Hamas'ın Gazze lideri Yahya Sinvar'ın, şehit İsmail Heniye'nin yerine hareketin siyasi bürosunun başkanlığına geçmesi, çeşitli yönlerde pek ima ve mesaj içeren bir adımdı. Bu mesajların en önemlileri neler?
YDH - Hamas, liderlik kurumlarında yaptığı derin ve kapsamlı istişare ve müzakerelerin ardından, direnişin Gazze Şeridi'ndeki lideri Yahya Sinvar'ı şehit lider İsmail Heniye'nin yerine siyasi büro başkanı olarak seçtiğini duyurdu.
Şehit Heniye'ye dönük suikasta ilk cevap niteliği taşıyan bu karar, Filistin'deki ve yurt dışındaki direniş kitleleri nezdinde büyük olumlu yankılar uyandırdı ve hiç şüphe yok ki işgal varlığına ağır bir yük bindirerek suikasta cevap bekleyen mevcut kaygı durumunu iki katına çıkardı.
Peki bu adımın anlamı, arka planı ve potansiyel sonuçları neler?
Filistinli yazar ve siyasi analist İbrahim el-Medhun, el-Meyadin televizyonuna verdiği mülakatta Hamas'ın işgale, liderinin savaşın ve ateşin kalbinde olduğu yönünde açık bir mesaj gönderdiğini belirterek bunun, zayıfları dinlemeyen ve sadece güçlülere saygı duyan adaletsiz dünyaya Hamas'tan bir meydan okuma mesajı olduğunu vurguladı.
Sinvar'ın şehit Kasım Süleymani ile her gün temas halinde olduğunu söylediğine dikkat çeken el-Medhun, Sinvar'ın kapsamlı stratejik vizyonunu ve Direniş Ekseni ile ilişkilerini güçlendirme, düzenleme ve yeniden kurma konusundaki istekliliğini gösterdiğini, Aksa Tufanı operasyonunun destek cepheleri olmadan başarılı olamayacağına inandığını belirtti.
El-Medhun, 'askeri okullara gitmemiş bir general' ve 'Hamas'ın Tufan Günü'nü hazırlayan, donatan ve düzenleyen savunma bakanı' olduğu söylenebilecek Sinvar'ın aynı zamanda siyasi ve stratejik bir şahsiyet ve başkomutan olduğuna ve konuşmalarına geri dönüp nasıl seçileceğini çok iyi bildiği sözlerinin siyasi sonuçlarını anlayabileceğimize dikkat çekti.
'Netanyahu'nun uzlaşmazlığına bir yanıt'
Buradan, Hamas'ın Sinvar'ı bu özel anda seçmesinin ima ettiği mesajları anlayabiliriz. Bu öncelikle Netanyahu'nun uzlaşmazlığına bir yanıt; İsmail Heniye, müzakerelerde gösterdiği esnekliğe rağmen suikasta uğradı. Heniye yeni fikirler önermiş ve Filistinlilerin sabit ve meşru haklarına bağlı kalarak bir anlaşmaya varmaya çalışmıştı.
İsrail Yayın Otoritesinin aktardığına göre, Heniye suikastının yol açtığı zarar rağmen emir komuta zincirinin ve örgütsel kapasitenin hızla yeniden tesis edilmesi, 'Sinvar'ın hayatta olduğuna ve hareketin Gazze Şeridi'ndeki liderliğinin güçlü olduğuna, var olduğuna ve var olmaya devam edeceğine dair bir mesaj'.
Bu meselenin hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulması, hareketin adaptasyon kabiliyetinin, siyasi bürosuna bir başkan seçebildiğinin ve bazılarının yaydığı gibi iç anlaşmazlıkların olmadığının teyidi olarak görülüyor.
