Ekonomik yaptırımların ve bunun sonuçlarının olumsuz olduğu doğru; ancak bu hedeflerin başarısızlıkla sonuçlanmasına sebep olacak etkenler de var.
YDH-Lübnanlı analist Dr. Assam Numan, el-Bina gazetesinde yayımlanan makalesinde Amerika’nın İran’la ilgili hedeflerindeki başarı şansını yazdı.
Amerikan Başkanı Donald Trump’ın “Önce Amerika” adlı politikası çerçevesinde tüm dünya çapında savaşa girdiğini söylesek abartmış olmayız.
Bu savaşların kimisi yumuşak savaş, yani ticari savaş, kimisi ise sert savaş veya vekalet savaşı.
Amerikan başkanı bu savaşlara girerek toplamda aşağıdaki şu üç hedefe ulaşmayı öngörüyor:
1- Amerika’nın dünyanın en üstün kutbu olduğunu ve uluslararası güçlerle ilişkilerinde öncelikli olduğunu vurgulamak.
2- İran İslam Cumhuriyeti’ni zayıflatmak.
3- Petrol ve doğalgazın varlığından dolayı hassas stratejik konuma sahip olan Batı Asya’da direniş örgütlerine karşı koyacak en büyük güç olarak Siyonist rejimi, güçlendirmek.
Trump hükümeti, Amerikan heybetini yeniden geri getirmek ve onu yeniden vurgulu bir şekilde göstermek için bir dizi düşmanca tutum ve politika geliştirdi:
- Amerika’nın ekonomik çıkarlarına aykırı olduğu gerekçesiyle Paris iklim anlaşmasından çekildi.
- İsrail’e karşı sürekli olarak düşmanca bir tutumun odağı olduğu gerekçesiyle Birleşmiş Milletlere bağlı Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı UNESCO’dan çekildi.
- Trump hükümetinin göçmenlik ve göçmenlerle ilgili politikalarını ve İsrail’in insan haklarına aykırı politikalarını eleştirdiği gerekçesiyle Birleşmiş Milletlere bağlı İnsan Hakları Komitesi’nden çekildi.
- İran’ın nükleer silah edinme çabasını engelleyemeyeceği gerekçesiyle dünyanın altı ülkesinin imzaladığı nükleer anlaşmadan çekildi. Bu anlaşmanın İran’a bölgedeki Amerika ve İsrail karşıtı direniş örgütlerini desteklemesi için izin verdiğini öne sürdü.
- İran’a, Çin’e, Rusya’ya ve bu üç ülkeye karşı uygulanan yaptırımlara bağlı kalmayacak şirketlere ticari savaş ilan etti ve bunlara yönelik yaptırımların arttırılacağını vurguladı.
Trump hükümeti, İran İslam Cumhuriyeti’ni zayıflatmak ve eğer yapabilirse onu devirmek için aşağıdaki politikaları gündemine aldı:
- 1979’dan beri İran’a karşı savaş sürdüren Amerika, Mayıs 2018’den itibaren nükleer anlaşmadan çekildi.
- 2015’te askıya alınan yaptırımlar ve ambargolar, yeniden başlatıldı. Bu yaptırımlar, Dolar, değerli madenler ve otomobil ve uçak yedek parçalarını içeriyor.
- Bu yaptırımlar, İran’la sanayi, teknoloji ve tarım alanlarında işbirliği yapan yabancı şirketleri de kapsıyor.
- Bütün bu yaptırımlar, İran’a karşı ek yaptırım paketine zemin hazırlamak içindir ve bu da Kasım ayında enerji sektörüne ve petrol ürünlerinin Dolarla satılmasına yönelik uygulanacaktır.
- Trump hükümetinin iddiasına göre bu yaptırımların hedefi İran’da rejimi değiştirmeye yönelik değildir. İran’ın davranışlarını değiştirmeye, Washington’la yeni bir nükleer anlaşma yapmayı kabul ettirmeye ve balistik füze teknolojisini durdurmaya yöneliktir.
Bölgedeki Amerikan karşıtı direniş hareketlerine karşı koymak ve Siyonist rejimi, Batı Asya’nın en güçlüsü kılmak için yapılan yardımlar, Amerika’daki birçok hükümetin hedefiydi. Trump hükümeti ise bunun için şu önlemleri aldı:
- Yılda yaklaşık 4 milyar dolar tutarındaki cömertçe yapılan mali yardımlarla İsrail’in donatılması.
- İsrail’in en modern ve ileri Amerikan yapımı kara, hava ve deniz silahlarıyla teçhiz edilmesi.
- Dünyanın çeşitli bölgelerindeki terörist örgütlerin eğitilip donatılması ve bunların Amerika ve İsrail’in çıkarları doğrultusunda Suriye, Irak, Libya, Yemen gibi ülkelere gönderilmesi.
