İngiliz hükümeti çok sayıda Birleşik Krallık vatandaşının İsrail için savaştığını ya da yasadışı yerleşimlerde yaşadığını biliyor.
YDH- İngiliz araştırmacı gazetecilik portalı DeClassified, Kasım ayında İngiltere Dış İşleri Bakanı David Cameron ve kabinesinden Birleşik Krallık vatandaşlarının İsrail'deki demografik verilerini talep etmişti.
Cevap vermeleri o kadar uzun sürdü ki, Bilgi Komiseri Yüksek Mahkeme'nin kendilerini mahkemeye itaatsizlikle suçlaması tehdidinde bulundu. Nihayetinde, David Cameron'ın ekibi, Kasım ayında Declassified UK tarafından yapılan bilgi edinme özgürlüğü talebine cevaben bu ay verileri yayımladı.
İsrail askerleri ve İsrailli yerleşimciler arasında 100'den fazla İngiliz olduğu ortaya çıktıktan sonra İngiltere Dışişleri Bakanlığı en az 80 İngiliz vatandaşının İsrail ordusunda görev yaptığını doğruladı.
İsrail'in Batı Şeria'daki Filistin toprakları üzerindeki yerleşimleri Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'nin 49. Maddesine aykırı olduğu biliniyor.
Maddeye göre, "İşgalci Varlık, kendi sivil nüfusunun bir kısmını işgal ettiği topraklara sürmeyecek ya da nakletmeyecektir."
Uluslararası saikler dolayısıyla, geçmişte İngiliz hükümeti parlamentoya İsrail ordusunda görev yapan ya da yasadışı yerleşimlerde yaşayan İngilizlerin sayısını takip etmediğini söylemişti. Son açıklanan veriler ise, hükümetin parlamentoyu yanlış bilgilendirdiğini kanıtlıyor.
Uluslararası hukuku ve Cenevre Sözleşmesini çiğneyen 100'den fazla Britanyalının verilerinin açıklanması Cameron'u baskı altında tutacaği gibi özellikle İsrail, Uluslararası Adalet Divanı'nda soykırım soruşturması altındayken, kendi yasal zorluklarını da beraberinde getireceği bekleniyor.
Parlamentoyu yanıltmak ile suçlanan Cameron ekibinden Cameron'ın yardımcısı Andrew Mitchell, parlamentoya şunları söyledi: "Birleşik Krallık vatandaşlarının İsrail ordusu için savaşmak üzere seyahat ettiklerine dair haberlerden haberdarız, ancak Hükümet bunu yapanların sayısını tahmin etmemektedir."
Mitchell, İşçi Partisi Milletvekili Afzal Khan'ın iki sorusunu yanıtlarken aynı açıklamayı iki kez yaptı.
Hükümet yerleşimcilerle ilgili olarak da benzer yalanlamalarda bulundu. Parlamento Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı David Rutley'e geçtiğimiz Nisan ayında Kenny MacAskill tarafından "Batı Şeria'da İngiliz vatandaşlığına sahip İsrailli yerleşimcilerin sayısı hakkında ne kadar tahminde bulunduğu" soruldu.
Rutley "Dışişleri Bakanı böyle bir değerlendirme yapmamıştır." dedi. Declassified'a verilen bilgi edinme özgürlüğü yanıtı bu iddialarla çelişiyor gibi görünüyor.
Söz konusu yanıtta Dışişleri Bakanlığı şöyle demişti: "İsrail Dışişleri Bakanlığı'na göre Eylül 2023 itibariyle 80 olan İsrail'deki İngiliz vatandaşı yalnız askerlerin kaydını tutuyoruz ancak bu sayı IDF'de görev yapan İngiliz vatandaşlarının sayısı değil, görev yapmak üzere kendi başlarına göç eden İngiliz vatandaşlarının sayısıdır. Batı Şeria'daki yasadışı yerleşimlerde ikamet eden yaklaşık 20-30 İngiliz Vatandaşının kayıtlarına sahibiz."
