YDH- Lübnan Ulusal Özgürlük Hareketi Lideri Mişel Aun, dünyadaki hiçbir gücün Hizbullah’ı silahsızlandırmaya güç yetiremediğini belirterek, Hizbullah’ın silahının kabul edilmesi gereken bir gerçeklik olduğunu savundu.
YDH- Lübnan Ulusal Özgürlük Hareketi Lideri Mişel Aun, dünyadaki hiçbir gücün Hizbullah’ı silahsızlandırmaya güç yetiremediğini belirterek, Hizbullah’ın silahının kabul edilmesi gereken bir gerçeklik olduğunu savundu.
Lübnan’da yayımlanan el-Ahbar gazetesinin haberine göre Marunilerin Ruhani Lideri Kardinal Nasrullah Sufeyr’le görüşen Ulusal Özgürlük hareketi Lideri Mişel Aun, tüm dünyanın güç kullanarak Hizbullah’ı silahsızlandırmak istediğini; ancak bunu başaramadığını belirtti ve Hizbullah’ın silahının kabullenilmesi gereken bir gerçeklik olduğunu söyledi.
Mişel Aun, 14 Martçılara yakınlığı ve Hizbullah’a karşıtlığıyla tanınan kardinal Nasrullah Sufeyr’le görüşmesinde “Hizbullah’ın silahı ya onaylanmalı ya da bunun dizginlenmesine çalışılmalı. Ben Hizbullah’ın silahını onaylıyorum; çünkü bu Lübnan’ın güç kaynağıdır. Bu seçeneğe karşı olanlar bu silahın dizginlenmesi için çalışabilirler” dedi.
Hizbullah’ın silahının ortadan kaldırılması yönündeki bir seçeneğin Lübnan için intihar anlamına geleceğini belirten Aun, Hizbullah’ın silahıyla elde edilen kazanımlara dikkat çekerek “İsrail işgali sürdükçe hiç kimse direniş hakkını ortadan kaldıramaz” diye konuştu.
Lübnan Ulusal Özgürlük Hareketi Lideri Mişel Aun, daha önce de Hizbullah’ın silahına karşı olan Hıristiyan grupları eleştirerek “onlar bu tavırları sergilemeden önce direnişin anlamını öğrenmelidirler” demişti.
Öte yandan kabinenin güvenoyu almasını riske atmak istemeyen el-Mustakbel Partisi Lideri Sa’d Hariri, Hizbullah’ın silahının meşruluğunun hükümet programında yer alması konusunda sessizliğini korurken; 14 Martçı Hıristiyan gruplar, Hizbullah’ın silahının meşru oluşunun hükümet programında yer almasına yönelik tepkilerini sürdürüyorlar.
Bugün bir bildiri yayımlayan 14 Martçı Hıristiyan gruplar, Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah tarafından açıklanan yeni siyasi manifestonun Taif Anlaşmasına aykırı olduğunu öne sürerek “Hükümet, Lübnan’ı savunma yetkisini İslami Direniş’e verdi. Bu durumda ordu yalnızca Direniş’i cephe gerisinde desteklemekle görevlendirilmiş oldu. Bu kabul edilemez bir durumdur” dedi.
