini şekillendiriyor.
Kamuoyunun büyük çoğunluğu, Gazze’deki savaşın sona erdirilmesine yönelik bir anlaşmayı destekliyor ancak çoğu kişi bunun uzun yıllar sürecek bir sakinlik sağlayacağı konusunda şüpheli.
Ayrıca, yerleşimciler geniş bir çoğunlukla devlet düzeyinde bir soruşturma komisyonu kurulmasını ve erken seçim yapılmasını destekliyor.
Yerleşimcilerde işgal ordusuna yönelik güven genel yüzde 78 seviyesinde seyrederken—Yahudilerde yüzde 90’a çıkıp Araplarda yüzde 32’de kalıyor—benzer bir tablo Hava Kuvvetleri için de geçerli oluyor; Yahudilerde yüzde 88, Araplarda yüzde 34 olarak ölçülen güven oranları, son aylarda belirgin bir değişim göstermiyor.
Askerî İstihbarat’a duyulan güvenin Haziran’daki seviyelerden belirgin biçimde gerileyerek genel toplumda %64’e (Yahudiler %72, Araplar %30) indiği görülürken, işgal ordu sözcülüğüne güvenin son üç ayda %57 bandında sabit kaldığı ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’e duyulan güvenin Eylül’den Ekim’e %58’den %63’e çıktığı; bu yükselişin Yahudi kamuoyundan kaynaklandığı, Arap kamuoyunda ise güvenin %21’de seyrettiği bildiriliyor.
İsrail’de hükümete güven, genel kamuoyunda yüzde 27’de kalırken (Yahudiler: %32, Araplar: %8), düşük güven oranı yüzde 72’ye çıkıyor ve bu tablo koalisyon seçmenlerinde yüzde 63’lük yüksek güvene karşılık muhalefette yalnızca yüzde 5’e düşüyor.
Başbakana yönelik güven de benzer bir dağılım sergiliyor: Kamuoyunun sadece yüzde 33’ü yüksek güven duyarken (Yahudiler: %39, Araplar: %7), yüzde 66 düşük güven bildiriyor ve bu oranlar Haziran’daki Yükselen Aslan Operasyonu’ndan bu yana değişmiyor.
Koalisyon seçmenlerinde başbakana güven oranı %76’ya çıkarken, muhalefet seçmenlerinde bu oran yalnızca %6’da kalıyor.
Yerleşimci kamuoyunun %76’sı Gazze’deki savaşın sona erdirilmesini destekliyor; Yahudilerde bu oran %73, Araplarda %88, koalisyon seçmenlerinde %57, muhalefette ise %91.
Yerleşimcilerin yarısı savaşta tarafların kazanmadığını düşünüyor ve savaş hedeflerinin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği konusunda görüşler bölünmüş durumda (%44 hedeflerin gerçekleştiğine inanırken, %46 aksini düşünüyor).
Operasyonel başarılar konusunda memnuniyet sınırlı olup sadece %38’i yüksek memnuniyet ifade ediyor; ateşkesin uzun vadede güvenlik sağlama ihtimaline ise %26 inanıyor, %60 ise bu konuda şüpheci.
Ayrıca, yerleşimcilerin yarısı 7 Ekim benzeri bir saldırının tekrar yaşanabileceğine inanıyor.
İsraillilerin %74’ü devlet soruşturma komisyonu kurulmasını destekliyor; koalisyon seçmenlerinin %52’si, muhalefetin ise %92’si olumlu bakıyor.
Savaş sonrası seçimlerin öne alınmasını isteyenlerin oranı %53 iken, %39’u mevcut takvimin korunmasından yana; erken seçim desteği koalisyonda %16, muhalefette %78 seviyesinde.
Savaş bakanının ordu atamalarını dondurma kararını sadece %23’ü profesyonel gerekçelere dayandırırken, %55’i bu karara şüpheyle yaklaşıyor.
Yerleşimcilerin %68’i ultra-Ortodoksların askerlikten muaf tutulmasına karşı çıkıyor, yalnızca %20’si destek veriyor.
Yerleşimcilerin %57’si her koşulda Filistin devletine karşı çıkarken, %30’u belirli şartlarda destekliyor; Yahudi kamuoyunda karşıtlık %68, destek ise %19 seviyesinde. Arap kamuoyunda ise %70 destek veriyor, yalnızca %13 karşı çıkıyor.
Yakın gelecekte İran ile yeni bir çatışma yaşanma olasılığı konusunda yerleşimcilerde yüksek düzeyde endişe var: Yerleşimcilerin %62’si bu ihtimalden “çok” veya “biraz” endişeli olduğunu belirtirken, %33 “çok az” veya “hiç” endişeli olmadığını ifade ediyor.
İsrail kamuoyunun yarısı Trump’ın İsrail’i yalnızca kendi çıkarları doğrultusunda desteklediğine inanırken, sadece %34’ü onun İsrail güvenliğine güçlü bağlılık gösterdiğini düşünüyor ve %11’i onu öngörülemez bir lider olarak görüyor.
Son olarak, yerleşimci toplumun dayanıklılığının savaş öncesine göre zayıfladığını düşünenler %39 iken, %33 güçlendiğini düşünüyor; %60 ise savaş sonrası toplumsal durumdan çok endişeli.
Yerleşimcilerin %66’sı kriz sonrası toparlanma konusunda iyimserken, sadece %37’si kişisel güvenlik hissinin yüksek olduğunu ifade ediyor ve bu oran ateşkes öncesine göre artış gösteriyor.