IŞİD, HTŞ üyelerini nasıl safına çekiyor?

img
IŞİD, HTŞ üyelerini nasıl safına çekiyor? YDH

Suriye'nin Tedmur kentinde ABD ve Suriye ortak güçlerine yönelik düzenlenen saldırının failinin, rejim bünyesinde görev yapan eski Hurras ed-Din üyesi olduğu belirlendi.




YDH - Suriye'nin Tedmur kentinde 13 Aralık'ta Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejimine bağlı İçişleri Bakanlığı bünyesindeki güvenlik görevlisi, ABD ve rejimin ortak güçlerine saldırı düzenledi.

Sıfır noktasından gerçekleştirilen saldırıda 2 ABD askeri ile 1 sivil tercüman hayatını kaybetti, 3 ABD askeri ve 1 Suriyeli güvenlik görevlisi yaralandı.

İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nuruddin el-Baba, saldırgan hakkında 10 Aralık'ta güvenlik değerlendirmesi yapıldığını belirterek, "Failin tekfirci veya aşırılıkçı fikirler taşıyor olabileceğine dair rapor hazırlandı" dedi.

El-Baba, saldırgan hakkındaki nihai kararın saldırıdan bir gün sonra, yani 14 Aralık'ta verilmesinin planlandığını açıkladı.

El-Ahbar gazetesinin ulaştığı bilgilere göre, saldırıyı gerçekleştiren kişinin geçmişte Nusra Cephesi HTŞ'ye dönüştükten ve el-Kaide ile bağını kestiğini duyurduktan sonra el-Kaide'nin Suriye kolu olarak kurulan Hurras ed-Din bünyesinde faaliyet gösterdiği anlaşıldı.

Hurras ed-Din, maruz kaldığı baskılar neticesinde Ocak 2025'te kendini feshettiğini duyurmuştu. Örgüt yönetimi Kasım 2024 sonundaki "Saldırıyı Durdurma" harekatına katılmama kararı alsa da çok sayıda kadrosunun bu süreçte yer aldığı biliniyor.

IŞİD'in yeni hedef kitlesi

Suriye'deki yeni yapının tek bir fikri yapı tarafından yönetilmediği görülüyor. Ebu Muhammed el-Colani'nin (şimdiki adıyla Ahmed eş-Şaraa) Washington ziyareti sonrası Şam'ın IŞİD karşıtı uluslararası koalisyona katılması, yapı içindeki bazı kesimlerin tepkisini çekiyor.

ABD karşıtlığını sürdüren ve mevcut politikalara uyum sağlamayı reddeden gruplar, IŞİD'in propaganda faaliyetlerinin hedefi haline geliyor.

IŞİD, halihazırda özellikle ordu ve güvenlik güçleri içindeki düşük rütbeli ve Colani'nin politikalarından memnun olmayan unsurlara odaklanıyor.

Örgüt, bu kesimlere hitap etmek için klasik el-Kaide söylemlerini kullanıyor. Hurras ed-Din'in eski üyelerinin de bu strateji doğrultusunda IŞİD tarafından devşirilmeye çalışıldığı değerlendiriliyor.

Örgütün yayın organı en-Nebaa, son sayılarında Colani'nin ABD ve İsrail'e yönelik politikalarını sert dille eleştiriyor. Gazete, Colani'nin geçmişte savunduğu "şeriatın uygulanması" gibi sloganlardan uzaklaştığını iddia ediyor.

En-Nebaa'nın başyazısında, militanların artık "devlet öncesi dönemin hazırlıklarına bağlı kalmadığı" ve "hükümetlerin tuzaklarından kurtulmuş mücahitlere ihtiyaç duyulduğu" ifadeleri yer alıyor.

Güvenlik boşluğu

Suriye güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, IŞİD hücreleri merkezlerini çölden il merkezlerinin kırsal bölgelerine taşıdı. Örgüt, operasyonlarını özellikle İdlib'in doğu kırsalı gibi geniş ve açık arazilerin bulunduğu stratejik bölgelerde yoğunlaştırdı.

Bölgedeki milis grupların çekilmesi ve Rusya ordusunun operasyonlarını durdurmasıyla oluşan güvenlik boşluğu, merkezi hükümet tarafından personel ve teçhizat yetersizliği nedeniyle doldurulamıyor. Eski rejimin çöküşünün ardından karaborsaya düşen silah stoklarının da IŞİD hücreleri tarafından satın alınarak silahlanma amacıyla kullanıldığı bildiriliyor.

Söz konusu hücrelerin büyük oranda Suriye Demokratik Güçlerinin (SDG) kontrolündeki kuzeydoğu bölgelerinden geldiği ifade ediliyor. Haziran ayında Şam'daki Mar Elias Kilisesi'ne düzenlenen saldırıyı gerçekleştiren hücrenin de Haseke'deki el-Hol kampından geldiği İçişleri Bakanlığı tarafından açıklanmıştı.

Güvenlik kaynakları, SDG'nin kendi kurumlarının devlet bünyesine katılmasına ilişkin Mart ayı anlaşmasının uygulama süresi dolarken, "IŞİD kartını" bir pazarlık unsuru olarak kullandığına dikkat çekiyor.