AP: ABD Donanması, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana en yoğun çatışmayı yaşıyor

img
AP: ABD Donanması, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana en yoğun çatışmayı yaşıyor YDH

ABD’li komutanlar, Ensarullah’a karşı yürütülen savaşın, ABD Donanması'nın İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana gördüğü en uzun süreli savaş olduğunu söylüyorlar.




YDH- Associated Press’in (AP) Amerikalı askeri komutanlar ve uzmanlara dayandırdığı haberine göre, Kızıldeniz'deki İsrail çıkarlarını korumak için ABD öncülüğünde yürütülen harekât, donanmanın İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana karşılaştığı "en yoğun" deniz savaşına dönüştü.

Haberde, ABD Donanması'nın Yemen Silahlı Kuvvetleri'nin yedi ayı aşkın süredir aralıksız sürdürdüğü deniz operasyonları karşısında yorgun düştüğü ve komutanların, durumun kendileri için tehlikeli olduğu uyarısında bulunduğu belirtildi.

Kızıldeniz'deki USS Laboon savaş gemisinde AP'ye konuşan Yarbay Eric Blomberg, "İnsanların, yaptığımız şeyin ne kadar ölümcül derecede ciddi olduğunu ve gemilerin ne kadar tehdit altında olmaya devam ettiğini gerçekten anladıklarını sanmıyorum" dedi.

Kendileri açısından durumun ne kadar kritik olduğunu anlatmaya çalışan Eric Blomberg şöyle devam etti: "Sadece bir kez yanlış yapmamız ve Husilerin de (Yemen'deki Ensarullah hareketi) sadece bir kez bunu değerlendirmeleri yeterli."

Güdümlü füze destroyerlerini denetleyen Komodor Yüzbaşı David Wroe, "Bu her gün, her nöbette tekrarlanıyor. Bazı gemilerimiz yedi aydan fazla bir süredir burada bunu yaşıyor" dedi.

Yemen, ABD-İsrail'in Gazze'de yürüttüğü soykırımın durdurulmasına yardımcı olmak amacıyla Ekim ayında Kızıldeniz'de deniz operasyonlarına başladı.

Yemenliler neredeyse her gün Kızıldeniz, Aden Körfezi ve bu su yollarını birbirine bağlayan ve Afrika'yı Arap Yarımadası'ndan ayıran dar Bab el-Mendeb Boğazı'nda füze, insansız hava aracı ya da başka bir tür saldırı düzenliyor.

Yemen, operasyonlarının İsrail bağlantılı gemilerin Yemen çevresindeki sulardan geçişini engellemeyi amaçladığını ve İsrail'in Gazze'ye karşı yürüttüğü ve bugüne kadar 15 binden fazlası çocuk olmak üzere otuz beş binden fazla insanın ölümüne neden olan acımasız bombardımanların bedelini ödetmeyi hedeflediğini söylüyor.

İngiltere ve ABD'nin İsrail'i savunmak amacıyla Yemen'e düzenlediği saldırılara karşılık olarak Yemen de ocak ayında Amerikan ve İngiliz gemi ve savaş gemilerini hedef aldı.

AP'nin haberine göre, 9 Ocak'ta yaşanan bir çatışmada Laboon, diğer gemiler ve USS Dwight D. Eisenhower uçak gemisinden kalkan F/A-18'ler Yemenliler tarafından fırlatılan 18 insansız hava aracı, iki gemisavar seyir füzesi ve bir balistik füzeyi düşürdü.

Haberde, ABD Donanması'nın 1980'lerde Basra Körfezi'nde yaşanan "Tanker Savaşları" sırasında çatışma dönemleri yaşadığı, ancak bunların büyük ölçüde gemilerin mayınlara çarpması şeklinde gerçekleştiği kaydedildi. Yemen saldırıları ise gemilere ve savaş gemilerine doğrudan saldırıları içeriyor.

Eski bir donanma denizaltıcısı olan ve Hudson Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı olarak görev yapan Bryan Clark AP'ye verdiği demeçte "bu, ABD Donanması'nın İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana gördüğü en uzun süreli savaş" dedi.

Clark, "Husilerin ABD'nin her seferinde durduramayacağı türden saldırılar düzenleyebilmesinin eşiğindeyiz ve o zaman ciddi bir zarar görmeye başlayacağız. ... Eğer bu işin büyümesine izin verirseniz Husiler çok daha yetenekli, yetkin ve deneyimli bir güç haline gelecektir" diye ekledi.

Denizdeki ve havadaki tehlikeler

AP, Eisenhower büyük ölçüde uzakta duruyor gibi görünse de Laboon gibi muhripler yedi günün altısını Yemen yakınlarında ya da açıklarında geçirdiğini kaydetti. Bu durum donanma dilinde "silah angajman bölgesi" olarak tanımlanıyor.

