Mossad'ın UCM'ye karşı gizli savaşı ifşa oldu

img
Mossad'ın UCM'ye karşı gizli savaşı ifşa oldu YDH

Siyonist rejimin son on yıldır Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne karşı yürüttüğü gizli savaş ifşa oldu.




YDH - İngiliz Guardian gazetesi, İsrail'in son on yıldır Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) yetkililerine karşı yürüttüğü sindirme kampanyasına ilişkin yazı dizisinin yeni bölümünü yayımladı.

Gazete, İsrail istihbaratının sadece eski savcı Fatou Bensouda'yı taciz ve tehdit etmekle kalmadığını, aynı zamanda onu, halefi Kerim Han'ı ve İsrail'e karşı yürütülen davalarla bağlantılı diğer isimleri de gizlice dinlediğini belirtti.

Habere göre  Başbakan Benyamin Netanyahu, çeşitli istihbarat kurumlarına UCM yetkililerine karşı bir casusluk operasyonu başlatmaları talimatını verdi. 

Haberde eski Mossad şefi Yossi Cohen'in Bensouda ile sık sık temasa geçtiği ve farklı yerlere beklenmedik şekilde uğradığı vurgulandı.

Habere göre Cohen'in iletişimi başlangıçta dostane olsa da, İsrail'i soruşturmaktan vazgeçirmek için eski UCM savcısı Fatou Bensouda'yı tehdit etti.

Guardian, ayrıca İsrail'in Bensouda ve eşine karşı bir 'karalama kampanyası' başlattığını yazdı.

Haberde, eski ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin UCM'ye ve Bensouda'ya hem İsrail'e karşı yürüttüğü soruşturma hem de Afganistan'da Amerikan ve Afgan askeri güçleri tarafından işlenen savaş suçlarına ilişkin başlattığı soruşturma nedeniyle baskı yaptığına dikkat çekildi.

Bu olayın doruk noktası, ABD'nin Bensouda ve üst düzey yetkililerinden birine yaptırım uygulamasıyla yaşandı.

UCM'den bir kaynak, gazeteye yaptığı açıklamada Bensouda'nın Gambiya vatandaşı olması nedeniyle Batı vatandaşlığı olmadan kendisini 'savunmasız ve tecrit edilmiş' hissettiğini söyledi.

Bensouda, görev süresinin bitimine aylar kala, tehdit altında olmasına rağmen İsrail'e yönelik soruşturmanın başlatıldığını duyurmuştu.

Gazeteye göre Bensouda, 16 Ocak 2015 tarihinde mahkemenin hukuk dilinde 'Filistin'deki durum' olarak adlandırılan konuyla ilgili bir ön inceleme başlattı.

Bir sonraki ay, özel adresini ele geçirmeyi başaran iki şahıs Bensouda'nın Lahey'deki evine geldi.

Şahıslar Bensouda'ya teşekkür etmek isteyen kimliği belirsiz bir Alman kadın adına bir mektubu elden teslim ettiler. Zarfın içinde yüzlerce dolar nakit para ve İsrail'e ait bir telefon numarası içeren bir not vardı.

Bununla birlikte Han, 2021'de görevi devraldığında Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Bangladeş, Afganistan ve Filipinler ile meşgul oldu.

Rusya'nın Ukrayna'ya dönük askeri müdahalesinden günler sonra Han, Moskova'ya karşı soruşturma başlattı. Ancak Han'ın ekibi daha sonra Filistin soruşturmasını ilerletmek için özel bir ekip kurduğunu da açıkladı.

İsrailli bir kaynağa göre Mossad, yarısı Filistinli yarısı da BM yetkilileri ve UCM personeli dahil olmak üzere diğer ülkelerden yaklaşık 60 kişiyi gizlice gözetliyordu.

Habere göre UCM yetkilileri ayrıca, mahkemenin soruşturmasına sık sık bilgi sunan ve genelde savcının dikkate almasını istedikleri olayları detaylandıran uzun belgeler sunan önde gelen Filistinli STK el-Hak'a yönelik belirli tehditlerden de haberdar oldu.

Soruşturmaya tepki gösteren Başbakan Netanyahu, dünya liderlerine 'UCM'ye karşı kararlı bir şekilde durmaları' ve 'bu tehlikeli hamleyi durdurmak için ellerindeki tüm imkânları kullanmaları' çağrısında bulundu.

Netanyahu, "İsrail'in liderlerini ve askerlerini savaş suçlusu olarak damgalamak antisemitizm ateşine benzin dökecektir," dedi.

Bu arada, bir grup üst düzey ABD'li Cumhuriyetçi senatör de Han'a tehditkâr bir mektup göndererek "İsrail'i hedef alırsan biz de seni hedef alırız," ifadesini kullandı.

Baskılara rağmen Han, soruşturmayı sürdürmeyi tercih etti ve geçtiğimiz hafta Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant ile birlikte üç Hamas lideri hakkında savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlemekten yakalama kararı çıkarılmasını talep ettiğini açıkladı.

Netanyahu ve Gallant imha, aç bırakma, insani yardım malzemelerinin engellenmesi ve sivillerin kasıtlı olarak hedef alınmasıyla suçlanıyor.

Han, açıklamasında "Bir savaş yöntemi olarak aç bırakmanın ve insani yardımın engellenmesinin Roma statüsü suçlarını oluşturduğunun özellikle altını çizdim. Daha açık konuşamazdım," diye konuştu.

Aynı zamanda Han, "Kamuoyuna yaptığım açıklamalarda da defalarca altını çizdiğim üzere, yasalara uymayanlar daha sonra ekibim harekete geçtiğinde şikayet etmemeli. O gün geldi çattı," değerlendirmesini yaptı.