Hamas’ın Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal, Suudi Arabistan tarafından sunulan iki devletli çözüm planını neden kabul ettiklerini açıkladı.
YDH- Hindistan’ın DNA haber ajansına demeç veren Hamas Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal, Suudi Arabistan’ın İsrail’e sunduğu ‘Arap Barış Planı’nı mültecilerin geri dönüş hakkının kabul onaylanması şartıyla kabul ettiklerini söyledi.
Suudi Arabistan tarafından hazırlanan ve 2002’de Lübnan’da yapılan Arap Birliği toplantısında kabul edilen barış planı, İsrail’in 1967 topraklarında kurulacak Filistin devletini tanıması karşılığında tüm Arap ülkelerinin İsrail’le ilişkilerini normalleştirmesini öngörüyor.
Resmi düzeyde İsrail’i tanımadığı ve 1948’de işgal edilen yerler de dahil olmak üzere Filistin topraklarının tamamını Filistin olarak kabul ettiği için direniş örgütü olarak kabul edilen Hamas’ın Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal, şunları söyledi:
“Geçen 25 yıl bize şunu gösterdi ki işgalcilerden ve uluslararası toplumdan çözüm beklemek bir seraptan başka bir şey değildir. Aldığımız en önemli ders şudur: Halk haklarını elde etmedikçe kimse onu dinlememektedir. Kimse size hakkınızı vermiyor. Halk, özgürlüğü ve hakları için mücadele ettiği zaman hakkını alabiliyor. Bunun en önemli örneklerinden birisi Hindistan’dır.
İki devletli çözüm konusunda size şunu söylemeliyim ki Hamas olarak tüm toprakların Filistin’e ait olduğuna inanıyor ve işgalcileri tanımıyoruz. Babalarımız ve atalarımız burada yaşadılar. Bununla birlikte Hamas, ortak bir Filistin cephesi kurulmasını istiyor. Bu yüzden biz 1967 topraklarında başkenti Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulması ve İsrail’in çeşitli hükümetleri döneminde ülkeden çıkarılan mültecilerin dönüş hakkını öngören Arap-Filistin ortak barış planını kabul ettik.”
Halid Meşal, “Hem İsrail’i tanımayıp hem de 1967 sınırlarından söz etmek çelişki değil mi?” şeklindeki bir soruyu da şöyle cevapladı:
“Biz ayrımcılığa maruz kalıyoruz. Hiç kimse bizi İsrail’i bir ulus devlet veya meşru bir yapı olarak tanımaya zorlayamaz. Bununla birlikte bu, bizim belli konularda ve uygun bir zaman içerisinde düşmanla müzakere yapmayacağımız anlamına gelmez. Biz siyasi şartları dikkate alarak siyasi yöntemlerle ulusal hedeflere ulaşmaya olumlu yaklaşıyoruz.
Hamas’ın İsrail’i tanımaması söylediğiniz şekilde (barışa) engel değil, Tarih başka şeyler söylüyor.
Yaser Arafat İsrail’i tanıdı ve barış sürecine girdi; ama İsrail bu adıma cevap verdi mi? Mahmud Abbas da İsrail’i tanıdı; peki başarılı oldu mu? O, hiçbir şey elde edemedi. Barış sürecinin çıkmaza girmesi bizimle ilgili bir şey değil. Mesele İsrail’in tanınmaması meselesi değil. Birçok sorunlar var. İsrail’in işgalci varlığı ve Filistin halkının haklarını tanımamasıdır.”
Halid Meşal, “Hamas, İsrail’le Filistin’in birlikte barış içinde yaşamasını kabul edebilir mi?” şeklindeki soruya da şu cevabı verdi:
“İşgal şerrinden kurtulduğumuz zaman İsrail’le ilişkilerimize karar veririz. Ben birçok kez bu durumu tutuklu bulunan bir kişiyle mukayese ettim. Biz şu an nasıl karar verebiliriz?
Yalnızca özgür bir halk ve bağımsız bir devlet diğer ülkelerle ilişkilerine karar verebilir ve onu şekillendirebilir.
Biz, yapılacak her türlü anlaşmayı ve İsrail’le ilişki meselesini referanduma götürürüz. Hamas, çoğunluğun kararına saygı duyacaktır.
Belki birileri bizim işi zorlaştırdığımızı söyleyebilir. Ama Yaser Arafat ve Mahmud Abbas, kolaylaştırmıştı. Dolayısıyla sorun bizimden, el-Fetih’ten veya Halid Meşal’den kaynaklanmıyor. Sorun İsrail’den kaynaklanıyor. Meselenin anahtarı İsrail’dir. Bizim haklarımızı kabul etmesi gereken İsrail’dir.”
Hamas'tan yalanlama
Halid Meşal'in DNA'ya verdiği bu mülakattan sonra bölge basınında Hamas'ın İsrail'i tanıma imasında bulunduğuna dair yorumlar yapılırken, Hamas, kendisine ait bir site aracılığıyla mülakata dair bir tekzip yayımladı.
Yayımlanan tekzipte Hamas Hareketi’nin “Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal’e isnat edilen gerek işgalcileri tanıma ve gerekse İsrail medyası tarafından da çarpıtılan diğer uydurma sözleri” yalanladığı ifade edildi.
“Bu tür sahte iddialarla Hamas’ın ve liderlerinin imajının bozulmaya çalışıldığını”nın belirtildiği açıklamada “Hamas’ın tutumu açık ve sabittir” denildi ve basının Hamas’ın tutumunu onun resmi kaynaklarından alması gerektiği vurgulandı.