Gazap dolu bir yaz

img
Gazap dolu bir yaz YDH

Yemen'in kaynakları yağmalanıyor: Yakıt ve petrol akışı engellenerek kıtlığa ve fiyat artışlarına neden oluyor.




YDH- The Cradle'da Körfez siyasetine yoğunlaşan gazeteci Mevedda İskender'in ''A summer of fury: Yemen’s electricity crisis'' başlığıyla yayınlanan makalesi, Yemen'in Ensarullah çizgisindeki silahlı kuvvetlerinin ülkenin petrolünün yağmalanmasını önlemek için caydırıcı bir strateji uyguladığı, Sana hükümetinin ise yakıt tedarik ederek ve elektrik santrallerini onararak elektrik krizini hafifletmek için adımlar attığını işliyor. 

 

***

Uluslararası tanınırlığa sahip Yemen hükümetinin geçici başkenti Aden şu anda çok sayıda sorunla karşı karşıya. Ekonomik istikrarsızlık, enflasyon, şiddetli çatışmalar, adam kaçırmalar ve hedef alıp adam öldürmeler kentin onca sorununa sorun ekliyor. Bu sorunlar, devam eden meşruiyet mücadelesi ile daha da kötüleşmekte ve güney vilayetinde her yıl yaşanan elektrik krizini daha da derinleştirmektedir. Durum özellikle kavurucu yaz aylarında daha da vahim bir hal alıyor.

Yemen'in Aden kenti, art arda 22 saate varan elektrik kesintileri ve 40 santigrat derecenin üzerine çıkan sıcaklıklar nedeniyle şu anda kötü bir durumla karşı karşıya. Bu durum kentin karanlığa gömülmesine ve halk arasında yaygın bir huzursuzluğa yol açtı. Dayanılmaz sıcaklar şehri uçurumun kenarına getirirken, işgal güçlerinin devam eden savaşla daha da kötüleşen temel hizmet sorununu çözmedeki başarısızlığını gözler önüne serdi ve sıradan Yemenlil vatandaşın yaşamında büyük aksamalara neden oldu. 

BAE destekli Güney Geçiş Konseyi'nin (STC) kalabalığı güç kullanarak ve silahla bastırma çabalarına rağmen protestolar Hadramevt, Lahiç ve Abyan vilayetlerine de yayıldı. Protestocular hayal kırıklıklarını ifade etmek için yolları kapatmaya ve lastikleri ateşe vermeye başladılar. Göstericiler bir tür “toplu cezalandırma” olarak algıladıkları bu durumdan yabancı koalisyon güçlerini sorumlu tutuyor.

Halkın koalisyon yanlısı hükümetin icraatlarına karşı duyduğu öfke ve kızgınlık iyice arttı. Maaşik Sarayı'nı kuşatan göstericiler, “güneylilerin” çektiği acılarla dayanışma amacıyla binaya giden su ve elektriğin kesilmesini talep etti. Halk şikayetlerini dile getirmeye ve karşı karşıya kaldıkları vahim koşulların düzeltilmesi için derhal harekete geçilmesini talep etmeye devam ederken durum gerginliğini koruyor.

Krizin nedenleri

Aden'deki elektrik krizi, başta yolsuzluk, kötü yönetim ve bozulan sektördeki bakım eksikliği olmak üzere çeşitli faktörlerden kaynaklanmaktadır. Bugün elektrik talebi, enerji santrallerinin üretim kapasitesini çok aşmış durumda. 

Aden'de bu talep yıllık 700 megawatt'a ulaşırken, mevcut santraller sadece 500 megawatt üretebiliyor. Enerji tesislerinin çoğu hala aşırı pahalı dizel yakıtla çalışıyor ve bu da hükümetin mali sübvansiyonlarının yüzde 60'ını tüketiyor. 

