Gazze'deki aile katliamının perde arkası aralandı

img
Gazze'deki aile katliamının perde arkası aralandı YDH

The New York Times'ın açık kaynaklı video araştırmaları, Gazze'de bir sokakta cansız yatan altı kişilik bir ailenin İsrail işgal güçlerin tarafından vurularak öldürülmesinin yürek burkan hikayesini anlatıyor.




YDH- Geçtiğimiz Aralık ayında, Gazze'de bir sokakta yatan bir anne, baba ve dört oğlunun cesetlerini gösteren bir video ortaya çıkmıştı. Yanlarında bir sedye, kürekler ve derme çatma bir beyaz bayrak vardı.

New York Times'ın yaptığı bir araştırma, cesetlerin oraya nasıl geldiğini ve ölümlerinden kimin sorumlu olduğunu araştırıyor ve İsrail'in çapraz ateş iddialarını çürütüyor.

Temelde uzaktaki bombalamalar ya da roketlerin neden olduğu kitlesel sivil kayıpların çoğunun aksine, bu video İsrail'in, Gazze'deki Filistinlilere yönelik devam eden soykırımının ortasında doğrudan açılan ateşin sonuçlarının görülebildiği bir gerçeği gösteriyor.

Hedef alındı ve öldürüldü: Gazze katliamına derinlemesine bir bakış

The New York Times'ın araştırmasına göre, hepsi birden öldürülmüş gibi görünen Ebu Salah'ın ailesi İsrail ateşinin kurbanlarıydı. Times bulgularını İsrail ordusuna sunduğunda, gelen yanıt sorumluluğu reddetmek değil, bölgenin “aktif bir çatışma bölgesi” olduğuna dair şaşırtıcı olmayan bir iddia oldu.

İsrail ordusu şu iddiada bulundu: “Söz konusu bölge Cebaliye bölgesinde aktif bir çatışma alanıdır ve burada kuvvetlerimiz sivil kıyafetler giyerek ve sivil görünümlü bina ve mülklerde silahlarını gizleyerek savaşan ve çatışma alanlarında hareket eden teröristlerle birçok kez karşılaşmıştır.”

Ancak The Times'ın analizi, ailenin herhangi bir tehdit oluşturmadığını ve yakın mesafeden açık bir kasıtla hedef alındığını ortaya koydu. Aile 8 Ekim'de Gazze'nin kuzeyindeki evlerinden zorla çıkarılmış ve yakındaki bir okula sığınmıştı.

Yürek burkan katliamın perde arkası aralanıyor

Ölenlerden birinin kız kardeşi olan Hanedi Ebu Salah yaşadığı üzücü olayı anlattı. Ailesi öldürüldüğünde sadece 200 metre ötedeki bir okula sığınmış ve silah seslerini duymuş ancak hedefin ailesi olduğunu bilmiyormuş.

Hanedi, trajik olayları şöyle hatırlıyor: “Okuldan çıkamadık çünkü okulun çitlerinin yanında keskin nişancılar vardı. Vurulanların ailem olduğunu bile bilmiyorduk.”

Aile, evleri yıkıldıktan sonra Endonezya hastanesinin yanındaki Hamad bin Halife okuluna taşınmıştı. Cinayetlerden bir gece önce görgü tanıkları hastanede buldozerler olduğunu ve bunun da İsrail işgaline işaret ettiğini bildirdi. Uydu görüntüleri gece boyunca birçok binanın yıkıldığını doğruladı.

Ertesi sabah Hanedi'nin genç yeğeni Esad, dışarı çıktıktan kısa bir süre sonra İsrailli bir keskin nişancı tarafından vuruldu. Hanedi, The New York Times'a Esad'ın ailenin öldürülmesinden üç saat önce çekilen ve onu kana bulanmış beyaz bir tabutun içinde gösteren bir fotoğrafını verdi. Bu fotoğrafta ayrıca ölen aile üyeleriyle eşleşen turuncu bir sedye de yer alıyordu. Hanedi, ailenin vurulduklarında Esad'ı defnetmekten dönmekte olduklarını açıkladı.

Öğleden sonra, İsrail işgali altındaki Endonezya Hastanesi'nden gelen başka silah sesleri de duyuldu.

New York Times'ın gölge analizi ve askerlerin sosyal medya paylaşımlarını da içeren analizi, çatışmaların sabah 9 civarında meydana geldiğini öne sürdü.

Hedefli ateş, rastgele atış değil

Patolog Dr. Nizam Pirvani, cesetlerin vurulduktan kısa bir süre sonra, muhtemelen 1-2 saat içinde olay yerinde olduklarını belirtti.

Denver polisinin eski cinayet masası şefi Jonathan Priest, kurbanların bir araya toplanmış vaziyette olmalarının, saldırgan bir tutum sergilemediklerini ve kendilerini savunduklarını gösterdiğini belirtti. Priest ayrıca, bazı ölümcül atışların kurbanlar yerdeyken ve kendilerini korumaya çalışırken yapıldığına dikkat çekti.

Her iki uzman da yaraların vücudun üst kısmına yönelik olduğu sonucuna varmış olup, bu da rastgele atıştan ziyade hedef gözetilerek ateş edildiğini göstermekte.

Haberde, ne İsrail ordusunun ne de görgü tanıklarının olay yerinde Filistinli direnişçilerle bir çatışma yaşandığını bildirdiği, bunun da ölümün çapraz ateş sonucu gerçekleşmiş olma ihtimalini ortadan kaldırdığı kaydedildi.

Ayrıca baba, evrensel bir teslim olma ya da tehdit etmeme işareti olan beyaz bayrak taşıyordu, ancak trajik bir şekilde, beyaz bayrak taşıyan siviller başka olaylarda İsrail işgal güçleri tarafından hedef alındı.

Hanedi Ebu Salah yaşadığı sıkıntıyı şöyle anlattı: “Ailemden haber alamadığımız koca bir gece geçti.” Aile üyelerinin sokağa dağılmış olduğunu görünce büyük bir şok yaşamış.

“Ailemin sokakta dağılmış olduğunu görünce şok oldum, gözlerimin önünde altı kişi vardı.”