• 01/01/70 - 02:00
  • Yazar: Admin
  • Bu sayfayı yazdır img
    YDH

    YDH- İran’ın terörist bir saldırıya kurban giden efsanevi cumhurbaşkanı Muhammd Ali Recai’nin eşi Atıke Sıddıki, taşlaşmış zihniyete sahip bazı kesimlerin devrimin kökünü kazımaya çalıştıklarını söyledi.




    YDH- İran’ın terörist bir saldırıya kurban giden efsanevi cumhurbaşkanı Muhammd Ali Recai’nin eşi Atıke Sıddıki, taşlaşmış zihniyete sahip bazı kesimlerin devrimin kökünü kazımaya çalıştıklarını söyledi.

     

    İlna haber ajansına demeç veren Bayan Sıddıki, belli kesimlerin İran İslam Cumhuriyeti’nin Kurucusu İmam Humeyni’nin ailesine ve yakın dostlarına yönelik hakaret ve saldırılarına tepki gösterdi ve meselenin sadece birkaç hakaret düzeyinde kalmadığına işaret ederek “Musibet, bizim düşündüğümüzden çok daha büyüktür. Bazıları, hedeflerine ulaşabilmek için tüm kırmızıçizgileri geçiyor ve büyüklerin saygınlıklarının çiğnenmesini sırdan bir iş haline getirmek istiyorlar ve İmam’ın ailesine, dostlarına ve taklit mercilerine hakaretler ediyorlar” dedi.

     

    Bu tür hakaretleri Encümen-i Huccetiye’ye düşünsel bağlılığı bulunanların İslam adına yaydığını belirten Bayan Sıddıki, bu kesimlerin İslam Devrimi’nin kökünü kazımaya çalıştığını belirterek şu an da kendileri açısından ortamı müsait bulduklarını ifade etti.

     

    Bu grupların kendi anlayışlarına uygun bir İslami yönetim kurmaya çalıştıklarını belirten Bayan Atıke Sıddıki, “bu akımın önde gelenlerinden biri 2000 yılında ‘cumhuriyet kelimesi saltanatı reddetmek için seçildi; yoksa halkın heveslerine ve oylarına dayalı bir cumhuriyet kurulsun diye değil’ demişti. Bu sözler onların halkı ne kadar hakir gördüklerini gösteriyor” diye konuştu.

     

    Bu tür düşüncelere sahip olanların kendilerini çok büyük görmek gibi bir hastalığa sahip olduklarını ve yaptıkları her şeyin doğru olduğunu sandıklarını belirten Sıddıki, bu bakış açısının ıslah edilmemesi durumunda istedikleri her şeyi yapabileceklerini söyledi.

     

    Halkın heva ve heveslerine göre karar aldığı düşüncesine tepki gösteren Bayan Sıddıki, “Devrimden sonra Beni Sadr, cumhurbaşkanlığına aday olduğunda halk, Mücadeleci Din Alimleri Topluluğu’nun (Camie-yi Ruhaniyet-i Mobariz)  desteğinden dolayı ona oy vermişti. Onu tanımıyordu; ama o olaylar yaşandıktan sonra, daha sonraki dönemlerde halk kendi teşhisine göre davrandı. Halkın bu işlere karışmaması gerektiğini söyleyen beylere şunu sormak lazım ulemadan oluşan Camie-yı Ruhaniyet o dönemde hata yaptıysa sonraki dönemlerde de hata yapmayacağının garantisi nedir?” dedi.

     

    “İmam Humeyni zihinleri taşlaşmış (mütehaccir) kesimlere cumhuriyet nizamı konusunda yaklaşık 270 defa cevap verdi; ama onlar yine bildik sözlerini söylemeyi sürdürdüler, hatta bir defasında Allah’ın helallerini haram; haramlarını helal kılıyor diye ona iftira bile attılar. Bu, bunların velayet-i fakihe inançlarının olmadığını gösteriyor” diyen bayan Sıddıki; İmam’ın, kendilerinde kutsallık vehmeden kişilerin tehlikesini Amerika’nın tehlikesinden daha büyük gördüğünü ifade etti.

     

    “İmam, nizamı en sert şekilde eleştirenlere bile nasihat diliyle konuşuyordu; ama bu taşlaşmış kafalılara (mütehaccirlere) son derece endişeli ve sert konuşuyordu” diyen Bayan Sıddıki, son yaşanan olayların birçok kişinin yüzündeki maskeyi düşürdüğünü belirterek  şunları söyledi:

     

    “Bazen halkın bazı grupları tanıması uzun zaman alır; İmam’ın zamanında da var olan ama o zamanlar sözlerini çok açık bir şekilde söyleyemeyen grupların bugün iktidarı ele geçirdiğini görüyoruz. Bir defasında onlardan biri bir üniversite öğrencisine siz okumaya devam edin biz fakihler ülkeyi idare ediyoruz demişti. İmam buna çok sert tepki göstermiş ve ‘daha önce havastan olanları siyasetten uzak tutuyorlardı; şimdi ise tüm halkı uzak tutmaya çalışıyorlar, bu ikincisi daha tehlikelidir’ demişti.”

     

    İran’ın ikinci Cumhurbaşkanı Muhammed Ali Recai’nin eşi Atıke Sıddıki, seçimlerden sonra tutuklananların yargılanma biçimini de eleştirerek “insanın aklına şu soru geliyor. Cuma namazı, radyo televizyon vs. gibi tüm imkanlar bu beylerin elinde olmasına rağmen nasıl oluyor da kamuoyu bu kadar muhalif oluyor? Bu mahkemeler, halkı muhalif yapıyor ve nizamın halka dayalı temellerini zayıflatıyor” dedi.

     

    Halka ve üniversitelere saldıran ve tutukluların öldürülmesine sebep olanları Allah korkusu taşımayan kişiler olarak nitelendiren Bayan Sıddıki, “Müminlerin Emiri’nin 5 yıllık yönetimi ülkede İslam nizamını hakim kılmak isteyenler için büyük bir hüccettir. Bu yüzden bunlar kendi amellerini Hz. Ali’nin yönetimiyle kıyaslasınlar” diye konuştu.