YDH Muhabiri Hasan Sivri, silahlı grupların Hama’ya bağlı Maan köyünde gerçekleştirdikleri katliamın ayrıntılarını yazdı.
Suriye'de, dünyanın 93 ülkesinden devşirilen ve ‘cihadçı ideoloji’ taşıyan silahlılar, mezhebi kışkırtmalarla katliamlar gerçekleştirmeye devam ediyor. Bu katliamlar sonrasında bize düşen ise, Suriye'de yeni bölgeleri keşfetmek oluyor. En sonuncusu Hama'nın kuzeyinde yer alan bir Alevi köyü: Maan.
Maan köyü, Hama'nın 30 km kuzeyinde bulunan Morek beldesine bağlı. Morek, ismini Romalı bir kraldan alıyor.
Ortadoğu'nun en büyük Halep fıstığı pazarına sahip bu belde dünyaca, Halep fıstığı tarımında uzmanlığıyla biliniyor. Tüm Arap dünyasında meşhur Halep fıstığı tüccarlarının, bu pazardan çıktığı belirtiliyor.
Morek'te sadece 2010 yılında 62 ton fıstık üretildiği belirtilirken, Morek'e bağlı köylerde, binlerce hektar alanda yine Halep Fıstığı tarımı yapılıyor.
Maan köyü ise, Morek'in 9 km batısında yer alan küçük bir köy. Belde ve köyün önemi, Hama-Şam karayolu üzerinde yer almalarından geliyor.
İkmal ve yardım için, stratejik öneme sahip bu karayolu üzerindeki bölgelerde, zaman zaman çok şiddetli çatışmalar yaşanıyor.
IŞID, Nusra ve İslami Cephe beraber
Maan köyü baskını ile ilgili paylaşılan görüntülere ve yapılan açıklamalara baktığımız zaman, saldırının el-Kaide'ye bağlı Nusra Cephesi, İslami Cephe bileşenlerinden Ahrar-Şam, Suriye Devrimci Cephesi ve IŞID'e bağlı Cundu’l- Aksa tugayının katılımıyla yapıldığını görüyoruz.
Cundu’l- Aksa tugayı, Nusra Cephesinden geçen eylül aylarında ayrılan, yabancı militanların kurduğu IŞID'e bağlı bir tugay.
Cundu’l- Aksa son bir aydır, IŞID saflarında yer alarak, Nusra Cephesi ve İslami Cephe bileşenlerine karşı savaşıyordu. Tugayın Emiri Ebu Abdülaziz ise ocak ayı başlarında İdlib'de, İslami Cephe militanları tarafından öldürülmüştü.
Aralarındaki savaşta, vahşi yöntemlerle birbirlerini öldüren bu silahlı gruplar, mevzu Aleviler veya YPG'nin elindeki Kürt bölgeleri olunca, müşterek operasyonda birleşebiliyor ve katliamlar gerçekleştirebiliyorlar.
Aynı gruplar, 4 Ağustos’ta başlattıkları ''Ümmü’l Müminin Ayşe'' operasyonunda Lazkiye'nin kuzey kırsalında bulunan yaklaşık 15 köye saldırmışlardı.
Ahrar Şam ve Cundu’l- Aksa'nın, Maan köyünden paylaştıkları görüntülerde, militanların “Maan köyünü Alevilerden temizledik” “Pisliklerden arındırdık” tarzındaki ifadeleri dikkat çekiyor.
Ahrar Şam, Selim İdris başkanlığında kurulan ÖSO genelkurmayında yer almamasına rağmen, muhaliflerin silahlandırılması için 21 Haziran 2013’te Ankara’da yapılan toplantıya katılmış, aynı gün Doha’da yapılan Suriye’nin Dostları toplantısında alınan muhaliflerin silahlandırılması kararı çerçevesinde silah yardımı almıştı.
Ahrar Şam örgütü, geçtiğimiz kasım ayında ÖSO’dan ayrılan diğer silahlı grupların da yer aldığı İslami cephe adlı örgütün ana bileşenlerinden birini oluşturuyor.
