İran ile Suudi Arabistan’ın aylar önce Irak’ta başlayan ikili görüşmesi, bazı Arap ülkelerinin Suriye ile ilişkilerini normalleştirmesi için zemin yarattı.
YDH- İran’ın ISNA haber ajansı, Suudi Arabistan’ın Suriye ile yakınlaşma adımlarını ele alan analizinde şu ifadelere yer verdi:
Son dönemde Şam’daki diplomatik hava, Arap ülkelerinin on yıl aradan sonra Suriye’deki siyasi temsilciliklerini yeniden açması konusunda iyimser mesajlar veriyor.
Hiç kuşkusuz bu konuda en öne çıkan gelişme, Suudi Arabistan’ın Suriye’nin başkentindeki elçiliğini yeniden açma ihtimali. Elbette şu ana kadar bu konuda resmi bir açıklama yapılmış değil.
Suudi Arabistan’ın Şam’daki elçilik binasını tamir etmeye başlaması ve daha önce son derece gergin olan ilişkilerin son dönemde iyileşmesi yönünde yapılan teşvikler, iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin yeniden başlaması yönündeki umutları arttırdı. Nitekim üst düzey yetkililer arasında birçok görüşmeler ve temaslar da yaşanmıştı.
Bütün bunlara rağmen siyasi gözlemciler, Suudi Arabistan’ın Şam’daki elçilik binasını tamir etmeye başlamasını elçiliğin yeniden açılmasının güçlü bir kanıtı olarak görmüyorlar.
Onlara göre elçilik binasının tamir edilmesi peryodik olarak yapılan normal bir süreçtir ve bu tek başına, iki taraf arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlayacağının bir kanıtı olarak görülemez.
Nitekim Independent Arapça bu konuda bir kamuoyu araştırması başlattı ve “Acaba elçiliğin tamir edilmesi, iki taraf arasındaki ilişkilerin geliştiğinin ve iki tarafın 22 Haziran 2012’den beri kapalı olan elçiliklerini açacağının göstergesi midir?” sorusunu yöneltti.
Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşü
Bununla birlikte siyasi uzmanlar, Suriye’nin bu yıl sonuna kadar Arap Birliği’ndeki sandalyesini tekrar kazanacağını bekliyor.
Suriye’nin Arap Birliği üyeliği, 2011 yılının Kasım ayı ortalarında askıya alınmıştı.
Şimdi, Şam’da kapalı bulunan tüm siyasi temsilciliklerin yeniden açılması ve bunun sonucu olarak da Suriye’nin bir sonraki Arap Birliği toplantısına yeniden katılması bekleniyor.
Ayrıca son dönemde gerçekleşen bir çok temas ve görüşme Suriye diplomasisinin iyileştiğini gösteriyor. Bu çerçevede Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad’ın, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile yaptığı görüşmeye işaret etmek gerekir.
Geçen on yılda iki ülke arasında böyle bir görüşme olmamıştı. İki ülke dışişleri bakanları New York’taki Birleşmiş Milletler Genel kurulu toplantısında görüştüler. Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Suriye sorununun halledilmesi ve Arap Birliği’ne geri dönmesi gerektiğini söyledi.
Suriye Parlamentosunun Arap ülkeleri ve Yabancı Ülkelerle İlişkiler Komisyonunun Başkanı Butros Mercana, “Her ne kadar Suriye’nin Arap Birliği’ndeki sandalyesini elde etmesi yakın olmasa da Suriye sonuçta Arap ülkeleri ve muhtelif taraflar arasında uyum ve işbirliği oluşturma konusundaki aktif rolü sebebiyle Arap Birliği’ne geri dönmelidir. Görüş ayrılıklarının devam etmesi, Arap Birliği’nin rolünün zayıflamasına neden olmaktadır” dedi.
Bununla birlikte Butros Mercana, Suriye’de elçiliklerin yeniden açılması ihtimalini gündeme getiren olumlu havadan duyduğu memnuniyeti gizlemeyerek şöyle dedi:
“Ben, siyasi temsilciliklerin Şam’a geri dönmesi konusunda iyimserim. Gerçi bu iş başlangıçta elçilik bürolarının açılmasıyla sınırlı olacak ve normal temsilcilikler veya maslahatgüzarlar düzeyinde olmayacak; ama bu görevlerin geri dönmesi beklenen bir şeydir.”
Butros Mercana, Suriye dışişleri bakanının Birleşmiş Miletler Genel Kurulu toplantısı için gittiği New York’ta Arap ülkelerinin yakınlaşmasını sağlayan toplantılara katılmasının en az Genel Kurulun resmi toplantısı kadar önemli olduğuna inanıyor ve Suriye meselesine yönelik son dönemdeki yaklaşımların genel olarak olumlu ve umut verici olduğunu söylüyor.
Siyasi ve ulusal düzeydeki öngörüler
Öte yandan siyasi ve ulusal çevreler, ekonomik ilerlemeyi beraberinde getiren diplomatik düzeyde başarılar bekliyor. Zir Amerika ve Avrupa’nın yaptırımlarının devam etmesi, özellikle de Amerikan Kongresi tarafından 2019 yılının Aralık ayında uygulamaya konan ‘Sezar yasası’ yaptırımları, Suriye halkını şiddetli bir ekonomik krizle karşı karşıya bırakıyor.
Buna rağmen Suriyeli muhalifler, ‘Sezar yasası’ olarak bilinen bu yaptırımları, 2015 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından çıkarılan 2254 sayılı karar doğrultusunda Şam hükümetine siyasi baskı yapmak için zaruri görüyorlar.
Halbuki 2254 sayılı karar, siyasi müzakerelerin yapılmasını, anayasa yazım sürecinde bir takvim belirlenmesini, Suriye’nin liderliği altında yeni bir siyasi sürecin başlamasına temel olmak üzere seçimlerin yapılmasını ve terörizmle mücadeleyi öngörüyor.
Fars Körfezi çevresinde yer alan bazı Arap ülkeleri, örneğin Bahreyn, Şam’daki elçiliğini açtı ve faaliyetlerini sürdürüyor.
Birleşik Arap Emirlikleri de 2018’de Şam’daki elçiliğini açtı; Şam ile Şarce arasında uçak seferleri yeniden başladı. Suriye vatandaşları, Suudi Arabistan elçiliğinin açılmasını bekliyor.
Ayrıca Suriye ile Ürdün arasındaki yakınlaşma, ilişkilerdeki kesintiye son verdi. Sınır kapıları açıldı. Suriye ile Arap ülkeleri arasında yıllardır savaş şartları ve güvenlik gerekçesiyle yapılamayan uçuşlar yeniden yapılmaya başladı.
Suriye basın heyetinin Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da yapılan Arap Gazeteciler Birliği toplantısına katılması, Suriye Turizm Bakanı Rami Martini’nin geçtiğimiz ay Suudi Arabistan’da yapılan toplantıya katılması gibi birtakım ziyaretler ve temaslar Suriye’nin Arap Birliği’ne geri dönmesinde etkili olabilir.
Öte yandan İran’la Suudi Arabistan arsındaki gerginliklerin azaltılması hedefiyle geçtiğimiz 21 Eylül’de dördüncüsü yapılan müzakerelerden sonra Suriye kamuoyunda silahlı grupların varlığından kaynakların sorunların ortadan kaldırılması ve krizin barışçı yollarla çözümü konusunda beklentilerin artmasına neden oldu.
Çeviri: YDH