- Aşırılık yanlısı selefi İslamcı örgütlere mali kaynak temini için zemin yaratılması, muhafazakar Arap rejimleriyle işbirliği yapılarak onların egemenliğinin pekiştirilmesi; başta Suriye, Irak ve Yemen olmak üzere bölgede farklı mezhep ve taifelerin bulunduğu ülkelerin bölünmesi ve parçalanması hedefiyle taifeciliğin ve mezhepçiliğin istismar ve tahrik edilmesi.
- İran’a düşman olan muhafazakar Arap rejimlerine İsrail’le ilişkilerini normalleştirmeleri için baskı yapılması, İran karşıtı bir siyasi ve askeri koalisyon kurulması ve İran’ın Arap dünyasının en büyük düşmanı olarak tanıtılması.
Trump’ın yukarıda zikredilen bu hedeflere ulaşma şansı ne kadar?
Ekonomik yaptırımların ve bunun sonuçlarının olumsuz olduğu doğrudur. Ancak bu hedeflerin gerçekleşmesine engel olacak hatta bunların başarısızlıkla sonuçlanmasına sebep olacak etkenler şu söz konusu:
1- Trump hükümetinin bu politikalarından ve ekonomik cezalandırmalarından birçok ülke zarar görecek. Bunların başında da Çin, Rusya, Hindistan, Avrupa Birliği ve Amerika ve Asya kıtasındaki Washington’un müttefiki olan ülkeler geliyor.
Bu devletlerin çeşitli şekillerde Washington’un politikalarına karşı çıkmaları ve onun uygulanmasını engellemeye çalışmaları mantıklıdır. Aslında şu an bazı ülkeler bu konuda Amerika’nın hareketlerine karşı bir hareket de başlattılar.
2- Amerika 1979’dan beri İran’a karşı öldürücü ekonomik yaptırımlar uyguluyordu. Bu yaptırımlar, 2015’te zirve yapmıştı. Ancak bütün bunlara rağmen bu politika başarısız oldu. İran’ın direnişi eski Amerikan Başkanı Barack Obama’nın bu başarısız tutumdan geri adım atarak müzakerelere odaklanmasına neden oldu ve böylece İran’la nükleer anlaşma yapıldı.
Görüldüğü üzere bu nükleer anlaşmayı imzalayan tüm ülkeler, Amerikan Başkanı Donald Trump’ın anlaşmadan çekilmesine karşı çıktı. Bu ülkeler taahhütlerine bağlı kalacaklarını, Trump’ın yaptırımlarına da uymayacaklarını açıkladılar. Ayrıca İran, nükleer anlaşmadan çekilmedikçe İran’la işbirliği yapmayı sürdüreceklerini ifade ettiler.
3- İran, bugün her zamankinden çok daha güçlü. İran’ın şartları, nükleer anlaşmanın imzalandığı 2015 yılı şartlarından bile daha farklı. Dolayısıyla bu ülkenin ekonomisi sıkıntıda olmasına rağmen Trump’ın saldırılarına ve yaptırımlarına galip gelmesi bekleniyor.
4- Amerika, önümüzdeki Kasım ayı başlarında ara dönem seçimleri yapmaya hazırlanıyor. Bu seçimler Temsilciler Meclisi ve Senato’yu kapsıyor. Şu an her iki mecliste de Trump’ı destekleyen Cumhuriyetçi Parti çoğunlukta. Trump’ın politikalarına karşı olan Demokrat Parti, her iki mecliste veya en azından bu meclislerin herhangi birinde çoğunluğu ele geçirirse Trump hükümeti, İran’a yönelik yaptırımların önümüzdeki Kasım’da uygulanacak ikinci aşamasını uygulamaktan aciz kalacak.
5- Bölgedeki Direniş Ekseni zinciri, Trump politikalarının en sert muhalifi olarak İran’a yönelik yaptırımların ikinci aşaması uygulamaya konduğunda hiçbir şey yapmadan oturup beklemeyecek.
Batı Asya’daki Direniş Ekseni zinciri, batıda Akdeniz kıyılarından doğuda İran-Afganistan sınırlarına kadar uzanıyor. Direniş Ekseni zinciri, hem Amerika’ya hem de başta İsrail olmak üzere onun bölgedeki müttefiklerine karşı koymak için hazırlıklı.
Şüphesiz bu alanlardaki Direniş operasyonları, Amerika’yı ve onun müttefiklerini pişman edip İran’a karşı politikalarını gözden geçirmeye zorlayacaktır.
Sözün kısası, Amerika bir kez daha çok yönlü çatışmalar bataklığının içine sürüklenecek. Geçmişte çıkmaktan aciz kaldığı bu bataklık, gelecekte daha büyük tehlikeler ve karmaşıklıklar içeriyor ve Amerika’nın bundan kurtulması da kolay olmayacak.
Çeviri: YDH