Almanya hükümetinin İsrail'e olan güçlü desteğini geri çekmeye başladığı iddia edildi.
YDH- İsrail merkezli Yediot Aharanot gazetesine göre, Almanya, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na (UNRWA) yeniden fon sağlamayı düşünüyor.
Pek çok ülke gibi Almanya da kendisine yöneltilen iddialar nedeniyle UNRWA'ya verdiği mali desteği askıya almıştı. Ancak Almanya geçtiğimiz günlerde, yalnızca Gazze ile ilgisi olmayan çabalar için olmak üzere kuruma finansman sağlamaya devam edeceğini duyurdu.
Almanya'nın Mayıs ayına kadar UNRWA'nın Gazze'deki operasyonlarına mali yardım sağlaması bekleniyor.
Bu arada Fransa, 2024 yılına kadar UNRWA'ya 30 milyon Euro'nun üzerinde kaynak tahsis etme taahhüdünü beyan etti.
Nazi geçmişli Almanya'nın tarihini tekrar etmesine yönelik eleştirilerin bir sonucu olarak UNRWA bağışı, İsrail'in en büyük ikinci silah sağlayıcısı konumunda olması ve Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'un, 7 Ekim olayından sonra dayanışma göstermek için İsrail'i ziyaret eden ilk liderlerden biri olması gibi detaylar ile beraber düşünüldüğünde çelişkili görünüyor.
Şansölye, bu ayki son ziyaretinde Refah'ta planlanan operasyonla ilgili kaygılarını dile getirmişti.
Olaf Scholz, Bünyamin Netanyahu'nun yanında dururken, "Filistinliler açlık riski altındayken durup seyredemeyiz." dedi.
Scholz, İsrail'in Hamas'ı ortadan kaldırma amacına sıkı bir şekilde destek vermesine rağmen, çatışmalarda şu ana kadar 32 binden fazla Filistinlinin öldürülmesinin ağır insani maliyetinin etik sonuçlarını sorguladı.
Yine de, Almanya, uluslararası alanda İsrail'e verdiği desteğin bir parçası olarak Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) huzuruna çıktı ve Güney Afrika'nın, İsrail'in Gazze'de “soykırım” yaptığı yönündeki suçlamalarını da reddetti ayrıca Scholz, Şubat ayında Münih'te düzenlenen bir konferansta İsrail'in uluslararası hukuku ihlal ettiği iddialarıyla ilgili sorulara da yanıt vermeyi reddetti.
Ancak bu hafta Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, İsrail'e bir heyet göndereceğini açıklayarak, Almanya'nın Cenevre Sözleşmesini imzalayan taraflardan biri olduğunu ve bu nedenle "tüm taraflara uluslararası insancıl hukuka uyma görevlerini hatırlatmak zorunda olduğunu" açıkladı.
Baerbock, bu hafta İsrail'e altıncı ziyaretini gerçekleştirdi; bu, savaşın başlangıcından bu yana bölgedeki İsrail desteğinin devam ettiğinin işaretiydi. Yine de, Gazze'deki vahim durumu şiddetle kınadı ve bunu bir "kabus" olarak nitelendirdi.
Baerbock, önemli sayıda Filistinlinin sığındığı Refah'taki büyük çaplı bir operasyona kesin bir şekilde karşı çıktı. Sivil nüfusun öylece ortadan kaybolamayacağını vurguladı ve İsrail'in herhangi bir askeri harekat başlatmadan önce sivilleri tahliye etme becerisine dair şüphelerini dile getirdi.
Almanya'dan gelen artan baskıya yanıt olarak Dışişleri Bakanı Israilli Katz, Perşembe günü İsrail'in güvenlik kabinesi toplantısında endişeleri dile getirdi. Baerbock'un Gazze'deki duruma yönelik eleştirisini vurguladı ve Almanya'da savaşa ilişkin kamuoyunun değişen duyarlılığını kabul etti.
Katz ayrıca Baerbock'un İsrail'e verdiği destek nedeniyle savaş suçları ortaklığından olası soruşturmalara ilişkin kaygılarını da itiraf etti.
Almanya'da yapılan son anketler, bölge sakinlerinin neredeyse %70'inin İsrail'in Gazze'deki eylemlerinin haklı gösterilemeyeceğine inandığını gösteriyor. Bu, birkaç hafta önce yapılan ve rakamın %50 olduğu anketlerle tezat oluşturuyor.
İsrail meselesi Scholz'un seçmenleriyle yaptığı toplantılarda da gündeme geliyor
Bu hafta Berlin'de Şansölye'nin seçmenlerle yaptığı toplantıda bir kadın Scholz için "Almanya'nın dış politikasını çelişkili ve hatta ikiyüzlü buluyorum" dedi.
Almanya'nın bir yandan İsrail'e Refah'ta eylemden kaçınma çağrısı yaparken diğer yandan ona silah sağlamaya nasıl devam edebildiğini merak eden seçmen "Bu insanları korumak için gerçekten bir şeyler yapmalıyız." dedi.
Ayırca habere göre, hükümetteki bazı Alman yetkililer, Almanya'nın İsrail'e verdiği desteğin büyüklüüğnü de sorguluyor.
Berlin'deki Küresel Kamu Politikası Enstitüsü müdürü Thorsten Benner, Times'a şöyle dedi: "Almanya için değişen şey, İsrail'e verilen bu koşulsuz desteğin artık savunulamaz olmasıdır."
Benner, Almancada ''Devlet Aklı'' anlamına gelen 'Staatsräson' kavramına işaret etti ve "Bu Staatsräson kavramına sadık kalarak, Almanya'nın aslında Netanyahu'ya tam yetki sunduğu yönünde yanlış bir izlenim yarattılar" dedi.
