"Bu sürecin geleceği, İran ve Suudi Arabistan arasındaki bölgesel müzakerelere ve önümüzdeki aylarda Suudi Arabistan ile BAE arasındaki gerilime bağlı."
YDH - Yemen'in stratejik güney bölgelerinde hakimiyet kurmayı hedefleyen ve BAE tarafından desteklenen Güney Geçiş Konseyi, ülkeyi yeniden bölme planında kritik bir aşamaya gelmiş durumda. Konsey, Suudi Arabistan destekli yerel güçleri mağlup ederek eski Güney Yemen topraklarının tamamında kontrolü sağlamış ve ayrılık ilanı için zemin hazırlıyor. Islamic World News portalının değerlendirmesine göre Batılı güçler ve İsrail, Ensarullah'ın etkisini kırmak amacıyla bu bölünme planına doğrudan veya dolaylı destek verirken, sürecin nihai sonucu bölgesel güç dengelerine ve İran-Suudi Arabistan müzakerelerine bağlı olacak.
Güney Yemen, son iki yüzyılda Aden Körfezi-Kızıldeniz deniz yolunu kontrol etmenin yanı sıra, Batı Asya'daki gelişmelerde önemli bir rol oynayan İngiltere'nin ana ve bölgeler arası üslerinden biri oldu.
Bu bölgenin kontrolü üzerindeki rekabet büyük bir önem arz ederken, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) destekli Güney Geçiş Konseyi, sömürgecilerin vekil gücü olarak bölgeyi Yemen'den koparıp yeniden bölmek için çaba harcıyor.
İngiliz güçlerinin 1967 yılında Güney Yemen'den çekilmesinin ardından, sol ve milliyetçi gruplar kontrolü ele alarak "Güney Yemen Halk Cumhuriyeti" adında bir devlet kurdu.
İlerleyen yıllarda darbe ile karşılaşan bu devlet, adını Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti olarak değiştirdi. Sovyetler Birliği'nin dağılması ve Kuzey Yemen ile yaşanan birkaç yıllık iç savaşın ardından Güney Yemen, 1990 yılında Ali Abdullah Salih yönetimiyle birleşerek Yemen'i eski haline döndürdü.
Ancak 35 yılın ardından bu birliktelik hâlâ gerilim ve protestolarla anılıyor; her kriz anında ülkenin bütünlüğü gölgede kalıyor.
Güney Yemen ve bölünme hikâyesi, BAE desteğiyle 2017 yılında (4 Mayıs 2017) Yemen Güney Geçiş Konseyi (STC) adlı yapının kurulmasıyla yeniden gündeme geldi ve Yemen'in bölünmesi için çeşitli parti ve grupları bir araya getirdi.
Bu konsey; el-Harak el-Cenubi (Güney Hareketi), Güney Direnişi ve Güney Arabistan Özgürlük Birliği Partisi gibi temel güney akımlarından oluşuyor; silahlı kanadında ise Hizam el-Emni (Emniyet Kemeri), el-Nuhbe el-Hadramiye, Güney Direnişi, el-Amalika Güçleri, Şebve Savunma Güçleri ve Tarık Salih güçleri gibi yapıları komutası altında topluyor.
Güney Geçiş Konseyi, kuruluşundan bu yana hedeflerine ulaşmak için birkaç hamle yapsa da bu girişimler her seferinde istifa eden hükümetin direnişi ve destekçileri Suudi Arabistan'ın muhalefetiyle karşılaştı.
Güneyliler, Ağustos 2019'da Islah Partisi (Müslüman Kardeşler'in Yemen'deki temsilcisi ve Suudi Arabistan destekli) ile çatışmaya girerek Aden, Zencibar ve güney illerindeki birkaç şehrin kontrolünü onlardan geri aldı.
Bu çatışma nihayetinde Suudi Arabistan ve BAE'nin müdahalesiyle çözüldü ve Güneyliler, istifa eden hükümetin bakanlıklarının yarısını alarak iktidar dairesine girdi.
Konsey, Nisan 2020'de güney illerinde özerklik ilan etti ancak Suudi tehdidi ve uluslararası desteğin eksikliği nedeniyle bu karardan geri adım attı.
Bu sürecin ardından işgal altındaki bölgelerde el-Amalika, Tarık Salih, Şebve Savunma Güçleri gibi daha fazla silahlı grubu ve partiyi bünyesine katarak, istifa eden hükümetin Başkanlık Konseyi ve kabinesinde büyük güç kazandılar.
Öyle ki Aden, Lahic, Abyan, Taiz, Şebve, Hadramut ve el-Mehra illerindeki geniş bölgeleri ele geçirerek Yemen'deki ana aktörlerden biri haline geldiler.
Güney Geçiş Konseyi, Suudi Arabistan'ın Ensarullah ile ateşkesi sürdürmesi ve istifa eden hükümet yetkililerinin hedeflerini göz ardı etmesi üzerine, yeniden gerilimi tırmandırarak doğu ve güney bölgelerinde ilerlemeye başladı.
