Irak’ta gizli savaş

img
Irak’ta gizli savaş YDH

Amerika ve Suudi Arabistan, Irak içinde İran karşıtı bir hava yaratmaya çalışıyordu. İran’ın Basra konsolosluğuna yönelik saldırı da bu doğrultuda atılmış bir adımdı.




YDH-İran’dan yayın yapan “Feraru” sitesi, Amerika ile İran arasında Irak’ta yaşanan gerilimi değerlendirdi.

***

İran’la Amerika arasında Irak’ta yaşanan çatışmalar, yeni bir aşamaya girmiş gibi gözüküyor. İki taraf arasındaki gerilim dikkate değer bir şekilde arttı, bu durum birçok maceraların başlamasına neden olabilir.

 Birkaç aydır Irak’ın içinde birçok çalkantılar yaşanıyor. Geçtiğimiz aylarda aralarında Basra’nın da bulunduğu birçok kentte gösteriler meydana geldi. Basra’daki İran konsolosluğu ateşe verildi.

İranlı yetkililer, bu olayların arkasında Amerika ile Suudi Arabistan’ın bulunduğunu belirtti.

Aradan bir müddet geçtikten sonra şimdi sıra Amerika’ya geldi. Basra’daki Amerikan konsolosluğunun son yaşanan olaylarda roket ve havan topu saldırılarına uğramasının ardından Amerikalı yetkililer, Basra’daki Amerikan konsolosluğunu kapattı ve bu saldırıların arkasında İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun bulunduğunu iddia etti.

Amerikan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, bu konuda şunları söyledi: “Ben, İran hükümetine şunu tavsiye ediyorum: 

Amerika’nın Irak’taki vatandaşlarına ve elçiliklerine yönelik her türlü saldırıdan doğrudan İran güçlerini veya onların desteklediği milis güçleri sorumlu tuttuğunu bilsinler. 

Ben İran’a açıkça şunu söyledim: Amerika Birleşik Devletleri, bu tür saldırılara derhal en uygun şekilde cevap verecektir.”

Bununla birlikte Iraklı yetkililer, Amerikan konsolosluğuna yapılan son saldırıların arkasında İran’ın bulunduğuna dair hiçbir kanıt veya delilin bulunmadığını açıkladılar. 

Hatta, bunun Amerika’nın İran’la olan çatışmasında Irak’ı bahane olarak kullanmak istediğinin bir göstergesi olduğunu vurguladılar. 

Bütün bunlar, İran’la Amerika arasında Irak’ta yaşanan çatışmaların geçmişe göre arttığını, hatta bir tür gizli savaşa dönüştüğünü gösteriyor.

Amerika, Irak’ı Arap NATO’su kurmak için bahane olarak kullanmak istiyor

Feraru’ya açıklamada bulunan Ortadoğu meseleleri analisti Hasan Hanizade şunları söyledi: 

“Bu günlerde Amerika’nın Irak içinde gözlemlenen yaklaşımları, her şeyden önce bu ülkenin Irak’taki politikalarının başarısız olduğunu gösteriyor. 

Amerika ve Suudi Arabistan, Irak içinde İran karşıtı bir hava yaratmaya çalışıyordu. İran’ın Basra konsolosluğuna yönelik saldırı da bu doğrultuda atılmış bir adımdı. 

Ancak onların beklentilerinin aksine yapmaya çalıştıkları şeyin gerçekleşmeyeceği somut bir şekilde ortaya çıktı ve onlar Irak kalesinde İran’a zarar veremeyecekleri sonucuna vardıkları için de şimdi psikolojik savaş peşindeler.”

Hanizade sözlerine şöyle devam etti: “Öte yandan şu an Erbain törenlerine yaklaşıyoruz. Erbain’de yapılacak olan yürüyüşün Amerikan karşıtı bir atmosfer oluşturacağına kesin gözüyle bakılıyor ve bu da Amerikalı yetkilileri Irak’taki Amerikan karşıtı havadan dolayı ciddi bir şekilde kaygılandırıyor. 

Bu yüzden de görevlilerini bu ülkeden çıkarıyorlar, İran’a karşı bir tür psikolojik savaş başlatmak istiyorlar ve uluslararası toplumda İran karşıtı bir ortak cephe kurmaya çalışıyorlar.    

Hatta Amerikalı yetkililerin bu son iddialarını da Arap NATO’su kurmaya yönelik adımlar olarak algılamak da mümkün.”

Dr. Hanizade şunları vurguladı: “Eğer dikkat ederseniz bunların bu günlerde New York’ta Netanyahu, Trump ve Adil Cubeyr tarafından yapılan açıklamaların ve ortaya konan politikaların bir devamı olduğunu görürsünüz. 

Ancak gerçek şu ki Irak’taki hava, İran ve Amerika arasındaki savaşın ardından beklentilerin aksine Amerikan karşıtlığına doğru gidiyor ve Amerika şu an Irak’ta hiç de iyi olmayan bir durumda bulunuyor. 

Irak, şu anda Amerika ile İran arasında bir savaş alanı haline dönüştü ve Amerikalı yetkililer, şu an bu durumu bir şekilde kendi lehlerine kullanmaya çalışıyorlar.”