İsrail'in yenemediği Sinvar'ın seçilmesi aynı zamanda ailelerini hedef alarak ya da liderlerine suikast düzenleyerek hareketi baskı altına alma politikasının hareketi zayıflatmayacağı ve Tel Aviv'in savaş sırasında ulaşamadığı bir numarasının savaş alanında harekete liderlik ettiği mesajını veriyor.
'Ertesi gün Gazze'de Filistinlilerin olacağının ispatı'
El-Meyadin'e konuşan yazar ve siyasi analist Hüsam Talib ise şehitlerin yürüyüşünün genişleyerek devam etmesi gerektiğini ve Hamas'ın Heniye'nin yerine Sinvar'ı seçerek bunu yaptığını belirterek, Hamas liderinin Gazze'de olmasının, direnişin Gazze'de bir sonraki günün Filistin günü olduğunun ispatı olduğunu kaydetti.
Talib, direnişin hareketi hala içeriden, Gazze'nin kalbinden yönetebileceğini ve işgalcilerin teşvik ettiği gibi siyasi ve askeri düzeyde çöküşünün gerçek olmadığını dile getirdi.
Sinvar'ın hapishanelerdeki mahkumlar için tüm mahkumlar adına konuşmak üzere bir komite kuran ilk kişi olduğunu, saldırıdan sonra 2014 anlaşmasını kristalize eden kişi olduğunu ve Direniş Ekseni'ndeki tüm ülkelerle ilişkileri ve ağları yeniden kuran kişi olduğunu anımsatan Talib, bu istasyonları Sinvar'ın hareketi yönetebilecek, Gazze Şeridi'ni yönetebilecek ve hedeflere ulaşabilecek siyasi şuurunun yanı sıra sahadaki kurnazlığı ve kararlılığının ispatı olarak gösterdi.
Öte yandan Talib, Sinvar'ın seçilmesinin uzun vadeli ve acil mesajlar içerdiğine ve işgalcinin Sinvar'ın kim olduğunu bildiği için bunu iyi okuduğuna işaret etti.
Talib, Sinvar'ın mahkumlar için bir somun ekmek uğruna işgal rejime krize sokan kişi olduğunu, annesi tarafından ziyaret edilmesi engellenen bir çocuk için kıyameti koparan ve eli kolu bağlı oturmayan kişi olduğunu ve mahkumlara babalarıymış gibi davranan kişi olduğunu, bugün harekete liderlik etmesinin 'zafer işaretlerinden biri' olduğunu da sözlerine ekledi.
'7 Ekim alternatifine sadık kalın'
Batı medyası da Sinvar'ın seçilmesinin sonuçlarını analiz etti; İngiliz The Economist dergisi, "Hamas içinde güç dengesinin nasıl dağıldığına dair herhangi bir şüphe vardıysa, bu kesinlikle 6 Ağustos'ta hareketin Gazze'deki liderini ve 7 Ekim saldırılarının mimarını en üst düzey lider olarak atamasıyla sona erdi," yorumunu yaptı.
Dergi, bu seçimin 'Hamas'ın en radikal kanadının artık tüm hareketten sorumlu olduğu ve İran'la giderek daha fazla koordinasyon içinde olduğu' yönünde açık bir sinyal gönderdiği değerlendirmesinde bulundu.
New York Times gazetesi Hamas'ın Sinvar'ı lider seçme kararını, savaşın başlamasından 10 ay sonra Filistin hareketinin liderlerinin 7 Ekim 2023'te İsrail'e saldırma kararına hala bağlı olduklarının bir göstergesi olarak yorumladı.
Sonuç olarak Hamas'ın Sinvar'ı seçmesinin işgal rejimine ve onun arkasındaki ABD ve müttefiklerine, Hamas'ın kararında birleştiği, ilkelerinde sağlam olduğu, temel tercihlerinde kararlı olduğu ve ne kadar büyük fedakârlıklar olursa olsun direniş yolunda tüm Filistinli örgütlerle birlikte devam etmeye kararlı olduğu yönünde güçlü bir mesaj olduğu söylenebilir.