İsrail askeri sözcüsü, henüz hükümete sunulmamış olmasına rağmen Refah'ın boşaltılmasına yönelik bir plan hazırladıklarını söyledi.
YDH- Uluslararası toplumun ve insan hakları örgütlerinin, İsrail'in Refah'taki herhangi bir askeri harekatıyla ilgili uyarılarına rağmen, İsrail ordu sözcüsü Refah'ı boşaltmak için bir plan hazırladıklarını açıkladı.
İsrail Ordu Sözcüsü Peter Lerner bugün CNN'e verdiği demeçte şunları söyledi: "Hükümet orduya, Refah bölgesindeki ve savaş hedeflerimize ulaşmak için bir plan hazırlamasını emretti, ancak bu plan henüz hazır değil."
Mısır sınırındaki Refah, Gazze Şeridi'nin en güneyindeki şehir olup, şu anda Gazze'nin kuzey ve orta bölgelerinden gelen 1,5 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapıyor. Bu mültecilerin çoğu çadırlarda yaşadığından burası "çadır kent" olarak anılıyor.
Benjamin Netanyahu bu bölgedeki askeri operasyonun başlamasından hemen önce, orduya, sivilleri Refah'tan tahliye etmek için bir plan hazırlamasını emretmişti.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Borrell dün yaptığı açıklamada Mısır sınırındaki duruma dikkat çekerek, şunları dile getirmişti: “Mısır sınırındaki durumdan çok endişe duyuyoruz. İsrail tarafından yeni bir operasyonun yürütüldüğünü görüyoruz. Netanyahu, 1,7 milyon kişinin tahliye edilmesini istiyor, fakat nereye tahliye edilebileceklerini söylemiyor … İsrail, 1,7 milyondan fazla kişinin bulunduğu bir bölgeye saldırırsa insanlar duvara çarpacak. Çünkü kaçacak yerleri yok. Malumunuz savaş olduğunda insanlar bir yerlere kaçar. Fakat Gazze'deki insanlar kaçamıyor. Kapılar kapalı. Hiçbir yere kaçamadan bombalanıyorlar.”
İsrail Ordu Sözcüsü Peter Lerner ise ordunun amacının "sivilleri Hamas militanlarından ayıran ve onları zarar görmekten kurtaran" bir plan oluşturmak olduğunu iddia ederek, "Biz bu ayrımı yapabilecek yeteneğe sahibiz ve bu konuda kendimize güveniyoruz." dedi.
Uzmanlar, İsrail ordu sözcüsünün bu sözlerinin, Gazze'de İsrail saldırıları ve bombardımanı altında yaklaşık 29 bin sivilin öldürüldüğü bir zamanda dile getirilmesini ilginç bulduklarını belirtiyorlar.