Ahrar Şam’ın da yer aldığı İslami Cephe, resmi hesaplarından yaptığı açıklamalarda Suriye ordusu için ''Alevi Ordusu veya Rafiziler'' ibarelerini kullanıyor.
Suriye Silahlı Kuvvetlerinin açıklamasında, katliamdan Nusra Cephesi sorumlu tutuldu. Resmi açıklamaya göre, aralarında kadın ve çocukların bulunduğu 41 kişi öldürüldü.
Sahadan kaynaklara ve saha muhabirlerine göre ise bu rakam 60'a yakın. Saldırının duyulmasında sonra çevre köyler de güvenli bölgelere kaçarak köylerini boşalttı.
Maan köyüne, gruplara destek vermek amacıyla Morek'ten yola çıkan 6 araçlık silahlı konvoy da Suriye ordusuna ait savaş uçakları tarafından imha edildi.
Tanıklıklar
Katliamdan kaçarak kurtulmayı başaran Süleyman Yusuf ve Halid adlı köylüler, Suriye televizyonuna ayrı ayrı bağlanarak saldırı anını anlattılar.
İki taraf da birbirine benzer şeyleri aktardı. Saldırı 9 şubat sabah 5 sularında, köye iki saat boyunca havan topları atılması ve roket saldırılarıyla başladı.
Bu saldırıdan sonra tanklarla ilerleyen silahlı gruplar, ağır silahlar kullanarak köye girdi. Silahlılar, köye batı ve kuzey taraflarından girerken, Ulusal Savunma Güçleri kalabalık gruplara ve güçlü saldırıya karşılık veremedi.
Süleyman Yusuf ve Halid, köyde katledilen engelli insanlardan bahsetti. Halid ise doğrudan sayı vererek 4 engelli insanı da öldürdüler, dedi.
Süleyman Yusuf, kuzeyden yaklaşan silahlılardan; kalabalık köy halkı ile beraber, panik, korku ve bağrışmalarla birlikte güneye doğru, Kokab köyüne kaçanlardan.
Kokab, Maan'ın 6 km güneyinde yer alıyor. Kokab'ın da silahlıların elinde olduğu öğrenilince, kaçış yönlerini değiştirmişler. Ama önden kaçanlar, Kokab köyündeki silahlılar tarafından kaçırılmış.
Bunlardan biri de kardeşi. Kardeşinin telefonundan, bir militan tarafından aranıyor. Kokab'ta yaklaşık 50 kişinin daha kaçırıldığını söylüyor.
Halid ise, Ulusal Savunma Güçlerinin, güvenli yollarla tahliye ettiği şanslı köylülerden. Ulusal Savunma Güçleri köyün büyük bir bölümünü tahliye edebilmiş. Halid, grupların köye girerken, kadın ve çocuklar dışarı çıksın, erkekler teslim olsun çağrıları yaptıklarını anlatıyor.
Aynı aileden 8 ölü
Maan katliamında Haddur soyadlı 13 kişinin öldürüldüğü bildiriliyor. Köy dışında bulunan Ali Haddur'un ise anne ve babası ile birlikte 6 kardeşi öldürülmüş.
El-Menar televizyonun saha muhabiri Somar Hatem, Hama kırsalında giderek Ali Haddur ile özel bir program yaptı. Gerisi Ali Haddur'un ağzından:
''Sabah en son kız kardeşimle konuşabildim. Bana son söylediği şey ''Kapı..'' oldu, sonra hat kesildi. Ben kız kardeşime ulaşmaya çalışırken arkadaşım da, erkek kardeşimle konuşmuş. Köy meydanından sürekli tekbir sesleri geliyormuş kulağına. Kız kardeşime tekrar ulaşamayınca babamı aradım, telefonu silahlı biri açıp ''Hepsini kestik'' dedi. Erkek kardeşimi aradım, telefonu yine silahlı bir militan açtı. Hepsini keserek öldürmüşler. Silahları olmadığı için direnecek durumda da değillerdi. 2'si engelli 4 erkek kardeşim, 2 kız kardeşim, annem ve babam öldürüldü. Babam hep “ölecek olan ölür, buradan ayrılmayacağım, gelirlerse de öldürsünler” derdi.''