Eski İsrail Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Marom, 7 Ekim sonrası ulusal güvenlik anlayışının tamamen değişmesi gerektiğini belirterek, eski "caydırıcılık ve kesin sonuç" doktrininin artık geçerliliğini yitirdiğini savundu.
YDH - Eski İsrail Deniz Kuvvetleri Komutanı ve Genelkurmay Forumu üyesi Eliezer Marom, Maariv gazetesine verdiği mülakatta, savaşın ikinci yılını geride kalırken Siyonist rejimin güvenlik durumunu değerlendirdi.
Marom, 7 Ekim sonrasında İsrail'in ulusal güvenlik anlayışının kökten değişmesi gerektiğini vurguladı.
"İran tehdidi gerçek"
Marom, İran kaynaklı tehlikenin boyutlarına dikkat çekerek, "İran tehdidinin şiddeti gerçektir. İran ile ilgili bu nokta, anlaşılması gereken önemli bir husus. 7 Ekim sonrasında İsrail'in ulusal güvenlik algısı değişmek zorunda" diye konuştu.
Rejimin yıllardır süregelen savunma yaklaşımını eleştiren Marom, "Biz yazılı olmayan bir 'uyarı, kesin sonuç, uyarı, yedekleri askere alma ve karşı tarafı yenme' anlayışına sahibiz. 7 Ekim'den önce buna bir de savunma ayağı eklenmişti. Ancak eklenen bu savunma ayağı istikrarlı değildi" ifadelerini kullandı.
"Sınırın diğer tarafında bekleyemeyiz"
İsrail'in coğrafi kısıtlılıkları nedeniyle yeni bir yaklaşıma mecbur olduğunu savunan Marom, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İsrail devleti, sınır hattındaki yerleşimler için hiçbir uyarı alanına sahip olmayan küçük bir ülke. Bu nedenle saldırı odaklı savunmaya geçiş bir zorunluluktur. Sınırın bir tarafında oturup diğer tarafta tehdidin büyümesini bekleyemeyiz. Bu tehdidin İran gibi üçüncü çemberdeki bir ülkeden gelmesi durumu değiştirmez. Bu tür olaylara saldırı odaklı tepki vermek zorundayız."
Marom, 7 Ekim'den bu yana İsrail güçlerinin sınır hattının ötesinde faaliyet gösterdiğine işaret ederek, "Artık yerleşim yerlerini geriden savunmayacağız, bir güvenlik çemberi (perimetre) olacak" dedi.
"Ekonomi ve uçuşlar durur"
İsrail'e yönelik füze tehditlerinin potansiyel sonuçları hakkında da uyarılarda bulunan Marom, fırlatma rampalarının büyük kısmının imha edilmesine rağmen tehdidin tamamen ortadan kalkmadığını belirtti.
Marom, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Burada tam bir panik havası olduğunu düşünmüyorum ancak son çatışmaların sonuçları oldukça başarılıydı. Bir yaylım ateşinde 500-600 balistik füze fırlatmayı planladılar ancak hem saldırı hem de savunma kapasitemizi kullandığımız için başarılı olamadılar. Savunmanın bir kısmı işe yaramadı ve bazı füzeler içeri girdi. Hasarı gördük. İsrail'in buna dayanabileceğini sanmıyorum. Böyle bir yaylım ateşi İsrail'i ağır vurur, çok sayıda insan ölür, ekonomi çöker ve uçuşlar durur. Başka seçeneğimiz yok. Eğer oturup beklersek bu tehdit büyüyecek."
"Eski yanılgıya düşmemeliyiz"
İsrail'in İran hava savunma sistemlerini vurduktan sonra rehavete kapılmaması gerektiğini vurgulayan Marom, "Eğer 'İran hava savunmasını vurduk, artık saldırmazlar' deyip oturursak, yeniden o eski yanılgıya düşeriz. Uyarı ve kesin sonuç yöntemi artık çalışmıyor, aktif savunmaya ihtiyacımız var" diye konuştu.
Bu sürecin bir süre daha devam edebileceğini belirten Marom, son 20 yılda Gazze ve Lübnan'da yaşananlara dikkat çekti.
Marom, "Bu yıllarda İran, İsrail ile savaşta değildi. O eski yanılgıya girmemiz yasak. Bu yanılgı şunu söylüyor: İran ağır bir darbe aldı, nükleer programını onarmadı ama balistik füzelerini onarmakla meşgul" diyerek sözlerini tamamladı.