Elektrik projelerinin yönetimi kusurlu olduğu biliniyor ayriyeten de çökmekte olan sektörün bakımı yıllardır ihmal ediliyor. Bu sektörde yolsuzluğun yaygın olması, sektörü nüfuzlu kişiler için karlı bir meta haline getirmekte ve her yıl milyonlarca dolar kazandırmaktadır. 

Ayrıca sektörde modern teknoloji kullanan enerji santrallerinin inşası gibi yatırım ve kalkınma projeleri de engelleniyor.

The Cradle'a konuşan Yemenli gazeteci Muhammet el-Kadi, kötü yönetim, yolsuzluk, enerji santralleri ve iletim hatlarının bakımsızlığı ve enerji üretimi için tahsis edilen petrol türevlerinin zimmete geçirilmesinin krizin ana nedenleri olduğunu vurguluyor. 

Ancak Kadi'ye göre krizin temelinde Suudi Arabistan ve BAE'nin siyasi yatırım amacıyla bu hizmet meselesini çözümsüz bırakma isteği yatıyor. Kadi, krizin Aden'deki vekilleri tarafından temsil edilen iki ülke arasında bir pazarlık kozu haline geldiğine inanıyor. 

STC, Suudi Arabistan'ın atadığı hükümeti Aden'de hizmet sağlayamıyormuş gibi göstermeye çalışırken, Suudi Arabistan da çabalarını engellediği için STC'yi suçluyor.

Petrol zenginliğine rağmen Yemen, özellikle petrol ve doğal kaynakların bol olduğu güney bölgelerinde gereksiz yere elektrik krizi yaşıyor. İronik bir şekilde, bu kriz Suudi-Emirlik koalisyonunun kontrolü altındaki güney vilayetlerinde, Ensarullah destekli Sana hükümeti tarafından yönetilen kuzey vilayetlerinden çok daha belirgin. Akla şu soru geliyor: Batı Asya'nın en zengin iki ülkesi tarafından kontrol edilen petrol zengini bölgeler nasıl olur da temel elektrik hizmetleri olmaksızın sıcakta kavrulabilir? 

Üretilen bir kriz

Sözün özü, Suudi-Emirlikler'in kendi kontrolleri altındaki vilayetlerdeki hizmetleri sabote ederek bu bölgelerde ilerleme kaydedilmesini engellemeyi amaçlayan siyasi bir kararla düzenlenmiş “üretilmiş bir kriz ”dir. 

Mantığa aykırı olan bu kasıtlı karar, ülkenin güneyindeki siyasi hakimiyetlerini sürdürmeyi ve çıkarlarını korumayı amaçlıyor. Yemenli gazeteci Ahmed el-Hasni, The Cradle'a Aden'deki elektrik sorununun bir hizmet meselesi olmaktan çıkıp koalisyonun halkı baskı altına almak ve boyun eğdirmek için kullandığı siyasi bir araca dönüştüğünü söylüyor. 

Elektrik krizi, Yemen halkını koalisyona karşı ayaklandıran güvenlik istikrarsızlığı, devalüasyon, maaş kesintileri gibi daha geniş bir sorunlar kümesinin sadece bir bileşeni.

Krizler iç içe geçmiş durumda: para biriminin çökmesi ve Merkez Bankası krizi, Yemen'i yüz milyonlarca dolarlık önemli bir bütçe gerektiren elektrik santrallerini çalıştırmak için gereken dizel yakıt fonundan mahrum bıraktı. 

Elektrik krizi sadece üretim kapasitesindeki düşüşün ötesine geçerek yakıt kıtlığı ve mali kısıtlamalarla bağlantılı hale geldi ve elektrik dosyasını büyük mali kaynakları tüketen bir bataklığa dönüştürdü.

Engellemenin bir başka kanıtı da hayali projelerin pazarlanması yoluyla Aden'i ikinci bir Dubai'ye dönüştürmeye yönelik sahte vaatlerdir. Hasni, elektrik reformunun kırmızı çizgi olduğunu gösteren kanıtlar sunuyor. Buna STC'nin yıllar önce Cidde limanında Aden'e giden elektrik jeneratörlerini durdurduğu iddiasıyla Suudi Arabistan'a yönelttiği suçlama da dahil.

