Foreign Affairs dergisi, işgal rejiminin uzun vadeli hedeflerine odaklanmamasının önümüzdeki yıllarda 'güvenliğini, istikrarını ve uluslararası konumunu zayıflatma riski' taşıdığını yazdı.
YDH - ABD'nin önde gelen düşünce kuruluşu Council on Foreign Relations'ın (CFR) yayını Foreign Affairs'te yer alan makalede, İsrail'in uzun vadeli stratejik planlama yerine kısa vadeli taktiklere öncelik vererek hata yaptığı belirtildi.
Makalede, rejimin güvenlik kaygıları ve diplomatik ilişkiler gibi anlık tehdit ve zorlukları yönetmekte ustalaşmış olsa da, daha geniş ve uzun vadeli hedefleri genelde ihmal ettiği vurgulandı.
Devam etmekte olan Gazze savaşının ele alınması gereken kritik bir mesele olduğuna dikkat çekilen makalede, işgal rejiminin çözüme yönelik anlamlı bir ilerleme kaydedememesinin sadece Filistinlilerin acılarını devam ettirmekle kalmayıp aynı zamanda İsrail'in uzun vadeli güvenliğini ve uluslararası sahnedeki meşruiyetini de zayıflattığı öne sürüldü.
Öte yandan İran'a yönelik tehdit algısına değinilen makalede, Tel Aviv'in askeri saldırılar ve diplomatik baskı gibi kısa vadeli önlemlerle İran'ın bölgedeki etkisine ve nükleer emellerine karşı koymada etkili olduğu iddia edilerek buna rağmen rejimin 'İran tehdidinin' temel nedenlerini ele alacak kapsamlı bir stratejiden yoksun olduğu kaydedildi.
Aynı zamanda makalede, İsrail'in bazı Körfez ülkeleriyle normalleşme anlaşmaları gibi bazı Arap ülkeleriyle önemli diplomatik ilerlemeler kaydetmiş olmasına rağmen temel konularda ilerleme kaydedilmeden bu gelişmelerin sürdürülebilir olmayabileceği belirtildi.
İsrail'in yaklaşımını yeniden ayarlaması ve kısa vadeli kazanımlar yerine uzun vadeli stratejik çıkarlara öncelik vermesi gerektiğini savunan makale, İsrail-Filistin çatışmasına aktif bir şekilde çözüm aramayı, bölgesel aktörlerle yapıcı bir diyaloğa girmeyi ve İran gibi kalıcı zorluklarla başa çıkmak için kapsamlı bir strateji geliştirmeyi tavsiye ediyor.
Makalede, İsrail'in uzun vadeli hedeflerine odaklanmamasının önümüzdeki yıllarda güvenliğini, istikrarını ve uluslararası konumunu zayıflatma riski taşıdığı ifade edildi.
