İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, son dönemde yaşanan 12 gün savaşının İran halkının direniş kararlılığını gösterdiğini ve düşmanı geri çekilmeye mecbur bıraktığını belirtti.
YDH - İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, bugün öğleden önce İsfahan eyaletindeki iş dünyası temsilcileriyle bir araya geldi.
Konuşmasına Recep ayının başlangıcını ve dini bayramları kutlayarak başlayan Arakçi, İsfahan’daki Ermeni toplumunun ve tüm Hristiyanların Noel bayramını da tebrik etti.
Devrim şehitlerini ve savunma savaşı kahramanlarını anan Arakçi, "Son savaş deneyimi, İran halkının direniş, izzet ve şeref yolunu seçtiğini gösteren, İran tarihinde kalıcı bir tecrübe oldu" dedi.
"Düşman geri çekilmek zorunda kaldı"
Tesnim ajansının aktardığına göre düşmanın, İran'ın birkaç gün içinde teslim olacağını varsaydığını belirten Arakçi, süreci şu sözlerle anlattı:
"12 günlük direnişin sonunda, geri çekilmek zorunda kalan düşman oldu. Hatta derhal ateşkes müzakeresi talep ettiler. Bu müzakere teklifi teslimiyeti kabul etmekten başka bir anlam taşımıyordu ancak İran halkı dik durmayı seçti."
Arakçi, "tetik mekanizması" (snapback) konusundaki söylemlerin büyütülmesini eleştirerek, halka sunulan anlatıların gerçeklikten çok daha kötü olduğunu ifade etti.
Bakan Arakçi, bu tür söylemlerin amacının korku yayarak ülke ekonomisini psikolojik olarak felç etmek olduğunu ancak bu araçların iddia edilen etkinliğe sahip olmadığını belirtti.
Ekonomik diplomasi ve yaptırımlarla mücadele
Dışişleri Bakanlığının görevlerini tanımlayan Arakçi, temel misyonun yaptırımların kaldırılması için çalışmak olduğunu söyledi. Bu sürecin ülkenin onuru ve çıkarları korunarak yürütüldüğünü kaydeden Arakçi, "Nükleer anlaşma (KOEP) ve sonrasındaki müzakere deneyimi bizim için değerli bir sermaye. Ancak yaptırımların varlığını kabul etmeli ve ülkenin bu şartlar altında da yönetilebileceğine inanmalıyız" diye konuştu.
Yaptırımların bir maliyeti olduğunu ancak aynı zamanda iç zafiyetlerin giderilmesi için fırsatlar sunduğunu dile getiren Arakçi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tüm yerli ve bölgesel kapasitemizi, dış politika imkanlarımızı kullanmadan yaptırımlardan şikayet etme hakkımız yok. Komşuluk hukukundan ve dış diplomasiden henüz tam manasıyla yararlanmış değiliz. Dışişleri Bakanlığındaki ekonomik diplomasi biriminin görevi sahaya inmek, ticari engelleri tespit edip gidermek ve tüccarlarımız için yeni pazarlar oluşturmaktır."
"Özel sektörün önünü açıyoruz"
Bakanlığın sadece rapor yazan bir kurum olmadığını, icracı bir yaklaşım benimsediklerini vurgulayan Arakçi, bölge ülkelerinden birine yaptığı ziyareti örnek gösterdi.
Arakçi, "Bu seyahatin ana hedefi, 600 milyon dolarlık bir ihaleye katılan İranlı özel bir şirketi desteklemekti. Sonuçta bu şirketimiz, Çinli ve Türk rakiplerini geride bırakarak ihaleyi kazandı" dedi.
Geçmişte halı sektöründeki tecrübesine de değinen Arakçi, halının sadece ekonomik bir meta değil, İran kimliğinin dünyadaki kültürel elçisi olduğunu belirtti.
Arakçi, devletin halka hizmet borcu olduğunu ifade ederek, "Biz halka karşı borçluyuz, onlardan alacaklı değiliz. Görevimiz millete hizmet etmektir ve ekonomik diplomasi bu hizmetin en önemli araçlarından biri olacaktır" diyerek sözlerini tamamladı.
