Ülke liderleri anlaşma için bir çerçevenin mevcut olduğunu teyit etti ve uygulanması amacıyla 15 Ağustos'ta Doha veya Kahire'de kritik görüşmeler yapılması çağrısında bulundu.
YDH- El-Meyadin'e göre, ABD Başkanı Joe Biden, Katar Emiri Tamim Bin Hamad el-Tani ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi yaptıkları ortak açıklamada ateşkes ve esir değişimi anlaşmasının önümüzdeki hafta yapılması planlanan bir toplantıda sonuçlandırılması çağrısında bulundular.
Yetkililer her iki tarafa da 15 Ağustos Perşembe günü Doha ya da Kahire'de kritik görüşmelerde bulunmaları çağrısında bulunarak, çözüm bekleyen konuların ele alınmasını ve anlaşmanın daha fazla ertelenmeden uygulanmaya başlanmasını hedeflediler.
Axios'a göre üst düzey bir İsrailli yetkili, toplantı fikrinin geçtiğimiz günlerde ABD tarafından ortaya atıldığını ve İsrail rejiminin ortak açıklama konusunda önceden bilgilendirildiğini belirtti.
Üç lider bir çerçeve anlaşmasının hazır olduğunu ve nihai hale getirilmesi için sadece uygulama detayları üzerinde anlaşmaya varılması gerektiğini ifade etti.
Bu açıklama, İsrail rejiminin Tahran'daki müzakere ekibine liderlik eden Hamas'ın siyasi büro başkanı İsmail Heniye'yi öldürmesinden yaklaşık bir hafta sonra geldi.
Ayrıca İsrail Beyrut'ta bir konutu hedef alarak üçü kadın, ikisi çocuk olmak üzere beş sivilin ve Hizbullah'ın üst düzey askeri lideri Fuad Şukur'un ölümüne neden oldu.
ABD, Mısır ve Katar'ın yaptığı açıklamada şöyle denildi:
"Gazze Şeridi halkının yanı sıra rehineler ve ailelerinin uzun süredir devam eden acılarına derhal son vermenin zamanı gelmiştir. Bir ateşkes anlaşmasını sonuçlandırmanın, rehineleri ve tutukluları serbest bırakmanın zamanı gelmiştir"
"Zaman kaybı durdurulmalı ve tüm taraflar bahaneleri sonlandırmalı'' diyen yetkililer, anlaşmayla ilgili kalan meselelerin "herkesin beklentilerini karşılayacak şekilde" sonuçlandırılması için nihai bir teklif sunmaya hazır olduklarını vurguladılar.
Tüm bunlar, İran İslam Cumhuriyeti ve Direniş Ekseni'ndeki müttefiklerin, İsrail'i cezalandırmaya hazırlandığı ve ABD'nin de İsrail'i bu misillemelerden korumak için güçlerini seferber ettiği bir süreçte yaşandı.