ABD Donanması’nın Eisenhower ve destek gemilerinden oluşan Carrier Strike Group Two'nun komutanı Tuğamiral Marc Miguez, harekât sırasında “Husiler tarafından fırlatılan ve su altında bomba taşıyan bir insansız hava aracının da imha edildiğini” söyledi.

Miguez, "Şu anda İran'ın sadece mali destek sağlamakla kalmayıp istihbarat desteği de sağladığına dair oldukça yüksek bir güvenimiz var" dedi ve "Husilerin deniz taşımacılığını ve ABD savaş gemilerini hedef almak için eğitim aldıklarını da biliyoruz." diye ekledi.

Deniz Kuvvetleri'nin, İran'ın Ensarullah için hedef seçtiğine inanıp inanmadığı sorulduğunda Miguez sadece, Tahran ile isyancılar arasında "işbirliği" olduğunu söylemekle yetindi. Miguez ayrıca BM yaptırımlarının silah transferini engellemesine rağmen İran'ın Ensarullah’ı silahlandırmaya devam ettiğini de belirtti.

Riskin sadece suda olmadığını söyleyen AP, “ABD öncülüğündeki harekat, ABD ordusunun radar istasyonları, fırlatma alanları, cephanelikler ve diğer yerler olarak tanımladığı yerler de dahil olmak üzere Yemen içindeki Husi mevzilerini hedef alan çok sayıda hava saldırısı gerçekleştirdi.” dedi.

ABD ve İngiltere'nin 30 Mayıs'ta gerçekleştirdiği saldırılarda en az 16 kişi hayatını kaybetmişti.

Hava grubunun tüm uçaklarını denetleyen Yüzbaşı Marvin Scott, Eisenhower'ın hava mürettebatının operasyondaki hedeflere 350'den fazla bomba attığını ve 50 füze ateşlediğini söyledi.

Bu arada, Ensarullah’ın karadan havaya füze sistemleriyle çok sayıda MQ-9 Reaper insansız hava aracını düşürdüğü belirtildi.

Scott şöyle devam etti: "Husilerin de karadan havaya kabiliyetleri var ve bu kabiliyetleri önemli ölçüde azalttık ama hâlâ mevcutlar ve hâlâ oradalar. Husiler tarafından vurulmaya her zaman hazırız."

Çıkmaza girmiş bir savaş

AP, ABD’li subayların, mürettebat arasında, donanmanın Ensarullah’a karşı neden daha sert saldırmadığını merak eden bazı homurdanmalar olduğunu kabul ettiğini bildirdi.

AP, Beyaz Saray’ın Ensarullah’a yönelik harekâtı “İsrail-Hamas savaşına ilişkin müzakerelerle aynı düzeyde ele almadığını” iddia etti.

AP’ye göre bunun birkaç muhtemel nedeni var. İlki, “ABD, özellikle Tahran'ın İsrail'e büyük bir insansız hava aracı ve füze saldırısı düzenlemesi ve uranyum zenginleştirmede silah seviyesine her zamankinden daha fazla yaklaşmasının ardından dolaylı olarak İran ile gerilimi düşürmeye çalışıyor.”

AP, Ensarullah’ın “aralarında sivillerin de bulunduğu 150.000'den fazla insanın ölümüne neden olan ve dünyanın en kötü insani felaketlerinden birine yol açan geniş çaplı bir savaşta Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonla çıkmaza girdiğini” iddia ederek bunu da ikinci neden olarak gösterdi.

AP’nin üçüncü nedeni ise oldukça ilginç. Ensarullah liderlerinin muhtemelen, “ABD'nin doğrudan kendileriyle savaşmasını istediklerini” iddia etti. AP, “ABD ile mücadele etmeleri ve Filistinlilerin yanında açıkça yer almaları Ortadoğu'da isyancılara övgüler yağdırılmasına neden oluyor” dedi.

AP, ABD ve Avrupalı ortakları su yollarında devriye gezerken, Ensarullah’la bir barış anlaşması arayışında olan Suudi Arabistan’ın “büyük ölçüde sessiz kaldığı” ileri sürdü. Bazı Ortadoğu ülkelerinin ABD'den Husilere kendi topraklarından saldırı düzenlememesini istediğine dair haberleri hatırlatan AP, bunun Eisenhower'ın varlığını daha da kritik hale getirdiğini belirtti.

Eisenhower'ın görev süresi uzatılırken, mürettebatının, 7 Ekim'deki Aksa Tufan’ından bir hafta sonra göreve başlamasından bu yana sadece bir limanı ziyaret ettiklerinin altını çizdi.

Yemen Ensarullah lideri Abdulmelik el-Husi Perşembe günü yaptığı açıklamada, misilleme deniz operasyonları kapsamında şu ana kadar İsrail, ABD ve İngiltere'ye ait 145 gemiye saldırdıklarını söylemişti.

Yemenli lider, uçak gemisi USS Dwight D. Eisenhower da dahil olmak üzere Kızıldeniz ve ötesindeki Amerikan savaş gemilerini hedef almaya devam edeceklerini vurgulamıştı.



Makaleler

Güncel