İsrail'in "yalnız asker" tanımı, İsrail'de yaşayan ebeveynleri olmayan ordudaki herkesi ifade ediyor, bunların yaklaşık yarısı denizaşırı ülkelerden gelen gönüllüler, diğerleri ise tekil bireyler oluyor. ''Yalnız asker'' kavramın, İsrail'in, yabancı uyrukluların İsrail'e kalıcı olarak göç etmeden İsrail ordusunda hizmet etmelerine olanak tanıyan Mahal programıyla yakından bağlantılı olduğu biliniyor.
Programın resmi web sitesinin arşivlenmiş bir versiyonuna göre, bu kişiler başlangıçta "turist" olarak sınıflandırılıyor ve oturma izni alıyorlar. Yaklaşık %50'si askerlik hizmetinden sonra İsrail'de kalmayı ve vatandaşlık almayı tercih ediyor.
Mahal programı, Londra'da bir ofisi bulunan Garin Tzabar gibi çeşitli ajanslar tarafından destekleniyor.
İsrail ordusuna katılan göçmenlerin, kısmen İsrail devlet dairelerinin hibeleri sayesinde, yerli meslektaşlarının neredeyse iki katı kadar kazanabileceklerinin reklamını yapıyor. İsrail'deki bir hayır kurumu olan Lone Soldiers Center gönüllülere daha fazla destek sağlıyor. Merkezin Kudüs'teki ofisi Kasım ayında Boris Johnson tarafından ziyaret edilmiş ve Johnson merkezin çalışmalarını övmüştü.
Johnson'ın görüştüğü kişiler arasında, BM'nin İsrail'in kasıtlı olarak sivilleri hedef aldığını tespit ettiği Gazze'ye yönelik Dökme Kurşun Operasyonu'ndan kısa bir süre sonra, 2009 yılında İsral ordusunda görev yapmak üzere İsrail'e göç eden paraşütçü Sam Sank da vardı.
Sank, Gazze'deki mevcut çatışmada savaşıyor ve Times'a binlerce olmasa da yüzlerce İngiliz arkadaşının şu anda İsrail ordusunda görev yaptığını itiraf etti. Sank'ın itirafı, Dışişleri Bakanlığı'nın İsrail'deki 80 İngiliz askerinin İsrail ordusundaki toplam İngiliz vatandaşı sayısı değil, sadece ülkedeki ebeveynleri olmayanlar olduğu görüşünü yansıtıyor bu da daha fazla İngiliz vatandaşının orduda görev yaptığı sonucuna götürüyor.
İngiltere'nin, Birleşik Krallık vatandaşlarının yabancı güçler için savaşmasını engelleyecek etkili bir paralı askerlik karşıtı mevzuatı bulunmuyor. Konuyla ilgili en önemli yasa olan 1870 tarihli Yabancı Askerlik Yasası 1976 yılında parlamentoda gözden geçirildiğinde, bu yasa kapsamında hiç kimsenin mahkum edilmediği ortaya çıktı.
Eski bir Muhafazakâr kabine bakanı olan Barones Sayeeda Warsi daha önce şunları söylemişti: "Kimseyi cezalandırmamızın ve böyle bir yasasızlığın var olmasına izin vermemizin tek nedeni İsrail ordusudur.''
İsrail ordusu, Filistinli bazı silahlı grupların aksine Terör Yasası kapsamında yasaklanmış bir örgüt değil ancak Met Police savaş suçları birimi Cenevre sözleşmelerini ihlal ettiğinden şüphelenilen kişileri soruşturmaya devam edebilir.
İsrail'in 1967 yılında fethettiği ve askeri olarak işgal etmeye devam ettiği Filistin toprağı olan Batı Şeria'daki yasadışı yerleşimlerde yaklaşık 700,000 kişi yaşıyor. Birleşik Krallık hükümeti bu yerleşimleri her zaman uluslararası hukukun ihlali olarak gördü ancak bunları durdurmak için çok az şey yaptı.
Dışişleri Bakanlığı'ndan, bilgi edinme başvurusunda adı geçen 100 İngiliz vatandaşı hakkında, eğer varsa, ne gibi bir işlem yapılacağı konusunda yorum yapması istendi. ancak son olarak Dışişleri Bakanlığı bir yorum yapmadı.