Lübnanlı milletvekili Ali Feyyad, Şii ittifakının siyasi anlaşmalardan kaçınma girişimlerini reddettiğini belirterek, hükümet kurma sürecinde uzlaşmanın önemine vurgu yaptı.
YDH - Lübnan meclisindeki Direnişe Vefa blokunun üyesi ve milletvekili Ali Feyyad, zorunlu ve zorunlu olmayan istişareler sürecindeki tutumunun, “yalnızca genel kuralları ve temel adımları üzerinde anlaşılan bir uzlaşma sürecine bağlı olduğunu” belirtti.
Bu süreç, General Jozef Aun’un cumhurbaşkanı seçilmesiyle başlayıp hükümetin kurulması ve sonrasını kapsıyor.
El-Ahbar gazetesinin aktardığına göre Feyyad, Hıyam kasabasında düzenlenen bir anma töreninde yaptığı konuşmada, “Bu süreçten kolayca çıkılması ve bu anlaşmalardan ani bir şekilde kaçınılması, hiçbir endişe duyulmadan ve büyük bir küçümsemeyle yapılıyor. Bu, olumlu tutum ve güvencelerle çelişiyor ve galip ile mağlup mantığına dayanan eylemlere dönüşüyor. Şii bileşeni, adeta yenilmiş bir durumdaymış gibi muamele görüyor,” dedi.
Feyyad, “Bunu kabul edemeyiz veya boyun eğemeyiz. Aksine, reddedeceğiz ve yüzleşeceğiz. Bunun hiçbir şekilde gerçeğe dönüşmesine izin vermeyeceğiz,” diyerek sözlerine devam etti.
Milletvekili, “Bu mesele yalnızca atanmış başbakanın şahsiyetiyle sınırlı değildir. Onun Arap tarihini, Filistin davasına verdiği desteği ve Siyonist rejime olan düşmanlığını iyi biliyoruz. Netanyahu ve diğer düşman liderlerini Lahey Uluslararası Mahkemesi’nde yargılamadaki olağanüstü rolünü takdir ediyoruz,” ifadelerini kullandı.
Feyyad, “Yaşananlar, ülkeyi bir yol ayrımına getiriyor. Reform ve istikrar sürecinin kötü niyetler ve yanlış hesaplarla tehdit edilmemesi gerekiyor,” değerlendirmesini yaptı.
Bunun yanı sıra Feyyad, “Hiç kimsenin unutmaması gereken altın kural, uzlaşma, diyalog ve iş birliğinin, devletin yeniden canlanması, kurumlarının inşa edilmesi, egemenliğinin korunması ve otoritesinin genişletilmesi için yeni dönemin temelini oluşturduğudur,” şeklinde konuştu.
‘En zengin fedakarlık mirası bizde’
Diğer yandan Feyyad, “Birçok güç, kendilerini devlet inşasına önem veren ve yeni bir aşamaya girmeye çalışan güçler olarak sunuyor. İttifakımızı ise devlet inşasına karşıymış ve ülkeyi istikrar ve siyasi hayatın normalleşmesiyle karakterize edilen yeni bir döneme sokmayı reddediyormuş gibi gösteriyorlar,” dedi.
Feyyad, Hizbullah-Emel ittifakının “parlamentodaki en büyük meclis grubu olduğunu ve parti düzeyinde en geniş halk desteğine sahip olduğunu” hatırlattı.
Aynı zamanda, “Onlarca yıl boyunca ülkenin korunması ve işgalci İsrail’le özgürlük mücadelesi uğruna sunulan fedakarlıklar, kan ve acılar açısından en zengin mirasa sahibiz,” ifadelerini kullandı.
Feyyad, Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım’ın, “İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırgan savaşının zirvesinde, Taif Anlaşması çerçevesinde devlet inşasını içeren bir dizi önceliği ilk ortaya atan kişi olduğunu” da sözlerine ekledi. Feyyad, “Hizbullah, son yıllarda birçok kez, devletin reforme edilmesi ve kurumlarının inşasını engelleyen çeşitli dosyaları masaya yatırmaya hazır olduğunu belirtti,” diye ekledi.