Son bir ayda, Suudi Arabistan yanlısı yerel gruplar olan Hadramut Aşiretleri İttifakı, Islah Partisi militanları ve İstifa Eden Hükümetin Birinci Askeri Bölge Güçlerini yenilgiye uğratarak önce Hadramut'un kuzey yarısına, ardından el-Mehra ve Şebve illerine hakim oldular.
Şu anda eski Güney Yemen bölgelerinin tamamını kontrol altına alan Konsey, bu bölgelerin ayrılığını ilan etmeye hazırlanıyor.
Bu ilanın pek çok açık ve gizli muhalifi bulunuyor ve Güneylilerin temsilcileri uluslararası destek sağlamak için yoğun çaba sarf ediyor.
Örneğin Konsey yetkilileri defalarca Riyad'ı ziyaret edip Suudi Arabistan ile ilişkilerine sadık kalacaklarına dair güvence verseler de henüz onların onayını alamadılar.
Ayrıca ABD, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinin büyükelçileriyle görüşmeler yapılsa da bu ülkelerin siyasi pozisyonu şimdilik Güney Yemen'in kurulmasından yana görünmüyor.
Elbette ABD'nin Yemen'deki fiili eylemleri siyasi söylemleriyle çelişiyor; ülke, terör örgütü el-Kaide'nin üst düzey üyelerine yönelik sık sık düzenlediği İHA saldırıları ve Geçiş Konseyi yetkililerine yaptırım uygulamamasıyla, onların Yemen'in doğusu ve merkezinde daha fazla hakimiyet kurmasının önünü açtı.
Umman Sultanlığı da komünistlerle olan eski husumeti ve BAE ile rekabeti nedeniyle Güney Yemen'in yeniden doğuşuna karşı çıkıyor ve bunu toprak bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehdit olarak görüyor.
Ummanlılar bu konuda Suudilerle uyumlu bir politika izliyor. BAE ise bu yapı kurulmadan yıllar öncesinden beri Güneylilerin ana finansal, askeri ve lojistik destekçisi konumunda ve onları Yemen kıyıları ile Aden Körfezi ve Kızıldeniz'deki adaların kontrolü gibi stratejik hedefleri için kullanıyor.
Güney Geçiş Konseyi, istifa eden hükümet ve Suudi Arabistan ile yaşadığı anlaşmazlıklara rağmen, Yemenlilerin Ensarullah hareketini destekleyen geniş çaplı devrimine karşı durdu ve Hudeyde sahilinden el-Dali ve Marib'in güneyine kadar çeşitli cephelerde Ensarullah'a karşı savaştı.
Bu arada Siyonist rejimin Güney Yemen konusundaki tavrı henüz netleşmese de Konsey'in eylemlerine destek verdiklerini gösteren işaretler mevcut.
Konsey'in Ensarullah karşıtlığı ve Siyonistlerin Arap ülkelerinin bölünmesini destekleyen genel politikası (Somaliland'ın tanınması örneğinde olduğu gibi), bu rejimin Güney Yemen'in ayrılık ilanını tanıma konusunda öncü olacağını gösteriyor.
Yemen silahlı kuvvetlerinin (Ensarullah destekli) Filistin'e destek operasyonlarının ardından taraflar arasında gayriresmi temaslar kuruldu ve Güney Geçiş Konseyi yetkilileri, bağımsızlık ilanı sonrası İbrahim Anlaşmaları'na katılmayı ve Siyonist rejimle ilişkileri normalleştirmeyi memnuniyetle karşılayacaklarını ifade etti.
Sonuç olarak Güney Geçiş Konseyi, Yemen'i bölme planında şu an en iyi ve en kritik aşamada bulunuyor; zira Yemen'in güney ve doğu bölgelerinin çoğunun kontrolü ellerine geçmiş durumda ve bu yolda BAE ile İsrail'in doğrudan desteğine, ABD ve İngiltere'nin ise dolaylı ortaklığına sahipler.
Batılıların stratejik çıkarları aslında Ensarullah ile mücadele ve İran'ın Yemen'deki nüfuzunu engellemekte yatıyor; Güney Yemen'in bölünmesi, Ensarullah'ın artan gücü karşısında büyük bir set oluşturacak ve istifa eden hükümetin çökmesi durumunda bu bölgenin kolayca Ensarullah'ın eline geçmesini önleyecektir.
Bu sürecin geleceği, İran ve Suudi Arabistan arasındaki bölgesel müzakerelere ve önümüzdeki aylarda Suudi Arabistan ile BAE arasındaki gerilime bağlı; Suudilerin Güneylilerin istifa eden hükümete karşı hareketini etkisiz hale getirip getiremeyeceği veya mevzilerini korumakta başarısız olup mecburen Güneylilerle uzlaşmak zorunda kalıp kalmayacağı zamanla görülecek.
Çeviri: YDH