Direnişi durduracak caydırıcı unsurların kalmadığını belirten Filistinli bir direniş lideri, İsrail hapishanelerindeki Filistinli esirlerin durumuyla ilgili yapılan şantajın etkisiz olduğunu ifade etti.
YDH- Lübnan merkezli el-Ahbar gazetesine konuşan Filistin direnişinden bir lider, “direnişi durduracak caydırıcı unsurların kalmadığını ve düşman hapishanelerindeki Filistinli esirlerin akıbetine yönelik şantaj yapma girişiminin artık işe yaramadığını” söyledi.
Adı açıklanmayan söz konusu direniş lideri, “Filistinli esirlerin ne pahasına olursa olsun bir anlaşma istemediklerini ve Gazze halkının barınma ve rahatlama çıkarlarını özgürlüklerinin önünde tuttuklarını” ifade etti.
İsrail güçlerinin, müttefikleriyle işbirliği içinde, Gazze halkı üzerinde azami baskı kurmaya devam ederek, Filistin direniş liderliğini İsrail şartları çerçevesinde ateşkesi kabul etmeye zorlamak isterken, müzakerelerde yer alan taraf ve aracıların tümü, Gazze'deki direniş gruplarının onayı ve katılımı olmadan herhangi bir anlaşmaya varılamayacağı konusunda ikna olmuş durumda.
El-Ahbar’a demeç veren ismi açıklanmayan Filistinli direniş lideri, “Aracıların yabancı olmasını yeğlerdim, belki daha iyi sonuçlar alınabilirdi” ifadelerini kullandı.
“Şu ya da bu taraf arasında bir ayrım yapılmaması gerektiği doğrudur” diyen direniş lideri şunları söyledi: “Katarlıların bizimle konuşmadığı ya da Mısırlılar gibi davranmadığı doğrudur, ancak gerçek şu ki, dört taraf da bizim safımızda değil, hepsi düşmanın taleplerine anlayış gösterirken bize fiili baskı uyguluyor ve sonunda herkes bir anlaşmaya varılamamasından Filistinlileri sorumlu tutan Amerikan dezenformasyonuna katılıyor.”
İsrail işgalinin şartları doğrultusunda bir ateşkesi kabul etmenin mümkün olmadığını vurgulayan Filistinli direniş lideri şöyle devam etti: “Sahada önlemler alınmadan yapılan bir ateşkes anlamsızdır. Aksi takdirde, işgal güçleri her yere yayılmışken ve bağlantı yollarından çekilmek istemezken Gazze halkı nasıl hareket edebilir? İnsanların yıkılmış olsa bile geri dönmek istedikleri yerleşim bölgeleri boşaltılmıyor ve insanların bir fırın, bir dispanser veya bir su kuyusu işletmesi yasaklanmışken nasıl bir ateşkesten bahsedebiliriz? İletişimi organize eden, yardım ulaştıran ve işleri düzenleyen organlar olmadan insanların işleri nasıl yönetilebilir?
Gazze'nin içindeki ve dışındaki direniş gruplarının hepsi bir anlaşmaya varılmasını istiyor. Durumun gidişatına ilişkin bakış açılarındaki farklılığa rağmen herkes bir anlaşmaya varmak için Filistinli müzakerecilere büyük kolaylıklar sağlama konusunda hemfikir. Fakat önerilen anlaşmalar direnişin elindeki güçlü kozlarını elinden almaya ve işgalci tarafın maslahatına yönelik.
İşgal ordusunun direniş liderlerine ya da esirlerin tutulduğu yerlere ulaşması için bir mucizeye ihtiyacı var. Avrupa ülkelerinin istihbarat servisleriyle işbirliği içinde ve Arap güvenlik servislerinin yardımıyla gerçekleştirdiği büyük güvenlik operasyonları, düşmanı bir yetkiliye götürecek herhangi bir bilgi sağlamayı başaramadı.
İşgalciler ayrım gözetmeksizin yaptığı bombardımanda birkaç direniş noktasını vurdu ve savaşçılar arasında epeyce şehit oldu. İşgalcilerin bu bombardımanı birkaç esirin ölümüne ve diğerlerinin ağır yaralanmasına neden oldu. İşgalciler Gazze’nin çeşitli bölgelerindeki yenilgilerini örtmek için refaha yönelmiş durumdalar. Aralarında direnişçilerin olduğu bahanesiyle sivilleri katlederek yenilgilerini örtmek istiyorlar.
Nekbe yaşandı, katliam yaşandı, artık direnişin çalışmalarını sürdürmesini engelleyecek hiçbir caydırıcı unsur kalmadı. Düşmanın, hapishanelerindeki Filistinli esirlerin kaderiyle ilgili direnişe şantaj yapma girişimi artık işe yaramıyor. Çünkü esirler Gazze halkının barınma ve rahatlama çıkarlarını özgürlüklerinin önüne koyuyorlar.”
