İran'ın Birleşmiş Milletler nezdindeki daimi büyükelçisinin, İran İslam Cumhuriyeti'nin tekfirci terör gruplarıyla mücadelede Arap ulusuna verdiği sarsılmaz desteği bir kez daha teyit ettiği bildiriliyor.
YDH- İran gazetesi Nur News'ın bildirdiğine göre, İran'ın Birleşmiş Milletler Daimi Büyükelçisi, Suriye'de terörizmin yeniden canlanmasından duyduğu derin endişeyi dile getirerek, İslam Cumhuriyeti'nin aşırılık yanlısı terörist gruplara karşı mücadelesinde Arap ulusuna verdiği sarsılmaz desteği yineledi.
Suriye'de son dönemde artan terör faaliyetlerine de değinen İranlı BM elçisi, HTŞ militanlarının koordineli terör saldırılarının Suriye'nin egemenliği ve istikrarı için ciddi bir tehdit oluşturduğunu söyledi.
Emir Said İrevani, Salı günü BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye konulu acil toplantısında yaptığı konuşmada, “İran, faaliyet gösterdikleri her yerde yaygın yıkım, kaos ve acıya neden olan Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) gibi terörist gruplarla mücadele etme ve onları ortadan kaldırma egemenlik hakkını tam olarak tanımakta ve desteklemektedir” dedi.
İranlı diplomat tüm terörle mücadele önlemlerinin Suriye hükümetiyle koordinasyon içinde ve onun rızasıyla alınması gerektiğini vurgulayarak ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğünün tam olarak sağlanması gereğini yineledi.
İrevani, “İran, Suriye'deki son gelişmeleri ele almak ve ülkedeki terörist faaliyetleri durdurmak için ortak bir strateji üzerinde çalışmak üzere Astana süreci dışişleri bakanlarını acil toplantıya çağırdı” dedi.
Washington'un siyasi gündemini ilerletmek için terörizmi bir dış politika aracına dönüştürdüğünü savunan İrevani, “HTŞ'nin gelişmiş silahlar ve insansız hava araçları da dahil olmak üzere operasyonlarının ölçeği ve karmaşıklığı, başta ABD olmak üzere kasıtlı dış desteğin altını çiziyor” dedi.
İrevani, “bu çatışmayı körüklemekten sorumlu olan taraflar, eylemlerinden ve Suriye halkına yaşattıkları yıkıcı sonuçlardan sorumlu tutulmalıdır” dedi.
İranlı diplomat, İsrail'in Suriye'deki sivillere ve kritik altyapıya yönelik hava saldırılarını arttırmasının, rejimin HTŞ ile bağlantılarıyla birlikte, Suriye'yi daha da istikrarsızlaştırmaya yönelik koordineli bir girişim olduğunu gösterdiğini söyledi:
“Halep ve İdlib'de yaşananlar, terörizm ve aşırıcılığın yeniden canlanması konusunda tüm bölge için bir uyandırma çağrısı işlevi görmelidir. Suriye'deki güvensizlik ve terörizm ile şiddet yanlısı aşırıcılığın yayılması bu ülkenin sınırları ile sınırlı kalmayacak; etkileri kaçınılmaz olarak yayılacak ve daha geniş bir bölgeyi ve ötesini tehdit edecektir.”