• 02/07/08 - 01:00
  • Yazar: Admin
  • Bu sayfayı yazdır img
    YDH

    YDH-Dün gece OTV televizyonuna konuk olan Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah’la Ulusal Özgürlük Hareketi Lideri Mişel Aun, ortak tutumlarının devam ettiği mesajını verdi.




    YDH-Dün gece OTV televizyonuna konuk olan Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah’la Ulusal Özgürlük Hareketi Lideri Mişel Aun, ortak tutumlarının devam ettiği mesajını verdi.

     

    Hizbullah ile Ulusal Özgürlük Hareketi arasında imzalanan işbirliği protokolünün ikinci yıldönümü dolayısıyla Lübnan’ın OTV televizyonunda düzenlenen bir programa katılan Seyyid Hasan Nasrullah ve Mişel Aun, iki parti arasındaki ortak tutumun sürdüğü mesajını verdi.

     

    Üç buçuk saat süren programda Hizbullah Genel Sekreteri Nasrullah ve Ulusal özgürlük Hareketi Lideri Aun, cumhurbaşkanının seçiminden önce uzlaşma sağlanmasının gerekliliğiyle ilgili ortak tutumlarının sürdüğünü açıkladı.

     

    Taraflar, kabinedeki bakanlıkların üçte birinin muhaliflere verilmesi gerektiğine ilişkin tutumlarını bir kez daha tekrar ederken, Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, hükümet yanılarıyla muhalifler arasında güven oluşması için bakanlıkların üçte birinin muhaliflere verilmesinin şart olduğunu belirtti.

     

    Ulusal Özgürlük Hareketi Lideri Mişel Aun da Arap Birliği tarafından teklif edilen planın maddeleri üzerinde uzlaşma sağlanması gerektiğini söyledi.

     

    Arap Birliği’nin Lübnan’daki sorunun çözümü için önerdiği plan; Mişel Süleyman’ın Cumhurbaşkanlığına derhal seçilmesi, Tüm grupların eşit şekilde temsil edileceği bir ulusal birlik hükümetinin kurulması ve yeni seçim yasasının hazırlanması şeklindeki üç maddeden oluşuyor.

     

    Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, Beyrut’ta yaşanan ve aralarında bir askerin de bulunduğu 8 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylarla ilgili olarak ordunun tarafsız ve ciddi bir soruşturma yürütmesi gerektiğini belirterek bunun ordunun tarafsızlığının ve bağımsızlığının korunması anlamına geldiğini ifade etti.

     

    Ulusal Özgürlük Hareketi Lideri Mişel Aun da savaşın bitmesinden hemen sonra Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını isteyen 14 Martçı grupları eleştirerek “Direniş güney Lübnan’ı özgürlüğe kavuşturan onurlu ve kutsal bir araçtır, şimdi onun ortaya çıkmasına sebep olan faktörleri unutarak bu aracın silahsızlandırılmasından bahsediyorlar” dedi.

     

    İşgal sona erdiğinde Direniş’in silahına gerek kalmayacağını belirten Aun, “Ancak işgal sürdükçe ve Lübnanlı esirler işgalcilerin zindanında bulundukça Direniş’in silahı da var olmaya devam edecektir” dedi.

     

    Hizbullah genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah da Winograd raporunun yayımlanmayan bölümlerinde İsrail ordusundan Lübnan’a yeni bir saldırı başlatmak için hazırlıklı olmasının istendiğine dikkat çekerek Lübnan’a yeni bir saldırı başlatması halinde İsrail açısından hiçbir güvenli yerin kalmayacağını söyledi.

     

    Lübnan’da işlenen siyasi cinayetlere de değinen Nasrullah, Lübnan’da karmaşa ve güvensizlik ortamının doğmasının sadece İsrail’in çıkarına olduğunu belirtti ve bu cinayetlerin arkasındaki gücün İsrail olduğunu söyledi.

     

    Winograd raporunun yayımlanan kısmının sadece bir özet olduğunu belirten Nasrullah, raporda İsrail’in dış ilişkileriyle ilgili kısmın tamamen gizli tutulduğunu ifade etti.

     

    Savaşın yönetimindeki başarısızlığı, 33 günlük savaşın önceden planlanmış bir savaş olduğunu itiraf etmesi bakımından raporun önemli noktalara değindiğini belirten Nasrullah, öngörülen hedeflerin hiçbirinde başarı sağlanmadığının ortaya koyulması bakımından raporun Direniş’in zaferini itiraf ettiğini söyledi.