Hizbullah “kuzeyi” yaşanmaz kıldı

img
Hizbullah “kuzeyi” yaşanmaz kıldı YDH

Artık neredeyse ölü bir şehre dönüşen Kiryat Şimona’daki evler, otobüs durakları ve işyerleri, yaklaşık 10 aydır durmaksızın yağan füze, roket ve insansız hava aracı saldırılarına tanıklık ediyor.




YDH- Jewish News Syndicate'n (JNS) bildirdiğine göre, Kiryat Şimona’da sokaklar ıssız, alışveriş merkezleri, mağazalar ve işyerleri uzun süredir kapalı ve savaşın izleri her yerde.

JNS, geçmiş yıllarda yaşananlara kıyasla, 7 Ekim’deki Aksa Tufanı’ndan bu yana geçen yaklaşık 10 ayın “çok farklı” olduğunu söylüyor.

Kiryat Şimona’da görev yapan 54 yaşındaki polis memuru Nahum Cohen “Son yarım yüzyılda buradaki tüm savaşları yaşadım ama hiç böyle bir şeyle karşılaşmamıştık” diyor ve “Hiç bu kadar uzun süre evlerimizden uzak kalmamıştık.” diye ekliyor.

JNS, Hizbullah’ın Gazze halkına destek amaçlı İsrail'in kuzeyine füze, roket ve daha sonra insansız hava araçları “yağdırmaya” başlaması sonrası İsrail hükümetinin kasım ayında on binlerce İsraillinin bölgedeki şehir ve kasabalardan tahliye edilmesini emrettiğini belirtiyor.

JNS şöyle devam ediyor: “Dokuz aydan fazla bir süre ve 7 bin füze ve roket atıldıktan sonra bölgede hâlâ kimse yok, sokaklar harabe ve sakinlerinin çoğu, güvenlik güçleri yokluklarında kasabayı yönetirken İsrail'in başka yerlerindeki otel odalarında ve konaklama yerlerinde saklanmaya devam etti.”

Kiryat Şimona polis şefi Arik Berkovitch JNS'e yaptığı açıklamada, “Ateş altında bir şehir karakolunu yönetmek çok garip, ancak bunu neredeyse tüm sakinler yokken yapmak neredeyse hiç duyulmamış bir şey. Hiçbir şey sizi buna hazırlayamaz.” diyor.

Hizbullah'ın doğrudan gözetiminde

Haberde şu ifadeler yer alıyor: “Lübnan dağlarının altındaki Hula Vadisi'nin yamaçlarında yer alan ve aralarında ünlü Siyonist aktivist Joseph Trumpeldor'un da bulunduğu sekiz Yahudi'nin 1920'de Celile'deki Tel Hai savaşında ölmesi nedeniyle ‘sekizlerin şehri’ olarak bilinen 25 bin nüfuslu bu şehir, hemen yukarısında konuşlanmış olan Hizbullah'ın doğrudan görüş alanı içinde yer alıyor ve bu durum, çoğu yaşlı ya da güçsüz olan yaklaşık 3 bin sakine, roketler bu zor durumdaki şehre atıldığında siper alacak zaman bırakmıyor.”

Kiryat Şimona polis memuru Loae Fares çarşamba günü JNS'e verdiği bir röportajda “Çoğu durumda, iki ya da üç patlama sesiyle yaklaşan bir saldırıdan haberdar olursunuz. En iyi durumda sirenleri ve patlama sesini aynı anda duyarsınız.” diyor.

Fares “Her gün işe gelip dışarıda neredeyse hiç insan görmemek gerçekten çok üzücü…” diye devam ediyor.

“Hiç böyle bir şey görmemiştik”

JNS şöyle devam ediyor: “Bu sınır kentinin sokakları ekim ayından bu yana düşen yüzlerce merminin yol açtığı hasarla kaplı. Şehrin ana yolu olan Herzl Bulvarı üzerindeki kraterler polis ve kurtarma görevlilerinin rahatça araç kullanabilmesi için hızla onarılıyor ancak hasar her yerde. Artık neredeyse ölü bir şehre dönüşen bu şehirdeki evler, otobüs durakları ve işyerleri devam eden saldırılara tanıklık ediyor.”

Polis şefi hem füze ve roketlerin hem de insansız hava araçlarının nitelik ve niceliğinin “daha önce görülmemiş” olduğunu söylüyor. “Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştik” diyor.

Şehir polisinden bir bomba imha uzmanına göre, çeşitli tip ve boyutlarda ateşlenen roketler 150 kiloya kadar patlayıcı taşıyor.

Hayatı boyunca kentte yaşayan Ben-Hemo, güvenliğini merak eden tahliye edilen ailesinden gelen telefonları yanıtlarken “Böyle olacağını asla hayal edemezdik,” diyor.

JNS 7 Ekim saldırılarının gerçekleştiği yerleri görmeye gelenler için “savaş turizminin merkez üssü haline gelen güney İsrail'in” aksine, İsrail'in kuzey sınırında durumun “tamamen farklı” olduğunu vurguluyor.

Ben-Hemo, “Burada yapacak bir şeyi olmayanlar burada olmamalı” diyor.

Sokağın aşağısındaki bir başka ev bir hafta içinde iki kez vurulduğunu belirten JNS, Lübnan sınırındaki bir kasabaya bakan şehrin kenarındaki bir evin ve bir askeri üssün de roket ateşinden “nasibini aldığını” söylüyor.

Haberde, “yaraların sadece fiziksel olmadığına” da dikkat çekiliyor.

Ben-Hemo, 15 yaşındaki kızının savaş bitse bile eve gelmeye korktuğunu söylediğini, eşinin ise sınırda Hizbullah'a karşı askeri bir operasyon olmadan durumun uzun vadede barışçıl olmayacağı konusunda endişeli olduğunu belirtiyor.

47 yaşındaki Yaniv Azulay, geçmiş on yıllardaki çeşitli savaşları ve askeri operasyonları sayarken “Çocukluğumuzda bunları yaşadık” diyor. “Size ne söyleyebilirim? Zor günler geçiriyoruz. Dua ediyoruz.”

“Benim ve tüm polis memurlarının hayali, her şey normale döndüğünde çocukların şehre geri döndüğünü görmek,” diyor şehrin polis operasyonları memuru.