Sembolik zaferler ile savaşın sert gerçeklerinin yan yana durduğunun altını çizen Benn, siyasi liderlerin kamuoyu algısını şekillendirmek ve devam eden çatışmaların ortasında gücü korumak için askeri başarılardan nasıl yararlandıklarını inceliyor.
YDH- Haaretz gazetesinin genel yayın yönetmeni Aluf Benn, Guardian’da yer alan ‘’Suriye her zaman bir İsrail takıntısı olmuştur, şimdi beklenmedik bir şekilde Netanyahu'ya imrendiği zafer imajını verdi’’ başlıklı yazısında, Suriye’nin, ‘’İsrail'in ulusal mitolojisinde her zaman amansız bir rakip olarak özel bir yere sahip olduğunu’’ açıkladı.
Aluf Benn, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun siyasi manevralarının ve 14 aydır süren çatışmanın daha geniş ve karmaşık sonuçlarının gölgesinde, Suriye’nin kaybının ve Hermon Dağı'nın ele geçirilmesinin, Netanyahu tarafından ülke içinde ve uluslararası alanda imajını güçlendirmek için stratejik ve sembolik bir zafer olarak kullanıldığına dikkat çekti.
İsrail ordusunun özel kuvvetlerinin Suriye'deki Hermon Dağı'nın Şam ve Golan Tepeleri'ne bakan en yüksek zirvesini ele geçirmesine değinen Benn, ‘’İsrail, 14 ay boyunca aralıksız savaştıktan sonra 8 Aralık'ta nihayet zafer fotoğrafını elde etti. Fotoğrafta tam teçhizatlı üç asker, bulutlu gökyüzüne karşı bir dağın tepesinde İsrail'in Davut Yıldızı ve çizgili bayrağıyla poz verirken görülüyor.’’ dedi.
Netanyahu 8 Aralık'ta sınıra giderek 1974'te imzalanan ayrılma anlaşmasının “çöktüğünü” ilan etti ancak ertesi sabah devam etmekte olan yolsuzluk davasında kürsüye çıkacaktı.
Benn, ‘’bu askeri başarıdan aldığı zafer imajının Netanyahu’ya mahkeme salonunu tipik kabadayılığıyla süsleme şansı verdiğini’’ belirterek ertesi gün mahkemeden bir günlük izin alarak tekrar dağın zirvesine gittiğini söylüyor.
Zaferini tamamlayan Netanyahu, dağdan “İsrail tarafından belirlenecek yeni bir düzenleme bulunana kadar”, yani sonsuza kadar bölgeyi elinde tutma sözü verdi, Benn’e göre bu sözler ‘’sembolik bir alt metin taşıyarak Netanyahu’nun ayakta kalan son adam olduğu’’ mesajını veriyor.
‘’Netanyahu ve siyasi müttefikleri Büyük İsrail ideolojilerini yaymak için bir fırsat seziyorlar ve Hermon zirvesinden inmeyecekler’’ diye yazan Benn, İsraillilerin ‘’ciğerlerini bir kez daha uzun zamandır kayıp olan üstünlük ve kendini beğenmişlik havasıyla doldurduklarını, Hermon Dağı’nın yamaçlarının üzerindeki güzel gökyüzünü tercih ettiklerini’’ belirtiyor ve ekliyor:
‘’İsrailli uzmanlar Suriye'de ortaya çıkan yeni olasılıklar karşısında heyecan duyuyor: toprakları parçalamak, sınırı doğuya doğru kaydırmak, Dürzi ve Kürt azınlıkları İsrail'in vekilleri olarak desteklemek.’’