Irak’ın en büyük dini mercilerinden Ayetullah Ali Sistani, Irak’ta son günlerde artan şiddet
YDH-Irak’ın en büyük dini mercilerinden Ayetullah Ali Sistani, Irak’ta son günlerde artan şiddet olayları dolayısıyla bir açıklama yaptı. Ayetullah Sistani tarafından yapılan açıklamanın tam metnini sunuyoruz.
Bismillahirrahmanirrahim
“Toptan Allah’ın ipine sarılın ayrılmayın. Allah’ın size olan nimetini anın: Düşmandınız kalplerinizi uzlaştırdı da onun nimeti sayesinde kardeş oldunuz” (Al-İmran:103)
Üzüntü ve keder dolu bir kalple her gün mazlum Irak halkına reva görülen olayların haberini izliyorum.
Elem verici, korkunç, şaşırtıcı ve yıkıcı saldırılar: Kaçırmak, öldürmek, müsle yapmak[1]… daha nice kelimelerle tasvir edilemeyecek çirkin ve nefret verici insanî, dinî ve millî değerlerle bağdaşmayacak eylemler…
Irak’ın işgal edildiği ilk günlerde, bütün benliğimle Irak halkının bu bunalımlı ve tarihi dönemi, taifecilik ve kavmiyetçilik fitnesinin tuzağına düşmeden aşabilmesini arzu ediyordum. Çünkü Irak halkının birlik ve beraberliğini tehdit eden büyük tehlikenin farkındaydım.
Bugün iki yıldan fazla bir zamandır, -dini kimliklerini korudukları için binlerce masum insanın öldürülmesiyle sonuçlanan tüm cinayetlere rağmen- pak kimselerin tahammülleri, görmezden gelmeleri; müminlerin ayaklarını sabit tutması ve hoşgörüsü, halkın korkunç bir batağa gömülmesine engel olmuştur. Bütün bunlara rağmen düşman ümidini kesmedi. Bu ülkeyi parçalama konusundaki planı uygulamak için bu ülke evlatlarının arasındaki ihtilafları derinleştirmeye çalıştı. Yazık ki bazı yurttaşlar da bu çabaya yardım etti. Askeriye türbesinde gerçekleştirilen büyük faciaya kadar bu durum devam etti. Fakat bundan sonra bugün de gözlemlediğimiz gibi kör bir şiddet, tüm ülkeyi –özellikle de aziz Bağdat’ı- kaplamaya başladı. Bu kör şiddet Irak’ın evlatlarını çeşitli yapay adlarla öldürüyor. Bu hengâmenin önünde ne bir engel ne de bir caydırıcı bulunuyor.
Bugün Irak’ın her taife ve etnik kesimden tüm gayretli evlatlarına hitaben feryat ediyor ve tekrar söylüyorum ki ülkenizin geleceğini tehdit etmekte olan bu tehlikenin farkına varın, sorunları çözebilmek için kin ve şiddetin yerine sağlıklı diyalogları geçirerek bu gidişi durdurun.
Yine bu ülkenin birliğini, çocuklarının geleceğini düşünen tüm alimleri, düşünürleri, dini liderleri, siyasi liderleri, aşiret liderlerini, tüm güçleriyle akmakta olan bu kanı durdurmaya çağırıyorum. Düşmanın istediği gibi bu kan akmaya devam ederse, en büyük zararı bu ülkenin birliği görecek, bu ülkenin özgürlüğünün, egemenliğinin ve ilerlemesinin önü kesilmiş olacaktır.
Müslümanların kanını mubah sayan, mensubu oldukları taifeden dolayı masum insanların kanını hiçe sayan kişilere de Allah’ın Resulü’nin (S) veda haccı sırasında söylediği sözleri hatırlatıyorum: “Birbirinizin canına, malına ve şerefine taarruz haramdır, tıpkı bu günde, bu ayda ve bu şehirde kan dökmenin haram olması gibi... Burada bulunanlar bulunmayanlara bunları iletsin. Kelime-yi şehadet getirenin malı ve kanı korunmuştur. Bir hakkı heder edenler müstesna ki, onların da hesabı Allah’a aittir.”
Yine şu sözler de Yüce Peygamber’e aittir: “Bir kimse bir Müslümanın öldürülmesine bir kelime yazımıyla dahi yardım edecek olursa kıyamet gününde alnına ‘Allah’ın rahmetinden meyus olmuştur’ yazılmış olarak Allah’ın huzuruna çıkacaktır.”
Ülkede silahsız ve barış içinde yaşayan Irak halkını hedef alanlara, Hz. Hüseyin’in (as) ailesine saldırıldığında söylediği şu sözünü hatırlatıyorum: “Dininiz yoksa bile, ahirette düşeceğiniz zelil günden korkunuz yoksa bile en azından dünyada özgür insanlar olun. Eğer söylediğiniz gibi Arap iseniz, soyunuzu düşünün kadınların bu hengamede bir suçu yoktur.”
Neden? Öyle kimseleri hedef alıyorsunuz ki –yaşlılar, kadınlar, çocuklar, öğrenciler, işçiler memurlar vb.- onların olup bitenler konusunda hiçbir rolü olmamıştır. İddiacısı olduğunuz din sizi bu işleri yapmaktan alıkoymuyorsa bile mensubu olduğunuz insaniyet de mi sizi engelleyemiyor?
Hıristiyan, Sabii ve diğer gayri Müslim Iraklılara saldırıp eziyet edenlere de diyorum ki: Şunu işitmediniz mi Müminlerin Emiri Ali’ye (as) Müslüman olduğunu iddia eden bazılarının gayri Müslim bir kadının mücevherini almak istediğinin haberi ulaştığında Hz. Ali şöyle buyurmuştu: “Bu zulmün verdiği üzüntüden dolayı ölen bir Müslüman kınanmaz; hatta bu benim katımda övgüye layıktır.”
Aziz Iraklılar, Irak’ın içinde bulunduğu bu zorluktan çıkmak için uzlaşmaya ihtiyacı var. Iraklıların kanının korunmasından yana olan tüm kesimler, nerede ve kimden gelirse gelsin her türlü şiddeti durdurmalıdır. Ancak bu şekilde inşallah, bomba konmuş araçlar, cadde ve sokaklarda kör ve hedefsiz bir şekilde gerçekleştirilen infazlar, zorbaca adam kaçırmalar ve yaşanan diğer tüm facialar önlenebilir ve seçilmiş hükümetle işbirliği yaparak, sorunların ve bunalımların çözülmesi için adalet temelinde yapıcı diyaloglar geliştirilebilir.
Bu ülkenin tüm evlatları eşit haklara ve yükümlülüklere sahip olmalı, sultacı çekişmelerden taifeci ve kavmiyetçi zorbalıklardan uzak durulmalıdır.
Ümit olunur ki bütün bunlar, Allah’ın yardım ve inayetiyle Iraklıların tam hâkimiyetinin ülkeye geri getirilmesi; halkın güvenlik, egemenlik, ilerleme ve onur içindeki üstün geleceğinin sağlanması için bir başlangıç olur.
Vesselamun aleykum verahmetullahi ve berekatuhu
22 Cemadiye’l Ahir 1422
Ali el-Hüseyni el-Sistani
[1] Ölülerin cesetlerini tahrip etmek
