New York Post gazetesi, Amerikan Başkanı Joe Biden’ın Afganistan’dan çekilme konusunda kendi halkına söylediği yalanları yazdı.
Herhangi bir Amerikalı, "olağanüstü bir başarı" olduğunu iddia ettiği Afganistan tahliyesi hakkında bu kadar bariz bir şekilde yalan söyledikten sonra, Başkan Biden’ın söylediği herhangi bir şeye nasıl inanabilir?
YALAN: Başkan Biden, ABC News'den George Stephanopoulos’a 19 Ağustos’ta verdiği demeçte, “Amerikalılar, meseleyi 31 Ağustos’tan önce halletmiş olacağımızı biliyorlar ve kalan Amerikan vatandaşları olursa, hepsini çıkarana kadar orada kalacağız” dedi.
Ertesi gün, verdiği sözü Beyaz Saray'da da yineledi: “Ama açık konuşayım, evine dönmek isteyen herhangi bir Amerikalı, sizi evinize götüreceğiz.”
GERÇEK: Biden bile, son ABD kuvvetlerini diğer vatandaşları eve götürmeden önce geri çektiği için Amerikalıların Afganistan’da zor durumda kaldığını kabul ediyor.
Salı günü yaptığı açıklamada, “Afganistan'dan ayrılmak isteyen Amerikalıların yüzde doksanı ayrılabildi” dedi.
ABD Merkez Komutanlığı Komutanı General Frank McKenzie, bir gün önce, kaçmaya çalışan bazı Amerikalıların Kabil havaalanına gidemediğini ve son beş jetin, içinde tek bir Amerikalı olmadan kalktığını doğruladı.
YALAN: 20 Ağustos’ta Biden, Amerika'ya savaşta yardım eden Afganlara “Aynı taahhütte bulunuyoruz” dedi, “bizimle birlikte çalışan, bizimle birlikte hizmet eden, bizimle birlikte savaşa giren ve bize paha biçilmez destek sağlayan Afganlar. Onlar, neredeyse eşit derecede önemliler."
GERÇEK: Çarşamba günü, üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi NBC News'e, ABD'ye “yardım eden Afganların çoğunluğunun Kabil'den çıkmadığını" itiraf etti.
Yetkili, Afganistan'da kalan özel göçmen vizesi başvurularının sayısını bilmediğini; ancak “çoğunluğunun bu” olduğunu söyledi.
YALAN: 20 Ağustos'ta Biden, "ABD, kadın liderler ve gazeteciler gibi diğer savunmasız Afganları da içeren bu insanlara verdiğimiz taahhüdün arkasında duruyor" dedi.
GERÇEK: Biden’ın ekibi, Amerikalı gazetecilerin bile güvenliğini sağlamadı. Radio Free Europe/Radio Liberty gibi yayınlar için çalışan beş yüz ABD Küresel Medya Ajansı gazetecisi ve aileleri, şimdiden Afgan gazetecilere zorbalık yapmaya başlayan Taliban'ın merhametine bırakıldı.
Kaynaklar USA Today'e bu durumun, “iletişim eksikliğinin” ve “Taliban’ın çıkışı sağlamamasının” suçu olduğunusöyledi. Sadece 50 ABD destekli gazeteci çıkmayı başardı – o da diğer hükümetlerin sayesinde, bizimkinin değil.
YALAN: 8 Temmuz'da bir muhabir, "Bu geri çekilme ile Vietnam'da olanlar arasında herhangi bir paralellik görüyor musunuz?" diye sormuştu ve Biden öfkelenmişti: "Hiçbir şey. Sıfır."
GERÇEK: Biden’ın bu sözleri söylemesinin üstünden daha bir ay bile geçmeden, Kabil'den Amerikan büyükelçiliği üzerinde uçan bir ABD helikopterinin resimleri geldi. Yaklaşık 200 Amerikalı, sadece 200 metre uzaklıktaki Kabil havaalanına ulaşamayınca Chinooks'taki Baron Hotel'den kaçmıştı.
YALAN: Biden, Afgan ordusuna hava desteği sağlamaya devam etme sözü verdi. 10 Ağustos’ta, “Hava kuvvetlerinin işlev gördüğünden ve çalışır durumda olduğundan emin olup, yakın hava desteği sağlama konusundaki taahhütlerimizi yerine getirmeye devam etmemiz konusunda ısrar edeceğim.” dedi.
23 Temmuz’da yapılan telefon görüşmesi çarşamba günü sızdırıldı. Biden bu görüşmede Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani'ye: “Yakın hava desteği sağlamaya devam edeceğiz” diye söz verdi. “Ta ağustosun sonuna kadar ve ondan sonra da ne olacak kim bilir.”
GERÇEK: The Wall Street Journal 14 Ağustos’ta şunları yazdı: “Başkan Biden'ın geri çekilme kararının ardından ABD, Afganistan'ın uçak ve helikopterlerine hizmet veren hava desteğini, istihbaratını ve sözleşmeli personellerini geri çekti.
Bu, düpedüz Afgan ordusunun artık faaliyet gösteremeyeceği anlamına geliyordu.” Bu da, Biden'ın sürekli tekrarladığı “Afgan ordusu savaşmak istemediği için çöktü” iddiası ile sonuçlandı.
YALAN: Bir muhabirin 8 Temmuz’da başkana söylediği, "Kendi istihbarat topluluğunuz Afgan hükümetinin büyük olasılıkla çökeceği tespitini yapmıştı” sözleri, Biden tarafından savunmacı bir şekilde "Bu doğru değil" diye yanıtlandı. “Taliban'ın her şeyi ele geçirmesi ve tüm ülkeye sahip olması ihtimalinin çok düşük olduğunu” da sözlerine ekledi.
GERÇEK: Aslında Biden, Taliban'ın Afgan hükümetini ele geçirmekte olduğunu biliyordu ve Gani'den bu konuda yalan söylemesini istedi.
Biden, "Taliban’la mücadele açısından işlerin iyi gitmediği”ne yönelik bir algı olduğunu söyledi. “Ve farklı bir tabloya, doğru olsun ya da olmasın, farklı bir tablo yansıtmaya ihtiyacımız var” dedi.
Gani ise gerçekleri yüzüne vurdu: “İçinde Taliban’ın, tamamen Pakistan’ın planlaması ve lojistik desteğinin ve çoğunluğu Pakistanlı olan en az 10-15 bin uluslararası teröristin bulunduğu tam ölçekli bir işgalle yüz yüzeyiz.” Biden görmezden geldi.
New York Post’tan çeviri: YDH