Amerika’nın Irak’taki nüfuzunun azaldığının ilk belirtileri

img
Amerika’nın Irak’taki nüfuzunun azaldığının ilk belirtileri YDH

İbadi’nin adaylıktan çekilmesi üzerine Amerikan New York Times gazetesi,“İbadi’nin gitmesiyle Amerika’nın Irak’taki nüfuzu daha da azalacak.” diye yazdı.




YDH-Seyyid Rahim Nimeti, İran’da yayımlanan Cevan gazetesine yazdığı yazıda, Irak’taki hükümet kurma çalışmalarını değerlendirdi.

***

Irak dört ay önce yani parlamento seçimlerinin yapılmasından sonra bir siyasi krize gömüldü. Gerçi bu durum, Baas rejiminin yıkılmasından sonra Irak’ın yeni siyasi tarihinde çok da rastlanmayan bir şey değil.

Ancak dikkate değer olan şu iki husus bunu körükledi. Bir yandan Sairun adlı yeni ittifakın önde olması yeni bir siyasi kamplaşma anlatıyordu; öte yandan seçimlere katılımın az olması, krizin daha karmaşık olmasının alarmını veriyordu.

Bu iki husus, hem siyasi ittifakların parlamentoda çoğunluk grubunu oluşturmak için yaptıkları istişarelerin uzamasına neden oldu; hem de sokaklarda yeni protesto dalgaları oluşturdu.  

Geçtiğimiz Cumartesi gecesi düzenlenen oturumda Muhammed el-Halbusi’nin meclis başkanlığına, Hasan Kerim el-Kabi’nin de meclis başkanı birinci yardımcılığına seçilmesi, bu krizden çıkma yönünde ciddi bir ilk adım oldu.

Bu, hem krizi sona erdirmek için olumlu bir adım olabilir hem de son birkaç ayda, yaşanan bu krizden ders aldıktan sonra siyasi ittifaklar arasında işbirliği yapıldığının ve siyasi mücadele yerine siyasi işbirliği kararlılığının bir göstergesi olabilir.

Unutmamak gerekir ki Halbusi’nin seçilmesi yalnızca parlamento başkanının seçilmesi değildir.  Bu aynı zamanda onun iki yardımcısının seçilmesinden donra cumhurbaşkanının seçilmesinin yolunu açacak sürecin başlangıcıdır.

Çünkü meclisteki işlerin bitmesinden sonra Halbusi’nin cumhurbaşkanlığı için öngörülen kişilerin isimlerini üç gün içinde alıp Federal Mahkemeye göndermesi gerekiyor. Federal mahkemenin onayından sonra bu isimlere yönelik itirazların üç gün içinde incelenmesi ve öngörülen cumhurbaşkanının belirlenmesi gerekiyor.

Cumhurbaşkanlığı makamı geçmiş dönemlerdeki teamül gereği Kürtlere veriliyor. Bu yüzden de Kürt partileri arasındaki istişareler daha ciddi bir şekilde izleniyor.

Gerçi daha önce cumhurbaşkanlığı için Berhem Salih’in ismi diğerlerinden daha öne çıkıyordu; ancak gözüken o ki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) onun cumhurbaşkanlığına çok da taraftar değil.

Daha çok Eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin hanımı Hero Ahmed’in cumhurbaşkanı olması için çalışılıyor.

Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ise geçen dönemlerde olduğu gibi cumhurbaşkanlığını, KYB’nin kontenjanında görmüyor.

Gelen haberlere göre KDP de cumhurbaşkanlığı için kendi adayını sunmak istiyor.

Açıktır ki bu iki asli Kürt partisinden başka Goran Hareketi de cumhurbaşkanlığına day gösterme denkleminde yer alacak bu yüzden de cumhurbaşkanını belirleme sürecinin bu dönemde, daha önceki dönemlerdeki gibi çok rahat olacağı beklenmemeli. Tam tersine bu süreçte yeni birtakım karmaşık durumlarla karşı karşıya kalınacak.

Gerçi Kürt partileri arasındaki görüş ayrılıkları cumhurbaşkanının belirlenmesini karmaşıklaştırsa da Irak meclisindeki milletvekilleri açısından en zor ve en karmaşık işin başbakanı seçmek olduğu herkes tarafından biliniyor.

Nitekim son aylardaki siyasi krizin ana eksenini bu mesele oluşturuyordu. Milletvekilleri başbakanı seçerek mevcut tüm krizleri sona erdirecek.

Haydar İbadi, başbakanlığını devam ettirebilmek umudu içinde Nasr ittifakıyla seçimlere girdi. Başlangıçta Sairun, Hikmet ve Vataniye ittifaklarıyla birlikte bu hedefine ulaşacak gibi görünüyordu.

Ancak son dönemde yaşanan olaylar, onun şansını o kadar zayıflattı ki şimdi dolaylı olarak başbakanlıktan vazgeçtiğini açıklıyor. Gerçi o, merciyetin tavsiyelerine bağlı olduğu için başbakanlığa aday olma niyeti taşımadığını söylüyor; ancak 11 Eylül salı günü Basra’da yaşanan olaylardan sonra onun artık başbakanlığa ulaşma şansının kalmadığı anlaşıldı.

İbadi’nin bu krizi yönetmedeki başarısızlığı, Sairun ittifakı Lideri Mukteda Sar’ın ve Fetih ittifakı Lideri Hadi el-Amiri’nin eleştirileri, Haydar İbadi’yi zayıflatan etkenlerdi.

Amerikan lobilerinin desteğinin de onun konumunun zayıflamasında etkili olması bir yana, İbadi’nin adaylıktan çekilmesi üzerine Amerikan New York Times gazetesi, şöyle yazdı: “İbadi’nin gitmesiyle Amerika’nın Irak’taki nüfuzu daha da azalacak.”

Doğal olarak Haydar İbadi’nin çekilmesiyle birlikte Irak’ın en önemli icra makamının başkanı olabilmek için başka kişiler çaba gösterecek. Bu noktada Adil Abdulmehdi, Abdulemir Allavi, Mustafa el-Kazımi, öne çıkan isimler.

Ancak söz konusu kişilerin başbakanlığa ulaşmasının çok rahat ve hızlı olacağı da beklenmemelidir. Bununla birlikte Halbusi’nin parlamento başkanlığına seçilmesi, başbakanlık seçimini de etkileyebilecek yeni bir mekanizmanın olduğunu gösteriyor.

Bu mekanizma, Sairun ile Fetih’in yakın işbirliğinin sonucudur. Bu, Fetih’in desteklediği Halbusi’nin meclis başkanlığına seçilmesini sağladı. Sairun’ın desteklediği el-Kabi de meclis başkan yardımcısı oldu.

Bu açıdan yeni Irak başbakanının da bu mekanizma ile yani diğer ittifaklara göre daha fazla sandalyeye sahip olan; ayrıca Hikmet ve Kanun Devleti ittifaklarını yanına alıp, Kürtlerin de güvenini kazanabilen Fetih ve Sairun ittifaklarının yakın işbirliği ile seçilmesi beklenebilir.

Bu şekilde dört aylık Irak siyasi krizi, ilk adım olarak Halbusi’yi meclis başkanlığına seçen mekanizma ile çözülecektir.

Çeviri: YDH