Ortadoğu meseleleri analisti Dr. Hanizade, birkaç ay önce Basra’daki İran konsolosluğuna yapılan saldırı ve oluşturulan İran karşıtı hava konusunda da şunları söyledi: 

“Gerçek şu ki Amerikalılar hala Irak Baas partisi ile güçlü ilişkilere sahip ve bu ilişkileri kullanarak Irak’taki İran şartlarını karıştırmaya çalışıyorlar. Ancak Irak halkının büyük bir çoğunluğu İran’dan yanadır; yaşanan bu son olayları Irak halkının İran karşıtlığı şeklinde değerlendirmemek gerekir.

Irak halkının bir kısmının İran’la farklı bir bakış açısına sahip olması normaldir, bunu Irak halkının genel ve sabit görüşü olarak algılamak doğru değildir.”

Hanizade, her iki ülkenin de nüfuzunu göz önünde bulundurarak Irak’taki İran Amerika çatışmasını nasıl değerlendirdiğine dair soruya da şu cevabı verdi: 

“Şunu kabul etmek gerekir ki Irak’ta İran’ın nüfuzu altında bulunan birçok alan mevcuttur. Bu, Lübnan, Suriye ve Yemen gibi ülkeler için de geçerlidir. Bu durum, Amerikalıları İran’ın bölgede giderek artan nüfuzu konusunda kaygılandırıyor. 

Bu yüzden de Amerikalılar, İran’a ve nüfuzuna karşı koymak için her türlü araçtan yararlanıyorlar. 

Irak her ne kadar İran’ın Amerika ve Suudi Arabistan’la mücadele alanı haline gelmiş olsa da İran’ın Irak’la 1400 kilometrelik sınırı düşünüldüğünde öyle gözüküyor ki bu çatışmada nihai olarak kaybeden taraf İran olmayacak. 

Tabi şunu da unutmamak gerekiyor. İran ve Irak arasındaki bu sınır ve Irak’taki her türlü güvenlik sorunu İran’ın ulusal güvenliğini de tehdit etmektedir. Buna karşın Amerika, Irak’tan binlerce kilometre ötededir; dolayısıyla İran, Irak’taki durumdan kaygı duyarken haklıdır.” 

Amerika, Irak’taki yanlışlarının bedelini ödüyor

Irak Uzmanı İmad Abşinas da Feraru’ya yaptığı açıklamada şunları söyledi: 

“Amerikalılar ve Suudiler, İran’la Irak arasındaki ilişkiyi bozmaya çalışıyor. Ancak şimdiye kadar bu konuda somut bir şey elde edemeyince şimdi başka yöntemlere başvuruyorlar. 

Bunlardan biri de İran topraklarında terör eylemleri yapan terörist grupları desteklemektir. 

Bunun son örneğini Ahvaz’da gördük, Basra’da da İran konsolosluğuna saldırmaları için bazı adamları kiraladıklarına tanık olduk.

Fakat İran’ın Irak halkı arasında geniş bir tabanı bulunduğu için Basra’da attıkları son adım Amerika ve Suudiler için herhangi bir kazanç sağlamadığı gibi şu an onlar bu yanlışlarının bedelini ödüyorlar. 

Şu an Amerikalıların en büyük kaygısı, onların Irak’ta yaptıklarından dolayı Irak’taki İran taraftarlarının bu ülkedeki Amerikan çıkarlarına ağır darbeler vurmasıdır. 

İşte bu yüzden de şu an konsolosluk görevlilerini ve vatandaşlarını Basra’dan çıkarıyorlar. Ancak tabi kendi yaptıkları işlerin sebep olduğu sonuçlardan dolayı kaygılı olduklarını söylemiyorlar. 

Bu suçu İran’ın üstüne atmaya çalışıyorlar, böylece İran’a darbe vurmak ve bunun sonuçlarından da kendilerini kurtarmak istiyorlar. 

Şu an Erbain törenlerine yaklaşıyoruz. Bu törenler, İran ve Irak Şiilerinin bir gövde gösterisi olarak görülüyor. 

Amerikalılar, her ne olursa olsun bu törenlerin bozulmasını veya en azından geniş çaplı olmamasını istiyorlar. 

Ancak bunun için izledikleri yol yanlıştı. Onların hesabına göre eğer Basra’daki İran konsolosluğu ateşe verilirse İran için şartlar karışır. Baas Partisi, hatta IŞİD, macerayı sürdürebilir ve Erbain merasimlerinin düzenlenmesi engellenebilir ve İran’ın konumu zayıflatılabilirdi.”

İmad Abşinas son olarak şunları söyledi: “Burada mesele kesinlikle İran nüfuzu meselesi değildir. Mesele şudur: İran ve Irak geleneksel olarak iyi ilişkilere sahiptir. Şu anda Iraklılar İran’la, İranlılar da Irak’la çok iyi ilişkilere sahiptir. Bu, tarihsel bir olgudur. 

Suudi Arabistan ve Amerika bunu değiştirebileceğini sanıyor; ancak bu stratejik bir hatadır. 

Ben nüfuz kelimesini asla kabul etmiyorum, ben İran’la Irak arasında tarihe dayanan çok samimi ilişkiler olduğuna inanıyorum.

Çeviri: YDH