İnanılmaz bir şekilde Suudi Arabistan'ın Yemen'i Yeniden Yapılandırma Programı, Aden Uluslararası Havalimanı'nın rehabilitasyonu için tahsis ettiği jeneratörlere, havalimanının elektrik sistemiyle uyumlu olmadıkları bahanesiyle el koymuştu. 

Benzer şekilde Birleşik Arap Emirlikleri de sektöre hizmet vermek üzere işlevsiz, harap ve eski jeneratörler getirdi. Dahası, Abu Dabi 120 megawatt kapasiteli bir güneş enerjisi santrali sözü verdiğinde bu taahhüdünü yerine getirmedi.

Kasıtlı yıkım

Aden'deki elektrik krizinin iki temel sorunu var: Mart 2015'te Yemen'de savaşın başlamasından bu yana sektörün kasıtlı olarak tahrip edilmesi ve ülkenin petrol kaynaklarının Suudi-Emirlikler koalisyonu tarafından sistematik olarak yağmalanması.

2015 yılından bu yana Yemen'in güneyindeki Aden, Lahic, Shabwa ve Abyan'da 13'ten fazla elektrik santrali hasar gördü. Petrol rafinerilerinin kasıtlı olarak hedef alınması krizi daha da kötüleştirdi ve elektrik üretimi için özel şirketlerle (STC ile uyumlu) sözleşme yapılmasını gerektirdi. Bu durum özel elektrik üretimine bağımlılığa yol açarak zaten kırılgan olan altyapıyı daha da zorladı. Öte yandan Suudi-Emirlik koalisyonunun güneydeki petrol kaynaklarını sistematik olarak yağmalaması, hükümeti elektrik santrallerini işletmek için yakıt ithal etmek zorunda bıraktı ve bu da mali kısıtlamalarla çarpıştı. Sana yetkililerinin tahminlerine göre, altı yıllık saldırılar sırasında petrol ve maden sektöründeki kayıp 45 milyar doları aştı. Dahası, koalisyon yakıt ve petrol türevlerinin akışını engelleyerek enerji arzında ciddi bir sıkıntıya, yakıt ve elektrik fiyatlarında artışa yol açtı ve organize kaçakçılık operasyonlarıyla Yemen petrolünü yağmalayarak savaşın başlamasından bu yana 9 milyar dolardan fazla para çaldı.

Riyad, Yemen'in güney ve doğu vilayetlerindeki petrol sahalarının kontrolünü ele geçirdikten sonra Yemen petrolünü yağmalamak için çeşitli adımlar attı: Suudiler Marip, Şebve ve el-Cewf'teki Kara Üçgen sektörleri için anlaşmalar imzaladı, Hodeyah ve el-Cewf'taki arama faaliyetlerini durdurdu ve paralı askerleri için kalıntıları güvence altına almak amacıyla petrol ve gaz ihracatını minimum miktarlarla sınırlandırdı. 

Yemen'in kaynaklarının yağmalanması 

Rakamlarla Günde 120 bin varil petrol yağmalanıyor, bu da yılda 12 milyon 500 bin varile denk geliyor. Sadece iki günlük petrol üretiminden elde edilen gelir, devlet çalışanlarının bir aylık maaşlarını karşılayabilecekken, bu fonlar Suudi Ulusal Bankası'na aktarılıyor.  Koalisyon petrol ve gaz limanlarını kontrol ederek Başkanlık Liderlik Konseyi hükümetinin kaynakları ihraç etmesini ve gelirlerinden faydalanmasını engelliyor. STC tarafından finanse edilen aşiret grupları ve silahlı milisler Aden'deki elektrik santrallerine giden yakıt ikmal kamyonlarını Şebve ve Marip vilayetlerinde tutuyor. 

