ABD’deki Yeni Muhafazakâr akımın temeli, 1943 yılında Washington’da kurulan American Enterprise Institute ile atıldıysa da bunlar, 1960’lı yıllarda bazı akademisyenlerin ve gazetecilerin girişimiyle etkili bir hareket haline geldi.
YDH- Bugün adına “Bush Doktrini” denilen şeyin, büyük ölçüde ABD’deki Yeni Muhafazakâr kesimin düşüncelerine dayandığı biliniyor. ABD dış politikasında oldukça etkin olan ve 11 Eylül’den sonra da tezlerini eyleme geçirme imkânı bulan Yeni Muhafazakârlar, tüm dünyada adlarından söz ettiriyorlar. Peki kim bu Yeni Muhafazakarlar, ne istiyorlar ve ABD’deki güçleri ne?
ABD’deki Yeni Muhafazakâr[1] akımın temeli, 1943 yılında Washington’da kurulan American Enterprise Institute ile atıldıysa da bunlar, 1960’lı yıllarda bazı akademisyenlerin ve gazetecilerin girişimiyle etkili bir hareket haline geldi. ABD’li Yahudilerin belirleyici rol oynadığı bu hareket, başlangıçta, ülkedeki Yahudi çoğunluğun siyasal tercihine dayalı olarak Demokrat Parti’yi destekliyordu.
1968–1972 yıllarında Cumhuriyetçi başkan adayı Richard Nixon’a karşı Demokrat Parti adayını destekleyen bu grubun Soğuk Savaş dönemindeki en büyük özelliği Sovyet aleyhtarlığının bayraktarlığını yapmasıydı. Nixon, Vietnam savaşındaki tutumuyla Sovyetler ve komünizm karşıtlığı konusunda aslında Yeni Muhafazakâr politikalara yakın bir profildi; ama İsrail konusunda Demokratlara göre daha gerçekçi hareket eden Cumhuriyetçiler, o dönemde bu grup tarafından benimsenmiyordu.
Demokrat Başkan Jimmy Carter’in, Sovyetler Birliği ile sürdürdüğü yumuşama politikasına şiddetle karşı çıkan Yeni Muhafazakârlar, Demokrat Parti’yi Rus Yahudilerinin İsrail’e göçü konusunda da etkisiz kalmakla suçluyordu. Cumhuriyetçi Ronald Regan’ın ABD başkanlığına seçilmesinden sonra bazı Yeni Muhafazakârlar, Cumhuriyetçi Parti’ye katılmaya başladılar. Regan’ın şahsî görüşlerini kendilerine yakın bulan bu grup, daha sonra Cumhuriyetçi Parti içerisinde kadrolaştı. Bu sayede Cumhuriyetçiler de medya ve üniversite camiası içerisinde etkinlik kazanmış oldu.
ABD’deki önde gelen kişi ve kuruluşların dış politikaya ilgisizliklerinin aksine Yeni Muhafazakarlar’ın temel faaliyet alanı dış politikaydı. Soğuk Savaş döneminde Doğu Bloğu içerisindeki Yahudilerin İsrail’e göçünün sağlanması, komünizme karşı etkili mücadele, İsrail’in kayıtsız şartsız desteklenmesi, bu grubun temel öncelikleri arasında yer alıyordu.
Şimdinin en aktif Yeni Muhafazakâr üyelerinden Richard Perle ve Jeane Kirkpatrick, Regan döneminde dış politikayla ilgili önemli görevlere gelmişti. Bu grup, ABD yönetiminin Ortadoğu meselesini Soğuk Savaş şablonu içerisinde görmesini sağlamaya çalışıyordu. İsrail’in Batı, Filistinlilerin ve Arapların ise Doğu bloğu olarak görülmesi, ABD’nin İsrail’e tam destek vermesini beraberinde getirecekti. Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından Sovyet ve Komünizm düşmanının ortadan kalkması, Yeni Muhafazakâr tezleri büyük ölçüde anlamsızlaştırdı ise de Saddam’ın Kuveyt’i işgal etmesi ve İslamî hareketlerin belli bir ivme kazanması, bu grubun yeni gerekçelere kavuşmasına zemin hazırladı.
