YDH- Lübnan’da yayımlanan es-Sefir gazetesi yazarı Sati Nureddin, Irak’ta yapılan yerel seçimlerin sonuçlarından hareketle Irak’ın işgalden bu yana geçirdiği değişimi analiz ediyor.
YDH- Lübnan’da yayımlanan es-Sefir gazetesi yazarı Sati Nureddin, Irak’ta yapılan yerel seçimlerin sonuçlarından hareketle Irak’ın işgalden bu yana geçirdiği değişimi analiz ediyor.
Her ne kadar gecen hafta yapılan Irak mahalli seçimlerinden ders çıkarmak için erken olsa da, ilk işaretlerinin yanlış olmayacağı kanısındayım.
Bunlardan ilki işgal sonrasında büyük parçalanma yaşayan Irak'ta büyük bir değişimin meydana geldiği gerçeğidir; zira Irak artık İngiliz emperyalizminden kurtulduktan sonra üzerine bina edildiği Araplık (elbette zamanla gerçek değerini kaybettiği bir gerçek) ideali üzerine yani gerçek kimliği üzerine bina edilmiş.
Iraklılar ilk defa sandık başına gidiyor değil, Iraklılar bundan önce 2005 yılında parlamento seçimleri için sandık başına gitti ve yaklaşık bir milyondan fazla seçmen vardı; fakat geçtiğimiz cumartesi günü yapılan seçimlere yedi bucuk milyondan fazla seçmen iştirak etti.
Samerra'da gerçekleşen patlama, bir fitne ateşi meydana getirmişti. Zira böyle bir şey bekleniyordu ve bu gibi durumlarda siyasi faaliyetler ciddi anlamda sekteye uğratılır. Bu gibi durumlarda ulusal bütünlük tehdit edilir ve Arap ve İslam dünyasının çok çektiği ve hala da çekmekte olduğu mezhep fitnesi ateşlenmiş olur.
Bu seçim geçen parlamento seçimlerinden çok daha fazla bu fitneyi tehdit ediyordu; çünkü Iraklı seçmen artık geçtiğimiz üç sene boyunca mezhep üzerinden siyaset yapanlara prim vermeyecekti.
Bunun içine Şiiler Sünniler ve diğer gurupları katabiliriz. Artık Iraklılar mezheplerin üzerinde Irak devletini kendine düstur edinenleri seçecekti.
Artık ulusal birlik programı federalizm isteğinin üstünde bir değere sahipti. Hatta Şiilerin ve Sünnilerin bulunduğu bazı bölgelerde, eski Baas Patisi mensuplarının oyları bu gurupların oylarının seviyesine ulaştı.
Binaenaleyh, artık mezhepçilik karşıtı bir söylem güç kazanmaktaydı; ancak fitne ateşi tam olarak söndürülmemişti. Zira bu fitne artık Arap ve Kürt çekişmesine dönüşmüştü ve Kürtler kuzeydeki kalelerini kuvvetlendirerek ulusal birliğe sahip Irak devlete karşı durabilme imkânını elde ettiler.
Oluşturulmasında önemli bir ortak olan Kürtler yeni Irak Devleti'nin kuruluşunda yaptığı hataların aynılarını gene yaptılar.
Bazı yabancı siyasi gözlemciler Irak seçimlerinde hüküm vermede acele ediyorlar. Bu seçimlerin modern bir Irak devletinin inşası isteğinin doğrulayıcısı olduğunu, bütün gurupların ve mezheplerin üstünde milli bir Irak devleti kurulması isteğini, modernleşme özellikle laik bir devlet kurma yolunda bir isteği yansıttığını söylediler. Bunu bu konuda yazılmış birçok rapor da görmek mümkün.
Irak halkının bütün bu gözlemlerden tamamen uzak olduğunu söylemek mümkün değil zira Irak halkı şu anki Amerikan işgali ve daha önceki İngiliz işgalinden ve bu işgaller sırasında yaşadığı sıkıntılardan çok şey örgendi.
Mezhepler çatışma Irakta tek çıkar yol değildir, Amerikan işgali sonsuza kadar sürecek değildir. Barışın hâkim olduğu bir Irak'ın bu tecrübelerden doğması mümkündür.
Çeviren: Emrah Kekilli http://www.assafir.com/Article.aspx?EditionId=1157&ChannelId=26538&ArticleId=729&Author=ساطع%20نور%20الدين