Sonuç olarak, güney bölgeleri Marip, Hadramut ve Şebve'deki sahalardan ham petrol çıkarmaktan ve Marip'deki Aden ve Safir'de rafine etmekten mahrum bırakılıyor. Bu sayede elektrik santralleri için gerekli dizel ve fuel oil üretilebilecek, yüksek maliyetli ve düşük kaliteli ithalat ihtiyacı ortadan kalkacaktı.

Siyasi analist Talib al-Hasni durumu The Cradle'a şöyle anlatıyor: 

''Elektrik krizinin ana nedeni 1990'lardan bu yana Amerika ve Körfez ülkelerinin, özellikle de Suudi Arabistan'ın Yemen'de daha fazla petrol kuyusu açılmasını engelleme kararıdır. Yemen, günlük iki milyon varil üretim kapasitesine rağmen günde yaklaşık 400 bin varil ihraç ediyor. Bu yasak, önceki rejimle işbirliği içinde, Yemen'deki altyapı ve hizmet sisteminin bozulmasına yol açtı. İkinci neden ise Emirlik-Suudi güç mücadelesiyle bağlantılı. Abu Dabi'nin direktifleri altındaki Güney Geçiş Konseyi, sorumluluğu Suudi destekli hükümete devretmek için Aden'i hizmetlerden yoksun tutmaya çalışıyor.''

Hasni, muhalif Sana hükümetinin kıyıdaki Hudeyde elektrik santralini güçlendirerek krizin üstesinden geldiğini belirtiyor. İki şehir arasındaki büyüklük ve nüfus yoğunluğu farkına rağmen Sana, Yemen nüfusunun yüzde 80'inden fazlasının elektrik sorununu çözdü.

Caydırıcılığın tesis edilmesi 

Ekim 2022'de Yemen'in Ensarullah müttefiki silahlı güçleri ülkenin zenginliklerinin yağmalanmasını durdurmak için yeni bir caydırıcılık denklemi uyguladı. Koalisyonun ve müttefik grupların kontrolündeki limanlara yaklaşan petrol tankerlerini hedef almakla tehdit ederek yabancı petrol ve nakliye şirketlerini, savaştan önce Yemen'in kamu kaynaklarının yüzde 80'ini finanse eden petrolü yağmalamaya devam etmenin tehlikeleri konusunda uyardılar.

 

Sana'daki faal hükümetin proaktif önlemleri ve stratejik caydırıcılığı, krizin ele alınması ve etkilenen bölgelerde istikrarın yeniden sağlanması için çok önemlidir.

 

Dahası, Sana hükümeti krizi hafifletmek için adımlar atarak rakip şehir Aden'deki elektrik santrallerine Shabwa ve Marip vilayetlerindeki petrol sektörlerinden yakıt sağlanmasına izin verdi. Ayrıca Aden'e düzinelerce ithal petrol gazı tankı sağlayarak güneydeki muhaliflerine yakıt sağlamaya hazır olduğunu ifade etti.

Hasni, Sana'nın Aden'deki elektrik santralinin onarım ve rehabilitasyonuna yardım edebileceğini ve Hudeyde elektrik santralinde yapılana benzer şekilde petrol ürünleri sağlayabileceğini öne sürüyor. Marip'e de dizel yakıt sağlaması ve elektrik faturalarını düzenlemek üzere özel sektörü harekete geçirmesi için baskı yapılıyor. Yemen'in elektrik krizini hafifletme çabaları caydırıcılık, yakıt tedarik girişimleri ve altyapı rehabilitasyonunun bir kombinasyonunu içeriyor. Sana'daki faal hükümetin proaktif önlemleri ve stratejik caydırıcılığı, krizin ele alınması ve etkilenen bölgelerde istikrarın yeniden sağlanması için çok önemlidir. Ancak bu sorunun çözümü, Yemen'in enerji sektörü için uzun vadeli çözümler sağlamak üzere sürekli siyasi irade ve koordineli eylemler gerektirecektir.

***

Çeviri: YDH