Sovyet tehdidinin ortadan kalktığı Soğuk Savaş sonrası süreçte, Yeni Muhafazakârların ana gündemi İsrail’in güvenliği ve İslamî hareketlerdi. Onlara göre Soğuk Savaş’ın galibi olan ABD, artık hegemonyasını yaymalıydı, İsrail’in çıkarları bütünüyle ABD’nin çıkarları anlamına geliyordu ve bunu tehdit eden her ülkeye karşı ABD jandarma rolü oynamalı ve Irak’a, İran’a ve Sudan’a karşı savaş başlatmalıydı.
Şimdilerde ABD dış politikasını şekillendiren en önemli siyasal tanımlamalardan biri olan “Şer rejimleri/Şeytanî rejimler”[2] tabirini 1990’lı yılların sonlarında ilk kez Yeni Muhafazakârlar kullandı. 11 Eylül Sonrasında ABD tehdit algısının sloganı haline gelecek olan bu tabiri, Bush 29 Ocak 2002’de Kongrede yaptığı konuşmasında kullandı ve ABD de resmî olarak “şer ekseni ülkeler” listesi ilan etti. Bu gruba göre ABD’nin siyasî hedefi, dışarıdaki hayatî çıkarlarını korumak şeklinde değil, tüm dünyadaki hegemonyasını güçlendirmek şeklinde ortaya konmalıydı.[3]
American Enterprise Institute[4] (AEI), Project for New American Century (PNAC)[5] ve The Foundation for the Defense of Democracies (FDD)[6] Yeni Muhafazakârların en önemli düşünce kuruluşları ve örgütlenme merkezleridir. Daha önce ABD’deki en etkili Yahudi lobisi olan AIPAC’ın yayın organı iken şimdilerde Yeni Muhafazakârların elinde bulunan Commentary, AEI tarafından çıkarılan The Weekly Standard ve New Republic, bu grubun resmî yayın organları niteliğindedir. Grubun üyelerinden Michael Leeden’in yazarlığını yaptığı National Review dergisi de söz konusu grubun görüşlerine paralel yayınlar yapmaktadır. Yeni Muhafazakârlar, bu yayın organlarından başka Wall Street Journal ve Washington Times gibi etkili gazetelerde de köşe yazıları yazma imkânına sahiptirler.
Senato’daki ve Pentagon’daki etkinliklerine rağmen Yeni Muhafazakârlar, Dışişleri Bakan Yardımcılığı yapan, AEI eski başkan yardımcısı John Bulton istisna edilecek olursa ABD Dışişleri Bakanlığı’nda belirleyici değildiler. Resmî olarak Yeni Muhafazakâr kadro içerisinde olmasa da onların görüşlerine çok yakın duran Condaleezza Rice’ın dışişleri bakanı olması, bu grubun söz konusu bakanlıktaki nüfuzunu arttırdığı söylenebilir.
Yeni Muhafazakârlara göre İsrail “Batı’nın bölgedeki haçlı savaşçısıdır” Çünkü “İsrail, sertlik yanlısı Arap devletleri karşısında önleyici bir güç olmakta, böylece zayıf ve ılımlı Arap devletleri korunmakta ve İslamcıların bölgede zafer kazanması önlenmektedir.” Onlara göre İsrail, Soğuk Savaş döneminde Sovyetler, daha sonra da Ortadoğu’daki radikal İslam karşısında ABD’nin stratejik güç noktasını oluşturmaktadır. Dolayısıyla “İsrail için iyi olan ABD için de iyi, İsrail için kötü olan, ABD için de kötüdür.”
Şu an Bush doktrini olarak ortaya konan ilkelerden birçoğunu, 1997’de kurulan PNAC’ın “Prensipler Deklarasyonu”nda bulmak mümkündür. Bu deklarasyonda “ABD’nin dünya liderliği için gerekli destekleri sağlamak” hedef olarak ortaya konmakta ve dış politikada başarılı olmanın gerekli şartları olarak “Güçlü bir ordu, Amerikan ilkelerini dünyaya cesaretle yayacak bir dış politika ve Amerika’nın küresel sorumluluğunu üstlenebilecek bir ulusal liderlik” hususları sayılmaktadır. Deklarasyonda ayrıca “bunalımlar ortaya çıkmadan ve faciayla sonuçlanacak tehlikelerle karşılaşılmadan, şartları oluşturmanın gerekliliği” belirtilmektedir. Bu da aslında Bush Doktrini’nin en tartışılan “Önleyici Strateji[7]” adlı maddesinden başka bir şey değildir.
