İsrailli generalden uyarı: 'İran ile yeni bir savaş an meselesi'

img
İsrailli generalden uyarı: 'İran ile yeni bir savaş an meselesi' YDH

İsrail ordusundan emekli Tuğgeneral Zvika Haimoviç, İran'ın balistik füze üretimini yeniden hızlandırmasının Tel Aviv için varoluşsal bir tehdit oluşturduğunu belirtti.




YDH - İsrail ordusundan emekli Tuğgeneral Zvika Haimoviç, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun ABD Başkanı Donald Trump ile İran'a yönelik yeni bir saldırı planını görüşeceği yönündeki haberlerin şaşırtıcı olmadığını yazdı.

Kanal 12'nin internet sitesi için bir analiz kaleme alan Haimoviç, İran'ın binlerce balistik füzeye ulaşma hedefinin İsrail için nükleer silaha eşdeğer bir varoluşsal tehdit oluşturduğunu savundu.

Haimoviç, haziran ayında yaşanan savaşın ardından, tarafların kaçınılmaz görünen bir sonraki raunda hazırlandığını vurguladı.

Haimoviç, 12 gün savaşının, İran'ın nükleer projesindeki ilerlemeye karşı İsrail'in inisiyatifiyle başladığını hatırlattı.

Çatışmanın, ABD'nin İran'daki en önemli üç nükleer tesise düzenlediği saldırıyla sona erdiğini belirten Haimoviç, operasyonun sonuçlarına ilişkin belirsizliğe dikkat çekti.

Haimoviç, "Her mikrofonun arkasında İran nükleer projesini yok ettiğini ilan eden Başkan Donald Trump ile projenin gerilediğini söyleyen İsrailli sözcüler arasında, gerçek muhtemelen bir yerlerde ortada duruyor" değerlendirmesinde bulundu.

"Balistik füze tehdidi nükleer kadar tehlikeli"

Analize göre, mevcut gerilimin merkezinde İran'ın balistik füze üretimini yeniden başlatması yer alıyor. Savaş öncesinde İran'ın hedefinin 2027 yılına kadar 20 bin uzun menzilli balistik füzeye ulaşmak olduğunu belirten Haimoviç, savaş sırasında İran'ın yaklaşık 450 füze ateşlediğini kaydetti.

Haimoviç, İsrail Hava Kuvvetlerinin İran topraklarındaki fırlatıcıları imha etmesi nedeniyle bu sayının planlanandan çok daha düşük kaldığını iddia etti.

Haimoviç, İran'ın elindeki füzeleri savaşta kendini kanıtlayan tek sistem olarak gördüğünü vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:

"Savaştan altı ay sonra, üretim yeniden başlamadan önce bile İran'ın elinde İsrail ile yeni bir çatışma turunu tehdit edecek kadar yeterli uzun menzilli füze stoku (savaş sonunda yaklaşık 1.500 füze kaldığı tahmin ediliyor) bulunuyor. Savaş öncesi hedeflenen rakamdan az olsa bile binlerce füzeye sahip olmak, İsrail'in işlevsel sürekliliğine yönelik bir tehdittir ve savunma yeteneklerini ciddi şekilde zorlayabilir."

İsrail'in yeni güvenlik doktrini: "Önleme ilkesi"

Haimoviç, 7 Ekim travmasının İsrail'in güvenlik anlayışında köklü bir değişikliğe yol açtığını ve "önleme ilkesini" benimsediğini belirtti.

Bu ilkenin Lübnan'da Hizbullah'a ve Gazze'de Hamas'a karşı tam hareket serbestisiyle uygulandığını hatırlatan Haimoviç, aynı stratejinin İran'a karşı uygulanmasının zorluklarına değindi.

İsrailli general, "Hata yapmamalıyız; önleme ilkesinin Hizbullah ve Hamas'a karşı uygulanması, ne sıklık ne de mahiyet açısından İran'a karşı uygulanmasına benzer" uyarısında bulundu.

"Sürprizler savaş kazandırır"

İran'ın savaştan sonra da İsrail'in güvenliğine yönelik en büyük tehdit olmaya devam ettiğini savunan Haimoviç, Tahran'ın önceliğinin "Hizbullah'ı yeniden ayağa kaldırmak" olduğunu belirtti.

Haimoviç, İran'ın nükleer hedeflerinden vazgeçmediğini ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) denetimlerinin neredeyse tamamen kalktığını kaydetti.

Nisan 2024, Ekim 2024 ve Haziran 2025'teki çatışmaları hatırlatan Haimoviç, bir sonraki çatışmanın sadece bir zaman meselesi olduğunu vurguladı:

"Gelecek tur daha zorlu olacak. Ortadoğu'daki birikmiş tecrübeler gösteriyor ki her çatışma, bir öncekinin bittiği yerden, hem yoğunluk hem de kapsam olarak daha şiddetli başlar. Öğrenme yarışında her iki taraf da diğerinden bir adım önde olmaya çalışacak. Buna hazırlanmayan tarafın sonu sürprizle karşılaşmak olur. Sürprizler savaş kazandırır; bunu Haziran 2025'te ve Ekim 2023'te gördük."