YDH- Lübnan’da yayımlanan en-Nehar gazetesi yazarı Sarkis Naum, Suriye’deki olayların aşamalı olarak yatışacağını, hasta olan Katar emirinden sonra ise bu ülkede ciddi bir iktidar kavgasının başlayacağını öne sürdü.
YDH- Lübnan’da yayımlanan en-Nehar gazetesi yazarı Sarkis Naum, Suriye’deki olayların aşamalı olarak yatışacağını, hasta olan Katar emirinden sonra ise bu ülkede ciddi bir iktidar kavgasının başlayacağını öne sürdü.
Sarkis Naum, en-Nehar gazetesindeki yazısında İran’ın Suriye’yi bir tufan gibi saran bunalımın bir süre sonra yatışacağına ve Beşşar Esed’in önemli bir zafer kazanacağına inandığını belirterek bunun Arap dünyasındaki ve Lübnan’daki İslamcıların da sahip oldukları kişisel bilgilere dayanarak dile getirdikleri bir husus olduğunu belirtti.
Tahran’ın Esed yönetiminin varlığını sürdüreceğine ilişkin iyimser yaklaşımına ve Katar’da yaşanan gelişmelerle ilgili olarak ulaşan haberlere değinen Sarkis Naum, “bu iyimserliğin sebebi Tahran’ın şu sonuca varmasıdır: Katar emiri hastadır, daha fazla dayanamayacak ve yakında veliaht ile başbakan arasında ciddi ihtilaflar baş gösterecek. Katar, kendi içinde başlayan ihtilaflarla meşgul olacağı için Suriye’de ve diğer bölgelerde yaşanan olaylara müdahale edemeyecek” diye yazdı.
Sarkis Naum, yazısını şöyle sürdürdü: “Ama soru şudur: Acaba İranlılar, Suriye’deki olayları Katar’ın yönlendirdiğini ve Arap medyasının da Suriye’deki durumla ilgili olarak kara propaganda yaptığı görüşünü mü taşıyor? Kesinlikle hayır. Onlar çok iyi biliyorlar ki bu şekilde düşünmek yanlıştır. Tüm dünya biliyor ki Suriye halkı sindirici bir rejimin şiddetiyle karşı karşıyadır. Ayrıca şunu da çok iyi biliyorlar ki Suriye’deki olayları destekleyen sadece Katar değildir, bu olaylar Arap toplumlarının çoğu tarafından destekleniyor. Bunlara ilaveten Körfeze kıyısı olan Arap ülkeleri, Türkiye, Avrupa ve Amerika da Suriye’deki gösterileri destekliyor.
Bu durumda İran’ın tutumu şöyledir: İslamcılar, olaylarla karşı karşıya geldikleri zaman, İranlılar Tahran’da bir konferans düzenlediler. Her zamanki gibi bu konferansa Şiiler de Sünniler de katıldılar ve durum dikkatle incelendi. Onlar sonuçta bölgede yaşanan durumu dikkatle izleyen, gerektiğinde çatışan taraflarla irtibat kuran ve yaşanan gelişmeleri dikkatle analiz eden altı kişilik bir komite kurdular. Tecrübeler göstermiştir ki İranlılar bir şeyi öngördüklerinde ve onun üzerine dikkatli bir planlama yaptıklarında önemli kazanımlar elde etmişlerdir. Nükleer mesele, Irak meselesi ve Lübnan meselesi bunun örnekleridir. Şu anda da Suriye’yi güvenle destekliyorlarsa kesinlikle çok az kişinin dikkatini çeken ufuklar görüyorlar.”