1997 yılında bu bildiriyi imzalayan 25 kişi arasında Jeb Bush[8], Dick Cheney[9] Zalmay Halilzad[10] Donald Rumsfeld[11], Paul Wolfovitz[12], Francis Fukuyama[13], Peter W. Rodman[14] Frank Gaffney, I. Lewis Libby[15] gibi isimler yer almaktadır.[16]
Dış politika ve güvenlik algısı bakımından İsrail’deki sağ ile aynı düşüncede oluşları ve liberal demokrasi temelindeki radikal hedefleri açısından ortak bir zihniyete sahip olsalar da Yeni Muhafazakârlar, “idealist” ve “gerçekçi” diye tanımlanan iki eğilimi bünyesinde barındırıyor.
Charles Krauthammer ve Jeane Kirkpatrick gibi “gerçekçiler”le Paul Wolfowitz, Michael Leeden ve Eliot Abrams (Bush’un Ortadoğu danışmanı) gibi idealistler arasındaki temel ayrım noktası şu: Gerçekçiler, ABD çıkarlarının gerektirdiği zaman içerisinde İsrail hedeflerinin önünde sorun oluşturan kimi ülkeleri hedef almamaktan yana iken, “idealistler” İsrail çıkarları konusunda hiçbir mazereti kabul etmemektedir.
Irak’ın geleceği ile ilgili ortaya konan İsrail’in Kürdistan ilgisi, Türkiye-İsrail ilişkilerinin en hassas noktasına dokunuyor.
Dünyaya yönelen yeni Muhafazakâr tehdidin, sadece İsrail’le sorunlu olan ülkeleri ilgilendirmediği, bu çevrelerden Türkiye’ye savrulan son tehditlerle anlaşılmış olmalı. Bu grubun “idealistleri”nin ve “gerçekçilerinin” düşünsel farklılıklarına ve Türkiye’ye yönelen tehditlerinin arka planına değinmek yazının sınırlarını zorlayacaktır.
Bununla birlikte, Türk-İsrail ilişkilerini “stratejik ittifak” ilişkisi olarak tanımlamaktan onur duyan çevrelerin, bu ilişkiyi, küresel “cybernetik savaşın” beyinleri olan Yeni Muhafazakâr tehditlerle birlikte düşünmeleri gerekmektedir.
ALPTEKİN DURSUNOĞLU
[1] ABD dış politikasındaki Siyonist nüfuzla ve bu cümleden Yeni Muhafazakarlar’la ilgili olarak nesnel ve ayrıntılı bilgi edinmek için bakınız, Kuroş Ahmedî, Efsaneden Gerçeğe Amerika’daki Yahudi Gücü, Kudüs dergisi 1.,2., ve 3. sayılar.
[2] Evil regimes
[3] R. Kagan and W. Kristol, National Interest and Global Responsibility in Present Danger ED Encounter Boks, San Francisco, 2000 pp. 6-11, Kuroş Ahmedî’den naklen
[4] Amerikan Girişimi Enstitüsü 1943’te kuruldu
[5] Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi, 1997’de kuruldu
[6] Demokrasileri Savunma Vakfı, 11 Eylül 2001’den birkaç hafta sonra kuruldu
[7] Preemptive strategy
[8] George Bush’un kardeşi Florida valiliği yaptı.
[9] Bush’un başkan yardımcısı
[10] Bush’un ulusal güvenlik konseyi üyesi ve Afganistan özel temsilcisi
[11] Bush’un Savunma Bakanı
[12] Bush hükümetinin savunma bakanı yardımcısı
[13] Tarihin Sonu tezinin sahibi ünlü stratejist
[14] 1988 yılında başlanıp 2001 yılında tamamlanan ve 21. yüzyılın ilk çeyreği için Amerikan güvenlik stratejisini ortaya koymakla görevlendirilen resmî heyetin başkanı. Senatör Rumdan başkanlığındaki bu heyet çalışmalarını 2001 yılında tamamladı. Hazırlanan raporun bir bölümü, tasnif edilmiş bilgi derecesinde Beyaz Saray'a, Kongreye ve Pentagon'a sunuldu. Diğer bölüm ise "New World Coming: American Security in the 21st Century" adıyla yayınlandı.
[15] Rudman Komisyonunda yer aldılar.
[16] http://www.newamericancentury.org/statementofprinciples.htm